02/05/2018 | Yazar: Ali Erol

Aşağılama ve hakaret ile yetinmeyen “okuyucu”, Zerrin Özer’in “biseksüel” sözüne karşı “yorum”unu cinsiyetçi nefret söylemine vardırıyor.

“Cinsel haklar ahlaksızlığı teşvik etmez; heteroseksist ahlaka karşıdır” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Aşağılama ve hakaret ile yetinmeyen “okuyucu”, Zerrin Özer’in “biseksüel” sözüne karşı “yorum”unu cinsiyetçi nefret söylemine vardırıyor.

“Türk Pop Müziği'nin en güçlü kadın seslerinden” Zerrin Özer, “Türkiye’de erkeklerin yarısı biseksüel” açıklamasını, yaklaşık 4 yıl aradan sonra, bir kez daha tekrar etti.

Şehrazat’ın şarkısı “Beni Tanıma”yı yorumladığı yeni single’ı vesilesiyle Posta gazetesinden Oya Çınar’a röportaj veren şarkıcı Zerrin Özer, “Türk erkeklerin yüzde 50’si biseksüel” diye konuştu.

Gazetecinin “büyük bir iddia olmadı mı” sorusu üzerine şarkıcının verdiği “Kızacaklar biliyorum ama gerçekleri söylüyorum. Bana hayat bunu gösterdi. Örf ve adetler o kadar baskın ki erkekler bunu itiraf edemiyorlar. Kim söyleyebilmiş ki Türkiye’de ‘Ben gey’im’ diye!” karşılığı, Nisan ayında medya dolaşımını ve tartışmaları beraberinde getirdi.

Zerrin Özer’in “biseksüel” açıklaması, Yeni Akit tarafından “gündemden uzak, alakasız, sadece gündeme gelmek için” sarf edilmiş sözler şeklinde görülse de, Mart ayının son günü yayınlanan ama Nisan’da yayılan ve gündemde öne çıkan bir başlık oldu.

4 yıl önce oran gene aynıydı: %50 biseksüel!

Şarkıcı Zerrin Özer, 4 yıl önce CNN Türk’te, Mesut Yar’ın sunduğu “Burada Laf Çok” programına katılmış, “Türkiye Cumhuriyeti'nde erkeklerin yüzde ellisi biseksüel” diye konuşmuş, programın videosunu gene Posta gazetesi “Türkiye’de erkeklerin yarısı biseksüel” manşetiyle vermişti.

“Türkiye Cumhuriyeti'nde erkeklerin yüzde ellisi biseksüel” sözlerini 4 yıl önce internet sitesi mynet, “Zerrin Özer’den canlı yayında şok açıklama” başlığı ile paylaşmış, sitenin okurları da, “alay eden, ciddiye almayan, aşağılayan, hakaret eden” yorumlar ve nihayet kadın şarkıcıyı insan yerine koymayıp doğrudan kadınlığı ve bedeni üzerinden cinsiyetçi küfürlerle desteklenmiş nefrete varan söylemler ile “şok açıklama”ya karşılık vermişler.

Mynet’in üç yıl önceki “okur yorumları”nda, kadın şarkıcının kadınlığı ve bedeni üzerinden maruz kaldığı bildik ve geleneksel hakaret ve küfürleri, cinsiyetçi aşağılamaları ve nefret söylemlerini geçtiğimizde, iki “okur yorumu” dikkat çekiyor. Siyasetin iki ayrı cephesinden ama birbiri ile mütemadiyen paslaşan iki ayrı yorum, bildik ve geleneksel hakaret ve küfürler gibi tanıdık iki klişe; biri, artık siyaseten unutulmuş “AB” dolayımından “avrupa birliğine gireceğiz diye avrupada ki erkeklerle karışdırdı herhalde Biz Türk Erkeklerini hanım efendi her hal” yorumu, diğeri ise iç siyasetten “akepe nin yalakası seni” yorumu!

Şarkıcının yaklaşık 4 yıl aradan sonra tekrarladığı “Türk erkeklerin yüzde 50’si biseksüel” sözlerini ise Mynet bu kez “şok açıklama” yerine, “çok konuşulacak açıklama” başlığı ile verirken, 40 adet “okuyucu yorumu”nda yeni bir yaklaşımla karşılaşmamız mümkün olmuyor. “Sana ne milletin özel hayatından; sana ne milletin vücudundan…” tepkisi gösteren bir “okuyucu yorumu” dikkat çekerken geri kalanlar gene 4 yıl önceki “okuyucu yorumları” gibi şarkıcıya ve şarkıcının vücuduna yönelik “alay, aşağılama, hakaret” içerikli söylemlerden geçilmiyor. Okuyucular, yorumlarında bir kategori olarak “biseksüel erkek”i “erkek” yerine koymayıp, “erkeklik”e dâhil etmezken, kadın şarkıcının kadınlığı ve bedeni karşısında cinsiyetçi nefretten medet umarak “ben olsam ben de biseksüelim derim” diyerek, erkek’in “biseksüel”liğinin hangi koşulda tasvip edilebileceğine işaret etmiş oluyor.

Kadın şarkıcı “saçmalar”, erkek köşe yazarı “ağzının payını verir”!

Peki, “okuyucu”, alay eden, ciddiye almayan, aşağılayan, hakaret eden yorumları döşerken, “yazar” gazete köşelerinde, kadın şarkıcının sözlerini nasıl yorumladı…

Fatih Altaylı, HaberTürk gazetesindeki köşesinde, kendinden çok emin, uzatmıyor ve şarkıcının sözlerini “saçmalamak” olarak “yorumluyor”. Altaylı, bir başka erkek köşe yazarı Ahmet Hakan’dan farklı olarak daha da ileri gidiyor ama gene de anonim “okuyucu yorumları”nın cinsiyetçi küfürlerle desteklenmiş nefrete varan söylemsel eşiğini aşmadan şarkıcıya yönelik “deneyime veya teste dayalı bir tahmin olduğunu zannetmiyorum” iması ile yetiniyor.

Ahmet Hakan ise Hürriyet gazetesindeki köşesinde, şarkıcının “iktidar nezdinde çok güzel puanlar toplamış olabileceği” sözlerini sıraladıktan sonra, “Türkiye’de erkeklerin yarısı biseksüel. Toplum baskısından itiraf edemiyorlar” sözü ile “çok önemli bir taktiksel ve stratejik hata” yaptığını ekleyerek “iktidar cenahı”na karşı Zerrin Özer’e “aman ha aman” uyarısında bulunuyor.

HaberTürk gazetesi, şarkıcının 2014’teki sözlerini “ünlü sanatçıdan bomba açıklama!” başlığı ile verirken, 2018’deki tekrarını ise “çarpıcı açıklamalar” olarak aktardı.

Hürriyet gazetesi ise 2014’teki ilk açıklamayı “ilginç” ve “şaşırtan” sıfatları ile verirken, 2018’deki tekrarını “tartışma yaratacak iddialar” olarak paylaştı.

“Onu senden kurtulmak için uyduruyor olmasınlar?”

Posta gazetesinin 2014 senesindeki “Zerrin Özer: 'Erkeklerin yarısı biseksüel'” haber paylaşımına, gazetenin facebook sayfasında sadece 5 adet “yorum” düşülmüşken, 2018’deki “Zerrin Özer: "Türk erkeklerinin yüzde 50'si biseksüel ama itiraf edemiyorlar”” haber paylaşımına gene gazetenin facebook sayfasındaki yorumların sayısı ise 150’yi geçiyor.

Gazetenin 2014’teki facebook sayfası takipçilerinin düştüğü 5 adet “okuyucu yorumu”nun, şarkıcının son açıklamasına gösterilen birbirinden farklı olduğu bilinen veya varsayılan medya organlarının “okur tepkileri”nin ortak özeti olması dikkat çekiyor:

“Nerden biliyosun”, “Senin tanıdıkların olabilir belki oda yüzde bir yoktur be”, “okadar sıkıntıda demekki saçmaladığına göre”, “onu senden kurtulmak için uyduruyor olmasınlar?”, “Baymis bu ya”.

“Bugüne kadar hiçbir erkeğini elinde tutamadı; neden acaba?”

Posta gazetesinin, şarkıcı Zerrin Özer’le yaptığı röportajı, “Türk erkeklerinin yüzde 50'si biseksüel ama itiraf edemiyorlar” başlığı ile facebook sayfasında yaptığı paylaşıma düşülen “takipçi yorumları”ndan en çok “like”ı “bugune kadar hic bir erkegini elinde tutamada.Neden acaba?” yorumu almış.

Şarkıcıyı “ciddiye almayan” takipçi, “aşağılama ve hakaret”le de yetinmeyerek, “biseksüel” açıklamasına karşı sarf ettiği “yorum”u “cinsiyetçi nefret söylemi”ne vardırıyor:

“Zerrin Ozeri bildim bileli hep erkek delisi olmustur.Ustelik subyanci.Fakat nedense bugune kadar hic bir erkegini elinde tutamada.Neden acaba?Cunku gecimsiz bir yapiya sahip.Eveeet guzel bir sesi olabilir,ama kafayi hic bir zaman kullanamadi.Hep magduru oynadi,agladi,zirladi.Uzun lafin kisasi gereksiz biri.”

Elliden fazla “takipçi” tarafından “beğenilen” bu yorumun ardından otuzu aşkın “takipçi”nin “like”ladığı, “Hanımefendide tecrübe konuşuyor.Erkeklerin en az yüzde ellisini tanıyor.Ondan daha iyi mi bileceğiz?” yorumu geliyor.

“Türkiye’nin yüzde 50’siyle beraber olmuş demek ki”

Şarkıcı Zerrin Özer’in “Türk erkeklerinin yüzde 50'si biseksüel ama itiraf edemiyorlar” sözlerine karşı Posta gazetesinin takipçileri bir taraftan kadınlığı ve bedeni üzerinden şarkıcıya hakaret ederken, diğer taraftan da taciz ve tecavüze işaret eden doğrudan cinsel saldırı ifadesi sergilemekten geri kalmıyor.

Cinsiyetçi küfürlerin sarmaladığı nefrete varan söylemsel eşiği aşan “okuyucu yorumları”nın Posta gazetesi takipçilerine özgü olmadığını, Cumhuriyet gazetesinin twitter hesabında paylaştığı, “Zerrin Özer: Türk erkeklerinin yüzde 50’si biseksüel” tivitine yapılan “okuyucu yorumları”nın da aynı eşiği aşmak için birbirleriyle yarıştığını görmek mümkün.

Posta gazetesinin facebook sayfası takipçilerinin “seks” yorumlarından işte bazıları:

“Turkiyenin yüzde 50siyle beraber olmuş demek ki”

“Kadin Türk erkeğinin %50 ile deneme yapmış doymamış.”

“Kendisi öyleleri ile beraber olmuş bütün türkiyeyi testmi yaptin ihtiyar”

“Zamanında çok gurup yapmış”

“Kalan % 50 sana yeter.”

“Genelevde çok büyük sermaye olurmuş”

“Sen erkeğine denk gelmemişsin zerrin hanım kemik sesi gelmemiş senden.”

“Gemi gibi karı 900 kişi biner”

“Doğru söylüyorsun yüzde üç yüzde beş elit kesimin dışına çıkmamış tabi o kesimdede biraz nonuşluk olunca oda bir avuç azınlığı yüzde elli biliyor bunların ne meramı ne kederleri aklı fikirleri sexte”

“Muhtemelen hic bir erkek artik ona yaklasmak istemiyor ki onlari biseksuellikle sucluyor.Bunun baska nedeni olmaz.”

“Türkiyedeki erkeklerin hepsi ile görüştün mü öyle konuşuyorsun. Erkekler adına onları karalayacak bir şekilde nasıl konuşursun. Seni mahkemeye vereceğim.”

“Erkekleri tahrik etmek için söylenmiş bir söz olarak değerlendiriyorum.Bizlerinde ona erkekliğimizi ispatlayalım istiyor.İyide hiçte ilgi çekici bir kadın değilsin Zerrin.Omuzların erkeksi.Üst tarafın çok iri alt tarafın ince.Hiç orantılı bir kadın değilsin. Kısaca Kalas gibisin.Sırf sesin güzel diye seninle birlikte olunmaz.Yatakta sesle değil kadınla yatılır.Biz erkekleri boşuna tahrik etme sana çorba çıkmaz.Sana gelene kadar kadınmı kalmadı.”

Kim bu “biseksüel” erkek?

“Okuyucu yorumları”nda görülen alaya alma, ciddiye almama oradan aşağılama, hakaret giderek meşrebine göre sergilenen cinsiyetçi nefret söylemleri, şarkıcı Zerrin Özer’in “yüzde elli biseksüel” sözlerinin “erkeklik”ten ve “erkekliğinden” kuşkuya yol açtığına da işaret ediyor olmalı.

“Erkeklik” kuşkusu, heteroseksist toplumda, erkeğin egemenliğinden kuşkudur! “Erkek çocuklar” olarak içine girmeye ve ona uyum göstermeye yönlendirildiğimiz, baskılandığımız ve zorlandığımız “erkeklik” bizden önce ve bizim dışımızda belirlenmiş ve tasarlanmıştır.

Bizden uymamız ve uygulamamız beklenen erkeklik, değişmez ve dönüşmezmiş gibi bir başka deyişle ezelî ve ebedî olarak sunulur. Oysa erkeklik, toplumsal bir kategori olup, değişmekte, dönüşmekte ve sürekli yeniden kurulmaktadır.

Peki, kim bu biseksüel

“Eşcinsel”in Türkçe Sözlük’teki seyri dalgalıyken, “biseksüel”e rastlamak geçen yıllarda mümkün olmuyor. Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından yayınlanan Türkçe Sözlük, “eşcinsel-homoseksüel” kararsızlığında nihayet Türkiye LGBT hareketinin tercihi ve kullanımına uygun olarak “gey” sözcüğünü kayıtlarına geçirirken, “biseksüel”i “hem kendi cinsini hem de karşı cinsi arzulayan” tanımıyla sözlüğe ekliyor.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Kurulu ise Türkçe Tıp Dili Kılavuzu’nda, “biseksüel” sözcüğünü, “iki cinse yönelimli” tanımıyla veriyor.

LGBTİ’nin ‘B’sine karşılık gelen, lezbiyen ve gey ile birlikte cinsel yönelime dair bir varoluş ve kategori olan “biseksüel”, Kaos GL Derneği’nin sözlüklerinde ve yayınlarında şöyle tanımlanıyor: Hem kendi cinsiyetine hem de farklı cinsiyetlere sahip insanlara duygusal, romantik ve cinsel yönelim içinde olan kişileri tanımlar. Biseksüel bir kimse, tüm cinslere aynı ölçüde ilgi duymayabilir ve bu ilginin derecesi zaman içinde değişebilir.

Eşcinsel veya biseksüel yönelimli insanlar en az heteroseksüel insanlar kadar çeşitlilik gösterseler de, eşcinsel ve biseksüel yönelim her tür dinsel, etnik, sosyokültürel, mesleksel ve politik grupta birbirine yakın oranlarda görülse de, şarkıcı Zerrin Özer’in “biseksüel” açıklamasına karşı sarf edilen sözlerin gösterdiği gibi karşımıza bir ayrımcılık ideolojisi olan heteroseksizm çıkar.

Heteroseksizm, heteroseksüelliği bir zorunluluk olarak gören ve biricik varoluş biçimi olarak dayatan bir tür ırkçılıktır. Kadınlara yönelik ayrımcılık olan seksizmin (cinsiyetçilik), heteroseksüel olmayanlara yönelik halidir. Heteroseksizm doğal, normal, üstün ve kabul edilir olan cinsel yönelimin heteroseksüellik olduğunu öne süren; heteroseksüel olmayan her türlü davranış, kimlik veya ilişkiyi damgalayan, reddeden ve aşağılayan ideolojik sistem anlamına gelmektedir.

“Cinsel haklar ahlaksızlığı teşvik etmez; heteroseksist ahlaka karşıdır”

Özellikle “cinsellik” konularının, ahlaki normlara ya da dine uygunluk-uygunsuzluk, davranışların ve sonuçlarının sağlıklı olup olmaması, yasallık–yasadışılık, insancıllık–insanlık dışılık, çağdaşlık–geri kalmışlık gibi farklı eksenler ve bunların kombinasyonları üzerinden tartışılmasını değerlendiren Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, “cinsel haklar kim için?” ve “ayrımcılık kimin sorunu?” sorularını soruyor.

Prof. Erbaydar, cinsel haklar ile ilgili şu maddeleri sıralıyor:

“Cinsel hakların ne kadarının verilebileceği ya da ne kadarının uygun olup olmayacağı müzakere konusu olamaz; cinsel hakların ya çiğnenmesi ya da tanınması söz konusudur.”

“Cinsel hakların ihlal edildiği uygulamalar ve bu uygulamaların dayandırıldığı yaklaşımlar erkek-egemen aile yapısının ve bundan beslenen otoriter yapıların sürdürülmesine yönelik amaçlı eylemler ve yaklaşımlardır.”

“Cinsel haklar aileyi / erkekliği / toplumsal yapıyı tehdit etmez; ancak erkek egemenliğini tehdit eder.”

“Cinsel haklar herhangi bir cinsel davranış modelini teşvik etmez; ancak belirli bir cinsel davranış modelinin dayatılmasına karşıdır.”

“Cinsel haklar kişilerin her istediğini yapması değildir; ancak erkek egemen yapının sürdürülmesini isteyenlerin her istediklerini zorla dayatmalarına karşıdır.”

“Cinsel haklar ahlaksızlığı teşvik etmez; ancak erkek-egemen heteroseksist ahlak anlayışına karşıdır.”

Cinsel haklar toplumsal yapının ayrışmasına yol açmaz; ancak cinsel temelli her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yöneliktir.”

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor olacak.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Sosyal Psikolog, Porf. Dr. Melek Göregenli, nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili araçlardan birinin medya olduğuna dikkat çekiyor:

“Medya, dünyada ve ülkemizde nefret suçlarına yol açan ayrımcılığı oluşturan ve besleyen kalıpyargıların, önyargıların kısaca nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili aracılardan biridir. Medyanın nefret suçları kapsamında ele alınabilecek eylemleri haberleştirme, kullanılan dil ve mağdurları ya da olayı sunma şekli, eylemi meşrulaştırmaya ve suçun altında yatan ayrımcılığı gizlemeye yol açabilir; sıklıkla böyle olmaktadır. Örneğin, Türkiye’de bütünüyle nefret suçları kapsamında görülmesi gereken eşcinsellere, travesti ve transseksüellere yönelik saldırılar, genellikle mağdurların yarattığı tahrik sonucunda oluşan eylemler gibi sunulmaktadır. Açık bir saldırı ve çoğunlukla cinayete varan ya da bizim ülkemizde ancak ölümle sonuçlandığında ‘haber’ değeri taşıyabilen suçlar, mağdurların çıkardıkları ‘olaylar’ sonucunda gerçekleşmiş, ‘doğal’ sonuçlar olarak ele alınmaktadır. Genellikle mağdurlar, faillerin ‘hassasiyetlerine’ dokunur ve cezalarını bulurlar; oysa failin hassasiyetinin tek kaynağı ayrımcılık ideolojileridir. Bu yaklaşım, sadece şiddeti meşrulaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kendini ifade etme ve gerçekleştirme hakkının, bir toplumda kimlere ait bir ayrıcalık olduğunu da tarif eder; bu doğrudan herkesin sadece insan olmak bakımından eşit olduğu ön kabulüne dayanan çoğunu bizim de kabul ettiğimiz evrensel hukuk normlarının çiğnenmesi anlamına gelir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

İlgili bağlantılar

MART - “İnsanların cinsiyet seçimi kimseyi ilgilendirmez!”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25650

ŞUBAT - Sağlık, Anayasal haktır!

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25519

OCAK - “Kahrol düşman al sana bomba ayol”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25430


Etiketler: medya
İstihdam