09/06/2023 | Yazar: Yıldız Tar
Dr. Larin Kayataş hakkında CİMER şikayetleri sonucu verilen memuriyetten men kararını idare mahkemesi de onayladı. Dosyada “genel ahlak” var, görevi aksatmaya dair bilgi yok!
Bundan iki sene önce, 2021’de Dr. Larin Kayataş memuriyetten men edildi. Bu karar sistematik mobbing ve baskının ardından gelmişti.
Sosyal medya paylaşımları Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’n3 (CİMER) şikayet edilen Dr. Kayataş, “Bu ülkede 8 Mart’a katılmak, CHP’ye oy verdiğini belirtmek, trans kadın olmak ne zamandan beri suç sayılıp doktorluk görevini yapmaya engel oluyor?” diyerek hukuki mücadele başlattı.
Hakkındaki uzaklaştırma cezasına ilişkin davadan olumlu sonuç alsa da, memuriyetten men edilmesine ilişkin davada Dr. Kayataş’ın özel hayatı yargılandı ve İstanbul 6. İdare Mahkemesi, memuriyetten men kararını hukuka uygun buldu.
Mahkeme, Devlet Memurları Kanunu’nu gerekçe gösterdi ve Dr. Kayataş’ın sosyal medya paylaşımlarının “memuriyetle bağdaşmadığını” savundu. Dr. Kayataş’ın idarenin özel hayatına müdahale edemeyeceğini belirttiği dava dilekçesi ve savunmasını ise dikkate almadı.
Dosyada görevi aksatma yok, CİMER şikayetleri var!
Dava dosyasında da, görevden men kararında da Dr. Larin Kayataş’ın görevini aksattığı ya da özel hayatının görevini yapmasını engellediğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da kanıt bulunmuyor.
Öte yandan, yargı kararı da idarenin görevden men kararı da CİMER şikayetlerine dayanıyor. Dr. Kayataş, aday memur olarak atandığının ertesi günü bir hastane personeli kendisini “hal ve hareketlerini genel ahlaka uygun görmediği” için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikayet etti. Bu sebepten, atandıktan bir ay sonra üç ay görevden uzaklaştırıldı. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de disiplin soruşturması başlattı.
Dr. Kayataş, bu süreçte üç kez savunmaya çağrıldı ve kendisine “8 Mart’a neden katıldınız?”, “Bu arada siz trans kadın mısınız?”, “Seçim gelince CHP’ye bas geç tweetinizle ne amaçlıyorsunuz?” soruları yöneltildi.
Kayataş’tan ilk tepki: Türk hukukunda kara bir leke!
Dr. Kayataş, sosyal medya hesabından İdare Mahkemesi’nin bu kararına tepki gösterdi, “Bu karar sistematik bir şekilde sürdürülen Anayasa ve Kanun ihlallerinin en büyük örneklerinden biridir. Memuriyetten men gibi son derece ağır ve evrensel hukuka aykırı bir kararın Mahkeme tarafından kabul edilmesi onaylanması Türk hukukunda kara bir leke olarak anılacaktır” dedi.
Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığını hatırlatan Dr. Kayataş, çalışma hakkının gasp edildiğini, İdare Mahkemesi’nin de bu ihlali onayladığını vurguladı ve ekledi:
““Genel ahlak” adı altında bireyin yaşam tarzına müdahale Hukuk ile mümkün hale gelmiştir. Üstelik cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği farklılıklarına sahip bir bireyin çalışma hakkının gasp edilmesi açıkça bir insan hakları ihlalidir. Avukatımla birlikte karara itiraz edilmiştir.”
Ne olmuştu?
Dr. Larin Kayataş, 2021’de bir yıldır sistematik mobbing ve baskının, disiplin soruşturmalarının ardından memuriyetten men edildiğini açıkladı. Sosyal medya hesabından yaşadıklarını anlatan Dr. Kayataş, atandığının ertesi günü bir hastane personelinin kendisini “hal ve hareketlerini genel ahlaka uygun görmediği” için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikayet ettiğini ve sadece bu sebepten atandıktan bir ay sonra üç ay görevden uzaklaştırıldığını söyledi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün disiplin soruşturması da başlattığını belirten Kayataş’ın aktardıklarına göre sonrasında önce kınama cezası verildi ardından 13 Eylül 2021’de memuriyetten men edilerek hekimlik görevine son verildi.
Dr. Kayataş, bu süreçte üç kez savunmaya çağrıldığını ve kendisine “8 Mart’a neden katıldınız?”, “Bu arada siz trans kadın mısınız?”, “Seçim gelince CHP’ye bas geç tweetinizle ne amaçlıyorsunuz?” sorularının yöneltildiğini vurgulayarak şöyle dedi:
“Bu ülkede 8 Mart’a katılmak, CHP’ye oy verdiğini belirtmek, trans kadın olmak ne zamandan beri suç sayılıp doktorluk görevini yapmaya engel oluyor? Sosyal medya paylaşımlarımın genel ahlaka uygun olmadığı, devlet memurunun hal ve hareketlerine yakışmadığı, bir genç kadın olarak ahlaklı olmam gerektiği söyleniyor. Halbuki özel hayatımda neler yapabileceğime kimse karışamaz! Devlet memurluğu bahane edilerek özel hayatıma müdahale edilemez! Genel ahlak adı altında başka bir yaşam tarzı dayatılamaz! Toplumun bir kesimi tarafından ‘ahlaksız, iffetsiz’ olarak görülmem doktorluk yapmama engel olamaz! Mesleğimi yaparken en ufak bir hatam yok, tıpkı diğer doktorlar gibi mesleğimi severek yapıyorum. Üstelik pandemi gibi bir dönemde sağlık sisteminde doktorlara bu kadar ihtiyaç varken var olan doktorları da özel hayat bahane edilerek görevden uzaklaştırmak kabul edilemez.”
Zorunlu görevi bitmediği için özel hastanelerde de çalışamadığını, sosyal ölüme mahkum edildiğini söyleyen Dr. Kayataş, “Yıllardır tek başıma verdiğim bütün emekler çöp oldu. Sebebi ise kendim olmak, kendi istediğim hayat tarzını sürdürmek, genel ahlak adı altında uygulanan sistematik baskıyı reddedip cinselliğini özgürce yaşayan bir kadın olmam” diye ekledi.
Dr. Kayataş, kararın politik olduğunu, insan hakkı ihlali ve hukuksuzluk olduğunu belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik bir hukuk devletidir ve Anayasa ile yönetilmektedir” dedi ve yasal süreci başlatacağını açıkladı.
Soruşturma devam ederken, Dr. Kayataş’ı bu sefer başka bir kişi CİMER’e şikayet etti.
Dr. Larin Kayataş’ın “3 ay görevden uzaklaştırma” işleminin iptali için açtığı dava ise Kasım 2021’de sonuçlandı. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün Dr. Kayataş’ı “3 ay görevden uzaklaştırması” hukuka aykırı bulundu. Üst mahkeme de bu kararı onayladı.
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, çalışma hayatı, dava