28/05/2024 | Yazar: Kaos GL
Sergi, 18 Mayıs- 2 Ağustos tarihleri arasında Zilberman galerinin Beyoğlu, Mısır Apartmanı'ndaki ana mekânında yer alacak.
Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz
Serginin basın bülteninde yer alan ifadeler şöyle:
“Kīpuka, Seymen’in son dönem eserlerine yer verirken, felaket, zamansallık ve kontrol arasında düğümlenmiş bir diyalog sunuyor.
Sergi başlığını, Hawaii dilinde kaos ve felaketin ortasında hayatta kalan ve korunan, magma akıntılarının arasında oluşan kara parçalarına verilen isimden alıyor. Kaos ve felaketin yarattığı ikilik, dış dünyadan soyutlanma veya kopma durumu üzerine bir metafor işlevi görüyor. Seymen sergi boyunca bilgi ve gücün sınırları arasındaki belirgin uyuşmazlığın altını çiziyor. Sergi, felaketin zamansallığını araştırıyor; mitoloji ve tarihten örnekler sunarak trajedinin zamansızlığına dair bir yörünge çiziyor. Sanatçı daha önceki sergilerinde toplumsal ilişkiler üzerinden sınıfsal ayrıma odaklansa da, Kīpuka’da madalyonun diğer yüzünü inceleyerek sınıf, kontrol ve onun zamansallığı arasındaki biyopolitik ilişkiyi mercek altına alıyor.
Kīpuka felaket kavramıyla adeta iç içe geçiyor; toplumsal güç dinamiklerini ve krizler doğrultusunda açığa çıkan tepkimeleri sorguluyor. Sanatçı, Jugendglück, İsimsiz ve Kīpuka isimli işlerinde felaketlerin yönetimini incelerken, Tanrılar ve Felaketler, Tantalus'un Kolları, MisPrintce ve PlanC başlıklı eserlerinde ise güç ve sınıf ayrımına yer veriyor. Seymen, Herkes herkese karşı, Trubadurlar ve Sigortalı isimli video eserlerinde kontrol ve zamansallık arasındaki ilişkiyi inceliyor; zamanın, toplumdaki felaketlerin ve kontrolün etkilerini nasıl değiştirdiğine dair bir harita çiziyor.
Sergiye adını veren Kīpuka isimli eser, volkanik bir patlamanın ortasında uyuyan bir çocuk imgesini merkezine alarak, bir felaket öncesindeki sessiz ânâ işaret ediyor; farkındalığın sınırlarında bir huzur alanı oluşturuyor. Sanatçı zamanı felaketin bir habercisi olarak kullanıyor. Zaman sessizliğin ortasında yaklaşan felaketin gücünü vurgulayıp, süreklilik ile geçiciliği bir kılıyor. Seymen, felaket ve bilgi üzerine iki eser ile irdelemeye devam ediyor; Jugendglück ve İsimsiz. Sanatçı, felaket kavramını, toplumun bir durumu felaket olarak nitelendirip, nitelendirmemesine nasıl karar verdiğini sorgulayarak iki eser arasında bir paralellik kuruyor.
Seymen, eserlerinde mitoloji ve tarihten örneklerle kontrol ve felaket arasındaki iç içe geçmiş ilişkiyi inceliyor. Sergi, Seymen’in daha önce ele aldığı pul çalışmasını farklı bir perspektif ile inceleyen MisPrintce isimle eserle başlıyor. Biri hatalı olmak üzere 21 puldan oluşan çalışma, bir felaketin değişen sermayesini irdeliyor. Bu örülü ilişki, bir hata ya da felaketten kâr sağlayan sermayenin sürekli büyüyen rizomatik genişlemesini gözler önüne seriyor. MisPrintce, Belçika Prensi Albert II'nin elmaslarla birleştirilmiş görüntüsünü inceleyerek , Belçika'nın elmas madeni barındırmadan elmas piyasasında oynadığı öncü rolü vurguluyor. Seymen, kontrol ve kâr elde etme arasındaki bu ilişkiyi Tanrılar ve Felaketler serisine de taşıyor. Seride, 18. yüzyıl yayıncısı Pieter van der Aa'nın illüstrasyonları etrafında şekillenen iki farklı proleter işçi çizimi yer alıyor. Çizimler, işçiler ve güç ve kontrol sahibi olarak resmedilen canavarlar arasındaki sınıf farkını vurguluyor.
Seymen, bu güç ilişkisini Tantalus’un Kolları isimli eseriyle Tantalus'un hikâyesi aracılığıyla genişletiyor. Yunan mitolojisinde güçlü bir kral olan Tantalus, sıklıkla kontrol kavramıyla ilişkilendirilir. Tanrıların sınırsız bilgisini sınamak isteyen Tantalus, tanrılar tarafından yeraltının en derin kısmı olan Tartarus’a mahkum edilir. Meyve ağaçlarıyla çevrilen Tantalus, ne zaman meyvelere uzansa, meyvelere erişilemez ve arzuladığı meyvelerin tadına bakamaz. Bu sonsuz ceza, kişinin arzuları üzerinde kontrol sağlamaya çalışmasının beyhudeliğinin bir sembolü olarak görülür. Seymen, Tantalus’un hikayesinde felaket ve zamansallık arasında bir paralellik kurarak zamanın bitmek bilmeyen gücünü vurgulayıp sürekliliğin kontrol edici etkilerini inceliyor.
Kīpuka, sınıf, zamansallık ve felaketin iç içe geçmiş ilişkisini açığa çıkarıyor; sanat eserleri aracılığıyla toplumlar üzerindeki güç ve kontrolün kadim hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. Erinç Seymen'in Kīpuka isimli sergisi 18 Mayıs 2024 - 2 Ağustos 2024 tarihleri arasında galerinin Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nda yer alan ana mekânında görülebilir.”
Erinç Seymen hakkında
Erinç Seymen (d.1980, İstanbul-Türkiye) eserlerinde sınıfsal farklılıklar, toplum, cinsiyet, kimlik, aile ve milliyetçilik kavramlarının eleştirisine odaklanır. Sanatçı yoğunlukla desen olmakla birlikte resim, heykel, video ve yerleştirme gibi çeşitli disiplinler ile çalışır. Sanatsal üretiminde özellikle odaklandığı güç kavramını eserlerindeki oyunculuk ile karşı karşıya getirerek dönüşüme uğratır. Seymen İstanbul başta olmak üzere, Ankara, Viyana, Paris, Berlin, Miami, Londra, Helsinki, Lizbon ve Eindhoven'da kişisel sergiler açtı ve karma sergilere katıldı.
Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümünden mezun oldu. 2006 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesinde Bob Flanagan üzerine yazdığı tez ile yüksek lisansını tamamlayan Seymen'in seçili kişisel sergileri arasında; Kīpuka (Zilberman İstanbul, 2024), Homo Fragilis (Zilberman İstanbul, 2017), En Başa Dön (Galata Rum Okulu, İstanbul, 2017), Tohum ve Mermi (Rampa, İstanbul, 2012), İkna Odası (Galerist, İstanbul, 2009); Man Jam, Aura Seikkula küratörlüğünde (Finnish Museum of Photography, Helsinki, 2007); Karma sergileri arasında; Farz Et Ki Sen Yoksun-Ömer Koç Koleksiyonu’ndan bir seçki (Arter, İstanbul, 2024), Her şey tıpkı şimdiki gibi olacak -sadece biraz farklı (Künstlerhaus Palais Thurn und Taxis, Bregenz, 2023), Yukarı Bak, Sınırlı Coğrafyanın Yıldızlı Ufukları (Pancar Deposu, Bursa, 2022), Bedenin Mücadele Alanındır - Agah Uğur Koleksiyonu’ndan bir seçki (Union Francaise Binası, İstanbul, 2022), Locus Solus (Arter, İstanbul, 2021), 7. Çanakkale Bienali (Troya Müzesi, Çanakkale, 2020), İçimdeki Çocuk: Ömer Koç Koleksiyonu'ndan Bir Seçki Sergisi (Abdülmecid Efendi Köşkü, İstanbul, 2019), Otelde Bir Gün (Zilberman, İstanbul, 2018), İntihal mi? Hal mi? (Yapı Kredi Kültür Sanat, İstanbul, 2018); OHNE (Mekan68, Viyana, 2016); Her Tercih Diğer İhtimaller İçin Bir Dışlamadır II (SALT Beyoğlu, İstanbul, 2015), VIVO, Ahmet Doğu İpek ve Kerem Ozan Bayraktar ile (Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri, İstanbul, 2015), Çok Sesli, Türkiye’de Görsel Sanatlar ve Müzik (İstanbul Modern Sanat Müzesi, İstanbul 2014), Confessions of Dangerous Minds Contemporary Art From Turkey (Saatchi Gallery, Londra, 2011), Ruh Halleri: Çığrından Çıkmış Bir Nesil (Ecole Nationale Superieure des Beaux-Arts, Paris, 2010), İstanbul, traversée (Palais des Beaux Arts de Lille, Lille, 2009), I Myself am War! (Open Space, Viyana, 2008), An Atlas of Events (Foundation Calouste Gulbenkian, Lizbon, 2007), Along the Gates of Urban(K&S Galerie, Berlin, 2004) yer alıyor.
Etiketler: kültür sanat, yaşam