23/03/2020 | Yazar: Kaos GL

“İçeriği son derece öznel ve belirsiz olan, tartışmalı yorumlara açık müstehcenlik kavramı adı altında, nesnellikten uzak bir değerlendirmeyle sınırlandırılması demokratik toplum düzeniyle bağdaşmayan bir uygulamadır ve kabul edilemez.”

Çevirmenler Birliği’nden yargılanan çevirmene destek: Meslektaşımızın yanındayız Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çevirmenler Meslek Birliği (Çevbir) Yönetim Kurulu, Kız Çocuk Hakları Bildirgesi ve Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi kitaplarının ‘muzır’ ilan edilmesi, kitapların toplatılıp imha edilmesi ve çevirmen hakkında dava açılmasına ilişkin açıklama yayınladı.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın düzenlediği homofobik ve transfobik rapor sonucu toplatılan ve imha edilen kitapların çevirmeninin yanında olduklarını ifade eden Çevbir, “İçeriği son derece öznel ve belirsiz olan, tartışmalı yorumlara açık müstehcenlik kavramı adı altında, nesnellikten uzak bir değerlendirmeyle sınırlandırılması demokratik toplum düzeniyle bağdaşmayan bir uygulamadır ve kabul edilemez” dedi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

“Basında yer alan bilgilere göre, 27 Eylül 2019’da Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Türkçede yayımlanan 4 çocuk kitabını çocukların maneviyatına zarar vereceği gerekçesiyle muzır (“zararlı”) ilan etmişti. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kız Çocuk Hakları Bildirgesi kitabının müstehcen içeriğe sahip olduğunu ileri sürerek kitabın toplatılması ve sorumluları hakkında işlem yapılması için rapor hazırlayarak savcılığa sunmuştu.

“Çevirmen meslektaşımız Burcu Uğuz’a Elisabeth Brami’nin yazdığı ve Estelle Billon-Spagnol’un resimlediği Yapı-Kredi Yayınları’ndan çıkan Kız Çocuk Hakları Bildirgesi (YKY, 2017) ve yine aynı yazar ile çizerden Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi (YKY, 2017) başlıklı çevirileri için dava açıldığını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. “Müstehcen yayınların yayılmasına aracılık etmek” suçu kapsamında düzenlenen iddianamede, çevirmenin hapis cezasıyla yargılanması isteniyor. Üstelik söz konusu iddianame çevirmeni kitabın hem basım, hem yayım hem de dağıtımından, hatta çizimlerinden dahi sorumlu tutuyor. “Çevbir olarak kitap çevirmenliğinin pratik gerçekleriyle ilgisi olmayan bu tutumu kınıyor, çevirmenlik mesleğinin icra edilmesini zorlaştıran bu tür uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz. Meslektaşımızın yanındayız, yargılama sürecini de doğrudan takip edeceğiz.

“Düşünce ve düşünceyi yayma özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerimizden biridir ve anayasal güvence altındadır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımı asıl, sınırlandırılmaları istisnaidir. İçeriği son derece öznel ve belirsiz olan, tartışmalı yorumlara açık müstehcenlik kavramı adı altında, nesnellikten uzak bir değerlendirmeyle sınırlandırılması demokratik toplum düzeniyle bağdaşmayan bir uygulamadır ve kabul edilemez.

“Her çeviri kitap, bir ürün olarak birden fazla tarafın –farklı nitelikte de olsa– ortak emeğiyle ortaya çıkarılır: Yazarın, yayınevinin ve çevirmenin ortak ürünüdür. Çevirmen haklarını ve ifade özgürlüğünü savunan bir meslek örgütü olarak, bu ortak üretime imza atan taraflardan herhangi birinin yargılanmasını aynı ölçüde kabul edilemez buluyoruz. Bununla birlikte, ifade özgürlüğüne bu tarafların hepsinin aynı şekilde ve yüksek sesle sahip çıkması gerektiğini özellikle belirtmek istiyoruz; şimdiye kadar yalnız bırakılmış çevirmene, yargılama sürecinde destek olunmalıdır. Yapı-Kredi Yayınları’nın yanı sıra, kamuoyunu çevirmenin yanında durmaya çağırıyoruz.”


Etiketler: insan hakları, kültür sanat
İstihdam