28/09/2018 | Yazar: Aslı Alpar
“Cinsellik, cinsiyet ve değişen sınırlar” teması ile düzenlenen 12. Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Ulusal Kongresi’ni Doç. Dr. Koray Başar ile konuştuk.
“Cinsellik, cinsiyet ve değişen sınırlar” teması ile düzenlenen 12. Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Ulusal Kongresi’ni Doç. Dr. Koray Başar ile konuştuk.
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırmalar Derneği’nin (CETAD) ‘Cinsellik, cinsiyet ve değişen sınırlar’ teması ile düzenlediği 12. Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Ulusal Kongresi’nin programı açıklandı.
1-4 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan Kongre’de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği uygulamalarındaki değişiklikler, LGBTİ+ ilişkilerde çift terapisi, trans geçiş süreci ile interseks-tıp ilişkisi ele alınacak.
Cinsellik alanında çalışan sağlık profesyonellerinin konuşmacı olduğu Kongre’nin programını incelediğimizde cinselliğin heteroseksist sınırlarının dışına çıkıldığı gördük. Hem Kongre’nin programını hem de ruh sağlığı alanında heteroseksizmin kapladığı alanın dışında çalışmalar yürütmeyi Derneğin yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Koray Başar’la konuştuk. Başar CETAD’ın bu alandaki çalışmalarının yeni olmadığını ancak LGBTİ+ farkındalığının artması ile bu alanda daha fazla çalışmalar yapılma ihtiyacının ortaya çıktığını söylüyor.
CETAD’ın bu alanda çalışması yeni bir gelişme mi?
CETAD’ın kongreleri için LGBTİ ile ilgili konuların ele alınması bir yenilik değil. Yıllardır bu alanda verilen sağlık hizmetinin yaygınlaşması ve niteliğinin arttırılması CETAD’ın öncelik verdiği konulardan, çalışma alanlarından biri. CETAD cinsel terapi ve danışmanlık eğitimlerinde de ülkemizde standardı belirleyen öncü kuruluşlardan. Cinsel sağlıkla ilgili çalışanlara yönelik temel eğitim programlarında bu konulara değinilmesi, terapistlerin güncel bilimsel uygulamalar konusunda yetkin ve etik ilkelere uygun yaklaşımı benimsemiş bir şekilde yetişmelerinin sağlanması önemli hedeflerden biri. Bu konuda belirli ölçüde başarılı olunduğunu söylemek de mümkün.
CETAD eğiticileri dâhil oldukları diğer örgütler ve kendi meslek alanlarında yapılan etkinliklerde de cinsel yönelim, cinsiyet ifadesi ve cinsiyet kimliğiyle ilgili başvurular konusunda nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiği ile ilgili eğitim vermek ve duyarlılık sağlamaktan geri durmadılar hiç. Yıllardır Türkiye Psikiyatri Derneği’nin yaptığı hemen tüm bilimsel toplantılarda bu konularda oturumlar ve çalışma grupları düzenlendi.
“Kişilerin oldukları gibi bir hayat sürdürme iradeleri güçlendi”
Peki, ruh sağlığı alanında LGBTİ+’lara ilişkin çalışmaların arttığı bir dönemde miyiz?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de cinsiyet kimliği ve ifadesi ile ilgili yaşanan sorunlar nedeniyle kişilerin ve ailelerinin ruh sağlığı çalışanlarına başvurularında artış görülüyor. Bu artış insanlığın cinsiyetle ilgili gösterdiği olağan çeşitlilikte bir değişiklik, örneğin daha çok insanın kendini trans olarak tanımlamasıyla ilgili olması bana çok olası gelmiyor. Daha çok kişilerin farkındalığında artış, oldukları gibi bir hayat sürebilmekle ilgili iradelerinde güçlenme söz konusu. Dahası bu yönde sağlıklı ve kimliklerine saygı gösteren tıbbi merkez ve çalışanların farkındalar ve bu da artan başvuruya neden oluyor. Son yıllarda ülkemizde de daha çok meslektaşımızın bu alanda eğitim almak istediği, rutin uygulamalarına bu konuyu dâhil ettiklerini memnuniyetle görüyoruz. Bu konuda eğitim ve oturumlara ilginin on yıl öncesinden çok daha fazla olduğunu bu alanda eğitim veren herkes kabul eder sanıyorum.
Bu durumda yakın bir gelecekte LGBTİ+ farkındalığına sahip daha çok sağlık profesyoneli ile mi karışılacağız?
Öyle görünüyor. Bu sevindirici bir gelişme, zira LGBTİ’lerin gereksinim duydukları sağlık hizmetine erişmekle ilgili güçlük çektiklerini biliyoruz. Bunun önündeki tek engel değilse de, yetkin sağlık çalışanı sayısının az olması önemli bir sınırlayıcı ve bu eğitimlerin artmasıyla da durum değişiyor gibi görünüyor.
“Cinsellikle uğraşan uzmanlar interseks konusunu ele almakta geç bile kaldı”
Kongre’de intersekslere dair bir başlık da var…
Evet, Kongre’de ele alınması hedeflenen önemli konulardan biri interseks. LGBTİ kısaltması sık yinelense de ülkemizde de, dünyada da İ’nin görünür olmaması önemli bir sorun. Cinsellikle uğraşan uzmanların bu konuyu ele almakta geç bile kaldıklarını düşünüyorum. Bu konuda da mesleki anlamda öncülük yapmak CETAD’a yakışıyor sanırım.
Bu başlık altında neler tartışılacak?
Kongre’de geçmişten günümüze tıp tarafından belirlenmiş normlarla bedensel özellikleri tek cinsiyete sığdırılamayan intersekslere önerilen yaklaşım ele alınacak. Bu uygulamaya dâhil olan hekimlerin ve bu süreci deneyimlemiş intersekslerin aktarımları üzerine çalışan Ceren Aydın, çalışmasının bulgularını sunacak. Daha önce de topluluklara interseks olma deneyimini aktarmış olan Şerife de cinsel tedaviyle uğraşan meslek topluluğuna hitap edebilecek. Bunların ötesinde, yıllardır bu konuda ve tıbbın cinsiyete bakışı ve söylemi ile ilgili çalışmakta olan Cynthia Kraus İsviçre’den gelerek orada yaklaşımla ilgili son yıllarda yaşanan değişimin, mücadelenin öyküsünü anlatacak. Böylece LGBTİ’nin İ’sinin de cinsel sağlıkla ilgili çalışanların gündemine girmesini desteklemiş olmayı umuyoruz.
Trans geçiş süreci de Kongre’nin gündeminde...
Cinsiyetinden hoşnutsuzluk nedeniyle başvurularda önemli bir artış var. Dünyada yaygın eğilim başvuru yaşının da düşmesi. Yani daha çok çocuk ve ergen cinsiyet kimliğinin doğduğunda kendisine tayin edilenden farklı olması nedeniyle yardım almak üzere başvuruyor. Bu Türkiye’de de benzer.
Son yirmi yıldır bu konuya bilimsel yaklaşan merkezlerin tutumu 18 yaşı beklemekten uzaklaştı. Artık ergenlik döneminde de cinsiyetinden hoşnutsuzluk yaşayan kişi ve ailelerine yardım etmenin farklı yolları var. Bu yardıma Türkiye’de de erişmek mümkün. Aynı erişkin bireyler için olduğu gibi bu yaklaşımın da yaygınlaşması zaman alacak, farklı görüşleri olan meslektaşlarımız olacak. Ama sonunda bu gelişmelerin trans ergenlerin lehine olacağını umuyorum. Bu kongrede Şahika Yüksel ve Seven Kaptan’la birlikte hem erişkinlere ruhsal hizmetin ele alındığı, hem de ergenlere yaklaşımın ilkelerinin aktarıldığı oturumlar gerçekleştirilecek.
“LGBTİ’lerin partnerleriyle yaşadıkları güçlükler heteroseksüel çiftlerinkinden ne daha az ne de çok”
Kongre programı heteroseksist olmayan ilişki terapisinin de müjdesini mi veriyor?
LGBTİ’lerin partnerleriyle yaşadıkları güçlükler, ki heteroseksüel çiftlerinkinden ne daha az ne de çok, çiftlerle çalışan ruh sağlığı uzmanlarının son yıllarda artan şekilde gündemine girdi. Zira artık, yıllardır yürütülen mücadeleler sonunda, hekim ya da terapiste başvurmak, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ile ilgili açık olmak daha az zor, kolay demeye hâlâ dilim varmasa da. Ancak çift terapisi alanında eğitim almış ya da uygulamada bulunanların karşılaştıkları güçlükler var. Benzer bir kültürel iklimde, Yunanistan’da, bu alanda çalışan ve eğitimler veren Stylianos Lagarakis’in Kongre’de bu konuda vereceği konferansın önemli bir etkisi olmasını umuyorum.
Kongre başka neler vadediyor?
Kongrenin ana teması ‘Cinsellik, cinsiyet ve değişen sınırlar’, dolayısıyla değindiklerimin dışında da sınırlarla ilgili sorgulayıcı bakış açısını sergileyip, uyarıcı olabilecek çok sayıda oturum mevcut. Bu kongre aynı zamanda CETAD’ın 20. yılının kutlaması. CETAD cinsel tedaviler konusunda öncü rolünü bu alanda daha iyiye ulaşmak için değişime, kendisini sorgulamaya ve değiştirmeye kararlı davranmasına borçlu. İstanbul’da zengin içerikli bir kongre gerçekleştirebilmek hem bugüne kadar yürütülen mücadelelerin ve kararlılığın sonucu, hem de bundan sonraki gelişmelere hazırlık niteliğinde. Programa göz atılmasını ve katılınmasını öneririm.
12. Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Ulusal Kongresi programının tamamı için burayı ziyaret edebilirsiniz.
İlgili haber:
CETAD, “Cinsellik, Cinsiyet ve Değişen Sınırlar’’ı konuşacak
Etiketler: insan hakları, sağlık