07/02/2019 | Yazar: Ali Erol

“Konu Kürtlere, Suriyeli mültecilere, LGBTİ bireylere geldiğinde ayrımcı dilde bir anda ortaklaşabildikleri görülmektedir.”

“Cinsel yönelime dayalı ayrımcılık hoş görülebilir!” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Türkiye’de Ayrımcılık Algısı Araştırması: “Konu Kürtlere, Suriyeli mültecilere, LGBTİ bireylere geldiğinde ayrımcı dilde bir anda ortaklaşabildikleri görülmektedir.”

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nin 26 ilden 1064 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği “Türkiye’de Ayrımcılık Algısı” başlıklı araştırmada “Türkiye’de ayrımcılığın çok yaygın olduğunu” düşünenlerin oranı yüzde 23 çıktı.

Ayrımcılığı, “gayrimeşru bir kriterin uygulanmasına dayalı yapılan eşitsiz muamele” olarak tanımlayan araştırma, önyargı ile ayrımcılığı birbirinden kesin çizgilerle ayırmanın hem imkansız hem de doğru olmadığını belirtiyor.

“Konu LGBTİ bireylere geldiğinde…”

İktidar partisinin ayrımcılık söylemine yaygın biçimde başvurmasından ötürü mütedeyyin kesimde “ayrımcılık algısı”nın güçlü olduğunu aktaran araştırmacılar hemen ardından ekliyor:

“Ancak başörtülülere ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığa dair farkındalığı yüksek olan grupla, özellikle kamuda yapılan siyasi ayrımcılığa dair farkındalığı yüksek olan grubun, konu Kürtlere, Suriyeli mültecilere, LGBTİ bireylere geldiğinde ayrımcı dilde bir anda ortaklaşabildikleri görülmektedir.”

Araştırmanın, “ayrımcılık yapılan kesimler” bölümünde, yüzde 36,28 bir oran, “LGBTİ bireyler” grubunun “her zaman ya da çoğunlukla ayrımcılığa uğradığını” söyledi. Yüzde 17.86’lık bir kesim “LGBTİ bireylere bazen ayrımcılık uygulanmaktadır” derken, yüzde 45.86 da “nadiren ayrımcılık uygulanmakta ya da ayrımcılık uygulanmamaktadır” görüşünde.

“Evinizi kime kiralamazsınız?” sorusuna verilen yanıtlarda da “mülteciler / göçmenler ve LGBTİ bireyler” aynı oranda öne çıktı. “Eve zarar verirler”, “mahalleye giren çıkan belli olmaz”, “ahlaksızlık alır başını yürür” gibi cümleler “gerekçe” olarak ileri sürüldü.

Araştırma kapsamında, ayrımcılık türlerine dair kişilerin algıları ile birlikte bu ayrımcılıklar karşısında takınılan tutumları da sorgulandı. Cinsel yönelime dayalı ayrımcılığı “her durumda hoş görenlerin” oranı genel ortalamadan düşük olmakla birlikte, cinsel yönelime dayalı ayrımcılığın yaşamın belli alanlarında (iş, komşuluk vs.) genel ortalamadan daha fazla “hoş görülebildiği” ortaya çıktı.

“Türk, Sünni, Yerli, Erkek, Heteroseksüel, Orta Yaşlı, Engeli Olmayan, Varlıklı, Mevcut Statükodan Yana...”

“Türkiye’de Ayrımcılık Algısı” araştırması, kimisi doğuştan kimisi sonradan edinilen bu nitelikler arasından daha fazlasına sahip olan kişilerin “istisnai ayrımcılık algısı”na daha fazla yaklaştığının altını çiziyor.

İstisnai Ayrımcılık Algısı, kendisi hakim çoğunluk mensubu olan ve azınlık kimlik gruplarına ayrımcılık yapıldığını düşünmeyen, inkar edilemeyecek kadar somut olan vakaları ise istisnai kabul eden grubun algı biçimi olarak tanımlanıyor. Bu gruba göre Türkiye’de ayrımcılık az yaygın!

“Bir kişi cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa karşı bir hassasiyet gösteriyorsa, o kişinin inanca dayalı ayrımcılık, etnik aidiyete ayrımcılık vb bu grupta yer alan diğer ayrımcılık türlerine karşı da hassasiyet göstermesini bekleyebiliriz. Benzer şekilde bir kişi siyasi görüşe dayalı ayrımcılığı toplumsal yaşamın belli alanlarında kabul edilebilir buluyorsa, aynı kişinin göçmenlere, kadınlara ya da farklı inançlara sahip kişilere yönelik ayrımcılık yapılmasını da aynı oranda kabul edilebilir bulma olasılığının geçerli olduğunu varsayabiliriz.”

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nin “Türkiye’de Ayrımcılık Algısı: Türleri – Failleri – Boyutları” araştırması Cem Özatalay ve Seçil Doğuş tarafından yapıldı.

Raporun tamamına buradan erişilebilir.


Etiketler: insan hakları
İstihdam