18/10/2023 | Yazar: Kaos GL

Kadın bedenlerini objeleştiren, sanat tarihinin kült sayılan eserlerini modern ve protest tarzıyla yeniden yorumlayan Ekin Su Koç’un eserleri 11 Kasım’da Anna Laudel İstanbul’da sanatseverle buluşacak.

Ekin Su Koç’un “Venüs'ün Yeniden Doğuşu” İstanbul’da! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Eser: Ekin Su Koç, Not an Odalık, 2023, 40x40cm,

Ekin Su Koç’un Berlin’de hazırlıklarına başlayıp, Ayvalık’ta üretimini tamamladığı eserlerinin yer aldığı, beden algısı, cinsiyet önyargıları ve kadın olma hali temaları etrafında şekillenen kişisel sergisi,“Venüs’ün Yeniden Doğuşu” Anna Laudel  İstanbul’da açılacak.

11 Kasım- 31 Aralık 2023 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak sergi ismini 15. yüzyılda Floransa'da rönesans akımının önemli sanatçılarından Botticelli'nin “Venüs’ün Doğuşu” adlı eserinden alıyor. Eserlerinde cinsiyet eşitliğine gönderme yapan sanatçı, kadınları ve cinsiyet kimliğini toplumsal normların dışında tanımlayan herkesi özgürleştiren, sanatın ve estetiğin birleştirici gücünden beslenen bir seçki sunuyor.

Sanat tarihinde sıkça işlenmiş olan mitolojik ve klasik eserler, bu sergi ile yeni bir kimlik kazanıyor. Sergide, kadın bedenlerini objeleştiren, sanat tarihinin kült sayılan eserleri Ekin Su Koç’un modern ve protest tarzıyla yeniden yorumlanıyor.

Ekin Su Koç hakkında

1986 yılında İstanbul’da doğan Ekin Su Koç 2007-2008 yıllarında Erasmus öğrenci değişim programı ile İspanya-Sevilla Üniversitesi’nde eğitim gördü, 2010 yılında lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümünde tamamladı. 2015 yılında Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Resim Ana Sanat Dalı Tezli Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Kağıt üzeri kolaj, tuval üzeri boya, tuval üzeri epoksi gibi tekniklerin yanı sıra son dönemlerde kumaş ve alçı ile üç boyutlu çalışmalar da üretmektedir. Ekin Su Koç’un işleri, genellikle göç, yersiz yurtsuzluk ve beden/ cinsiyet kavramlarına odaklanmakta ve sanatçı bu temaları bazen esprili bazen alaycı bir dille ele almaktadır. Yarattığı çok parçalı bedenlerde hem etnik hem doğaya ait imajları bütünleştirerek mekansızlığa gönderme yapan beyaz zemin üzerinde adeta yeni bir kimlik oluşturma ve bir yere ait olma evrelerinin izlenmesine olanak verir. Bu bağlamda işler, sanatçının kendisinin de süreç içinde bir ülkeden diğerine, bir şehirden diğerine sürüklenme haline ve kendi varlık bütünlüğünü korumak için köklerini bir arada tutmasına dair bireysel bir okumaya da yol açıyor. Özel koleksiyonlarda eserleri bulunan sanatçı, çalışmalarına Berlin’deki atölyesinde devam ediyor.


Etiketler: kadın, kültür sanat, yaşam
İstihdam