18/03/2023 | Yazar: Yıldız Tar

Esmeray Özadikti, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı.

Esmeray, Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili aday adayı oldu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ünlü oyuncu ve trans aktivist Esmeray Özadikti, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı.

Partinin LGBTİ+ Hakları Komisyonu’ndan gelen teklifi değerlendirdiğini belirten Esmeray’a TİP rozetini Genel Başkan Erkan Baş taktı. TİP LGBTİ+ Hakları Komisyonu, Genel Başkan Erkan Baş ve Esmeray, bugün parti genel merkezinde bir araya gelerek; hem Esmeray’ın parti üyeliğini hem de milletvekili aday adaylığını ilan etti.

Açıklama sonrası Esmeray KaosGL.org’la ilk duygularını paylaştı, “Gençler teklif ettiler, ben de kabul ettim. LGBTİ+ mücadelesi açısından hayırlı olsun” dedi.

Esmeray: Ülker Sokak’tan tiyatroya bir direniş hikayesi

Bugüne kadar Cadının Bohçası, Kestirmeden Hikayeler gibi tek kişilik gösterileriyle beğeni toplayan oyuncu Esmeray, aynı zamanda Ülker Sokak kızlarından. 1996 yılında Ülker Sokak’ta polis ve Ülkücü işbirliğiyle sokaktan sürülen trans kadınlardan olan Esmeray, ilerleyen yıllarda ÖDP ve HDP’de de siyaset yaptı.

Türkiye feminist hareketinin öncü isimlerinden de sayılan Esmeray, hikayesinin tamamını Kaos GL’nin sözlü tarih çalışması Patikalar’a anlattı.

Esmeray, 2003 yılında yapılabilen ilk İstanbul Onur Yürüyüşü’nde yürüyenlerden de biri ve o günleri şöyle anlatıyor:

“Sekiz on kişi çıktık yürüdük. Ertesi yıl Mis Sokak’ın başında elli kişi… Böyle böyle devam etti ve... Hem heyecanlıydık, polis bizimle dalga geçiyordu. Dikkate bile almıyordu. Tam şeylerini hatırlamıyorum ama son derece heyecanlı olduğumuzu biliyorum. Dernek binasından çıktık, küçük bir bayrağımız vardı. Şu an şimdi o büyük bayrak var ya hani herkesin tutup İstiklal’de yürüdüğü. O zaman da daha minik vardı sekiz dokuz kişi tutuyorduk yürüyorduk. Öyle bir şeydi.”

Esmeray, Ülker Sokak’ı ise şöyle hatırlıyor:

“Ülker Sokak’ta şimdi 92’de 93’te bir Hortum Süleyman geldi. Hortum Süleyman’ı tanıyorduk. Artık biliyorsunuz onun şiddetini. Hortumları vardı, üç tane ayrı ayrı hortumu vardı. Sürekli eve girerken gözaltına alınıyorduk, çevirmeden gözaltına alınıyorduk. Sokağa çıkamıyorduk, alışveriş yapamıyorduk, bakkala giderken alınıyorduk. Her yerden gözaltına alınıyorduk. Hortum Süleyman birden gitti, tayini çıktı. Biz böyle bir mutlu olduk. 96’da filan bir Habitat dönemi oldu. Ve dediler ki Hortum Süleyman gelecek. Hani çünkü direkt bir İstanbul’u temizleme operasyonu başladı. İşte kimi temizleyecekler? Sokak çocuklarını, tinercileri, e bir de travestileri temizleyecekler. Hortum’u getirecekler. Biz de dedik ki Hortum gelecek ve gidecek hani sırf onun için geliyor. Hortum Süleyman Beyoğlu’na geldi tekrardan. Ve böyle yaz dönemi olduğu için herkes tatile gitti. “Tatile gidelim, Hortum gider, evlerimize döneriz” dedik. Çok yanlış yaptık. Meğerse Hortum yerleşmeye gelmiş. Tabii ki Ülker Sokak’a ilk baskılar... Feci baskılar yani. Sokak kapandı. Sokakta sıkı yönetim vardı. Sürekli herkesin kapısının önünde polis bekliyordu. Çıkamıyorduk. Kolileri arkadan alıyorduk. O koliler de öyle azimliydi ki arkadan yerler keşfetmiştik. Şimdi düşün, beşinci kattayız. Beşinci kattan şeylerle iniyoruz, yorgan, çarşafları birbirine bağlıyoruz, iniyoruz. O aradan boşluklar var. O boşluktan diğer sokağa geçiyoruz. Diğer sokağın binasının girişinden yer keşfetmişiz, oranın kömürlüğünden öbür sokağa çıkıyoruz. Koli geliyor. Koliye de tarif ediyoruz adam o kömürlükten geçiyor, geliyor. Biz koliyi beşinci kata şeylerle çıkarıyoruz. Koliler böyle geliyordu. Böyle bir durum. Çok eğlenceliydi. Yani mesela şimdi bana o can havli midir artık nasıl bir korkuysa, nasıl bir mücadeleyse Hortum Süleyman geldiği zaman şak şak tık beşinci kattan atlayıp hop tık gidiyorduk çarşaflarla bilmem ne. Şimdi herhalde yapamam. Bir de bende yükseklik korkusu var. Yapamam diyorsun ama gayet de yapıyorsun. Hortum Süleyman bayağı ciddi baskılar yaptı. En sonunda artık kapılar kırıldı, balyozlarla bütün kapıları kırdı, evler yakıldı, kundaklandı, eşyalar sokaklara atıldı. Artık sokağa giremez olduk. Sokağı kaybettik. Sonra dağıldık. Herkes bir yere gitti.”


Etiketler: insan hakları, kadın, kültür sanat, siyaset
İstihdam