09/07/2015 | Yazar: Hakan Özkan

Dünyadan LGBT örgütlerini konu edineceğimiz röportaj dizimize Zagreb Pride ile başlıyoruz. Zagreb Pride Program ve Politikalar Koordinatörü Marko Jurčić Kaos GL’nin sorularını yanıtladı.

Dünyadan LGBT örgütlerini konu edineceğimiz röportaj dizimize Zagreb Pride ile başlıyoruz. Zagreb Pride Program ve Politikalar Koordinatörü Marko Jurčić Kaos GL’nin sorularını yanıtladı.

Kendinizi ve örgütünüzü tanıtır mısınız?

 

Ben Marko, 31 yaşındayım, Zagreb, Hırvatistan’da yaşamaktayım. Cinsel cinsiyet normları ve kategorilerden, her türlü baskıdan arınmış eşitlikçi aktif toplum dayanışmasına adanmış Queer feminist ve faşizm karşıtı bir organizasyon olan Zagreb Pride’ta aktivistim. Programımız araştırma, eğitim, ayrımcılık, nefret suçu karşıtı. Ve tabi ki de Zagreb Onur Yürüyüşünü organize eden, destekleyen bir hareketi içeriyor.

İlk aktivist tepkim, 2000 yılında savaş ve askerlik karşıtı protestolar ile oldu. Daha sonra, 2003 yılında Zagreb’e taşındığımda, Birleşik Devletlerin Irak’ı işgale başladığı zamanda, Zagreb’de gerçekleşen geniş çaplı savaş karşıtı protestolara katıldım. Aynı zamanda, kendi politik LGBT açılmamı yapıyordum ve sonrasında Zagreb Pride’a katıldım. Son 10 yılda Zagreb Pride da bir hareket ve örgüt olarak gelişti.

 

Örgütünüzün kurulma hikâyesinden ve geçmişinden bahsedebilir misiniz?

 

İlk Zagreb Onur Yürüyüşü 2002 yılında düzenlendi ancak Zagreb Pride’ı kurmaya 2008’de karar verdik. Başlangıçta yalnızca Onur Yürüyüşü’nü organize etme gibi bir amacımız vardı. Ancak sonrasında, şiddet olayları arttığında, bizler Zagreb’te LGBTIQ topluluğu olarak saldırılara ve şiddete maruz kaldık, yalnızca Yürüyüş’ten sonra değil, neredeyse her hafta sonu. Pek çok insan bizlerden yardım istiyordu çünkü polis bu zamanlarda bizi korumaya istekli değildi ve bu yüzden avukatlarla çalışmaya karar verdik. Bu zamanda, cezai kanunların daha iyi olabileceğinin farkına vararak mahkeme işlemlerini düzenlemeye savunma ile başladık. Savunma girişimlerimiz Avrupa Birliği’ne erişebildiğimiz için oldukça başarılı oldu ve böylece gelişmeye devam ettik.

 

Başlangıçta amacımız LGBT topluluğunca çok da popüler olmayan Onur Yürüyüşü’nü organize etmekti. Özellikle Queer erkeklerden çoğu erkek, ayrıcalıklarından vazgeçmek istemedi ve yürüyüşe katılmadı. Arkadaşlarımı, yoldaşlarımı, birkaç kez kendimi nefret suçunun kurbanı olarak gördüğümde, mensup olduğum organizasyonun direkt eylemler ve yürüyüşler organize etmenin ötesinde bir şeyler yapması gerektiğinin sonucuna vardım.

 

Paylaşmak istediğiniz bir başarı hikâyeniz veya kat ettiğiniz yola dair söylemek istedikleriniz var mıdır?

 

En son gerçekleşen başarımız, eşcinsel çiftlere; ortak çocuk edinme haricinde, eşit hakları garanti eden Hayat Partnerliği Yasası’nın kabul edilmesidir. Örgütümüz, Hırvat Meclisi tarafından uygulanan, ne yazık ki; anayasal referandumun eşcinsel evliliği yasaklamasından birkaç ay sonra, bu yasanın tasarlanmasına katılımda bulunmuş ve başarıya ulaşmıştır.

Ancak ben, kişisel olarak, daha sonra üyemiz olmuş ve şu anda aynı zamanda çalışanlarımızdan olan hak sahiplerimizden birinin öyküsünü paylaşmak isterim. Genç bir kadın olan Petra, 2012 yılında, Zagreb Pride ile Onur Yürüyüşü Komitesi’nde gönüllü olarak ilgilenmeye başladı. Bir yılı aşkın bir süredir başka bir insan hakları örgütü ile çalışsa da, bu Petra’nın LGBT Hareketi’ne ilk fark edilir katkısıydı. 2012 yılı Onur Yürüyüşü’nü başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra, Zagreb Pride’a üye olmak için davet edildi. Aktivist hayatının yeni yılı tek başına yaşamak için kiralama kararı aldığı apartman dairesi ile başladı. Aynı zamanda Petra’ya sıklıkla giden onu ziyaret eden bir kız arkadaşı vardı. İhtiyaçlarına uyan bir daire buldu. Ancak, dairenin sahibi cinsel yöneliminden dolayı kira sözleşmesini imzalamayı reddetti. Tıpkı bize ayrımcılığa uğradığına dair raporda bulunan insanlara yaptığı gibi, Zagreb Pride Petra’ya bir avukat tedarik etti ancak Petra öyküsünün duyulmasında kararlıydı ve bu yüzden deneyimi hakkında medya üzerinden Hırvatistan’da önde gelen gazetelerden birine konuşmaya karar verdi.

 

Olay, homofobik örgüt  ‘Ailenin Adına’nın Hırvatistan’da evlilik eşitliliğini yasaklayan anayasal referandumu başlatmasıyla 2013’ün sonlarında ve 2014 yılı boyunca bir yılı aşkın bir sürede gerçekleşti. Petra ve kız arkadaşı referandumda yurttaşları harekete geçirerek ‘HAYIR’ oylaması için düzenlenen geniş çaplı bir kampanyada gönüllü oldular. Mahkeme sonunda bir karara vardı; dairenin sahibi ayrımcılık yapmaktan dolayı suçlu bulundu ve Petra’ya avukat masraflarını da karşılayacak şekilde aylık maaş şeklinde tazminat bedeli ödemesine karar verdi. Zagreb Pride’ın genç gey erkekleri içeren benzer belgelenmiş davaları olsa da, bu Hırvatistan’da zaferle sonuçlanan ilk ayrımcı dava oldu.

 

Kaç kişi çalışmaktasınız ve hangi faaliyetlere odaklanmaktasınız?

 

Şu anda, 100 kişiye yakın gönüllümüz ve 4 çalışanımız var. Programımız ayrımcılık karşıtlığı ve savunma programını içeriyor. Araştırma ve eğitim programı ve tabii ki de Onur Yürüyüşü’nü düzenleyen aktivist programını da içeriyor. Üyelerimizin ve destekçilerimizin çoğu Zagreb Onur Yürüyüşü’ne katkıda bulunmaktan zevk alıyor. Onur Yürüyüşü’nün yanı sıra IDAHOT(Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Gün) etkinlikleri organize ediyoruz, topluma açık forumlar ve LGBTİ’lere yönelik tartışmalar, eğitimler, dersler, araştırmalar, kampanyalar ve protestolar düzenliyoruz.

Örneğin, IDAHOT etkinliklerinin birinde Zagreb’te bulunan Türk Elçiliği önünde, Türkiye’de işlenen trans kadın cinayetlerine duyarlılık sağlamak amacıyla bir protesto organize ettik.

 

Ülkenizdeki LGBT’lerin durumunu ve LGBT hareketinin şu anki durumunu değerlendirir misiniz?

 

Zamanla daha iyiye gitmekte ancak istediğimizden daha yavaş bir durumda. Örneğin Hırvatistan, ILGA Avrupa Gökkuşağı Haritası’nda LGBT’leri yasal yollarla koruma sırasında 5. görünüyor, bu sıralama çok yüksek çünkü Hırvatistan aynı zamanda, Avrupa Birliği’nde LGBT’lere yönelik nefret suçlarında ilk üçte yer almakta.

Bu durumun böyle olmasında çok fazla tarihsel ve sosyal sebepler var. Kısaca, şuna değinmek istiyorum: Avrupa Birliği’ne erişimle de birlikte, 90lardaki savaşlar sonucunda milliyetçilik algısı güçlendi ve ülkemizde bulunan Katolik Kilise’sinin bizlere karşı önyargısını ve düşmanlığını arttı. Pek çok akademik de savaşın ve milliyetçiliğin patriarkal yapımına katkıda bulunduğu görüşündedir.

Ülkenizdeki LGBT örgütlenmelerinin sayısı nedir? Nasıl çeşitlenmektedir? LGBT örgütlerine dair bahsetmek istedikleriniz var mı?

 

10 tane LGBT örgütümüz var. Bunlardan bazıları yasal yollarla kuruldu ve proje odaklı örgütler bazıları ise resmi olmayan ama çok güzel işler yapan gruplar. Kimi gruplar da kuruluşları başlatan gruplar ya da çok sayıda üyesi olan kolektiflerdir. Zagreb Pride LGBTI aktivistlerin kolektif bir çalışması şeklinde ortaya çıktı. Zagreb Pride’ı diğer LGBTI gruplarından farklı kılan bizlerin karma cinsiyet ve queer feminist çalışmalara odaklanan aktivistler olarak yer almamızdır. Diğer organizasyonlarla iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyoruz ancak, kendi politik prensiplerimiz var ve bu yüzden Rijeka’da bulunan lezbiyen organizasyonla ve de Trans AID ile daha yakından çalışmalar yapıyoruz. Hırvatistan’daki Onur Yürüyüşleri 3 büyük şehirde gerçekleşiyor; Zagreb, Split ve Osijek. Biz Zagreb Pride üyeleri olarak hepsine katılıyoruz ya da hepsini destekliyoruz. Güçlü kültürel ve politik bağlantılardan dolayı, Hırvatistan’daki LGBT organizasyonlarının çoğu aynı zamanda Yugoslavya’daki şehirlerle de çalışmaktadır

 

Ülkenizde LGBT’lere yönelik tehditler, nefret suçları ve toplumun genel LGBT algısı nasıldır ve ne gibi yasal korumalara, yasal mekanizmalara sahipsiniz?

 

Daha önceden de belirttiğim gibi, Hırvatistan’da LGBTI’liler için oldukça iyi yasal korumalarımız var. Ayrımcılıkla mücadele çalışmaları bütün doğrudan ve dolaylı ayrımcılığı özel ve devlet kurumlarında engelledi. Toplam 19 zemine dayalı, bunların arasında cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimler yer almakta. Kısacası iş yerlerinde, eğitim kurumlarında, devlet ve özel servislerde, sağlık kuruluşlarında herhangi bir ayrımcılık yapılması kesinlikle yasaklanmış ve engellenmiştir. Ceza Hukuku nefret suçlarına karşı 2013 den bu yana ağır cezalar uygulamaktadır. Aynı zamanda cinsiyetlerin yasal olarak tanımlanmasını düzenleyen birtakım esnek yasalar da var. Kâğıtta her şey güzel görünür ama hayata geçirilmesi biraz zor. Hırvatistan’daki LGBTİ’ler için sadece Hırvatistan’daki değil Uluslararası hukuka ve yargıya erişim imkânı oldukça kısıtlıdır. Nefret suçlarına karşı savaşırken aslında daha belirgin bir başarı elde ettiğimizi gördük. Bütün partilerin bu nedenle birlik olması, insanların nasıl homofobiyi ve transfobiyi şiddet uygulama gerekçesi olarak görmesi özellikle polislerin de bunu anlamaları büyük bir gelişme. 

 

Hırvatistan LGBT ailelerini tanımlayan Hayat Ortaklığı Yasasını 2014 yılında yasallaştırdı. Hırvatistan’daki LGBT karşıtı sosyal bakış açıları endişelendirici. Araştırmalarımız Hırvat LGBTİ’lerin yarısından fazlasının farklı şiddet şekilleri deneyimlemiş olduklarını göstermektedir. En azından ankete katılmış LGBTI’lerin üçte biri cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliklerinden ötürü ayrımcılığa uğradığını belirtti. Çoğu ayrımcılığı ilk olarak aileleriyle deneyimliyor, bu yüzden; pek çok genç LGBTI heteroseksüel yaşıtlarından çok daha önce ailelerinden uzaklaşmayı seçiyor. Hırvatistan gibi kültürel olarak Katolik olan bir toplumda aile ilişkileri çok önemlidir ve aileler tarafından kabul görmek LGBTI’lerin birincil istekleri arasında gelmektedir.

 

 


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam