11/04/2023 | Yazar: Yıldız Tar
Barınma ve hormon replasman süreci için dayanışma kampanyası başlatan Şair Arzu Bulut’la konuştuk: Dayanışma bizleri transfobi karşısında örgütlü, dirençli ve gullümlü de tutuyor.
“Kürt, trans, lezbiyen, vegan bir şair/sanatçı olarak tüm canlılar için sömürüden uzak bir yaşam diliyorum; yaşamımı zorlaştıran evsizlik sorunumun çözülebilmesi, güvenli barınma ve sağlık haklarıma kavuşabilmem için bu dayanışma çağrısını iletiyorum.”
Bu cümleler şair Arzu Bulut’un başlattığı kitlesel fonlama kampanyasından. Trans kimliği nedeniyle güvenceli bir iş bulamayan ve maddi yetersizlik nedeniyle güvenli barınma koşullarına erişemeyen Bulut, bir yandan da hormon replasman süreci için finansal güvenceye ihtiyaç duyuyor.
Son dönemde çok fazla trans kadın, yaşamlarını sürdürebilmek, geçiş/uyum süreçlerinde ihtiyaç duydukları hormona, medikal müdahalelere erişebilmek için dayanışma kampanyaları başlatıyor. Sosyal güvence, sürecin sadece bir kısmını kapsıyor. Diğer yandan işsizlik ve derinleşen ekonomik kriz özellikle transların hayatını sürdürebilmesini bile engelleyebiliyor.
Dayanışmanın gücü
Kampanya vesilesiyle Arzu Bulut’la konuştuk. “Yüzyıllardır tanıdığımız ve savaştığımız transfobiden ve patriyarkadan dolayı kampanya başlatmak zorunda kaldım” diyen Bulut’a göre istihdamdan uzak tutulmak en büyük sorunlardan biri:
“Translar ve queerler ya da daha geniş bir ifadeyle normun dışında kalanların üretim ilişkilerinden uzak tutulmaları, iş bulamamaları ve bunun üzerine paralel olarak derinleşen transfobi ve ekonomik krizle karşılaşmaları hayatta kalmak adına bizleri dayanışma kampanyalarına yönlendirdi. Bunun sadece tek nedeni maddi bir dayanışma da değil. Dayanışma bizleri transfobi karşısında örgütlü, dirençli ve gullümlü de tutuyor.
“Beni bu dayanışma kampanyasına iten şey; bu transfobik toplumda hayatta kalmak adına birbirimizi bulmanın ve dayanışmanın, onun biricik cesaretine, gücüne ve kıymetine inandığım içindir. Ayrıca dayanışma transfobi ve kapitalizm karşısında koyduğumuz en anlamlı eylemlerden olduğu için de.”
Her gün şiddetin hedefi olmak
Ekonomik kriz herkesi etkiliyor ama Bulut, transların yaşadıklarının farklılaşabileceğini de söylüyor:
“Transların kendileri için çok güvensiz semtlere göçe zorlanmaları ile farklılaşıyor, transfobik bir toplum içinde evsiz-kabuksuz bırakılıp açık görünür hedef olmaya dek farklılaşıyor. Buradan doğru her gün şiddetin hedefi olduğunda farklılaşıyor…”
Kültür sanat alanı da diğer istihdam alanlarından farklılaşmıyor çoğu zaman. “Alanların hiçbir zaman queerler ve ötekiler için açık olduğunu düşünmüyorum” diyor Bulut ve ekliyor:
“Alanlar queerler ve ötekiler için hep kazanılan yerlerdir ve evet bugün günümüzde queer başarılı birçok sanatçı tanıyoruz, takip ediyoruz. Örneğin eserlerine hayran olduğum: Cansu Yıldıran, Leman Sevda Darıcıoğlu ve Şafak Şule Kemancı gibi. Queer sanatçıların sanattaki inatçı varlığı bugün bu kadar görünür olmalarının nedenidir. İlerleyen zamanlarda queer sanatçıların daha da görünür olacağını düşünüyorum.”
Etiketler: insan hakları, kadın, kültür sanat, çalışma hayatı, barınma, sağlık