23/02/2012 | Yazar: Kaos GL

GDO’lu ürünlerin izne tabi şekilde piyasa sürülmesini protesto eden inek kostümlü Greenpeace eylemcileri, "Bakanlığının adı da ’Gıda’ değil ’GDO, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ olarak değiştirilsin" dedi.

Resmi Gazete’de dün yayımlanan yönetmelik değişikliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, şimdiye kadar piyasaya sürülmesi yasak olan GDO’lu ürünlerin, Risk Değerlendirme Komitesi’nin onayı aracılığıyla market raflarında yer almasının önünü açtı.
 
Yönetmelik değişikliğini, inek kostümü giymiş Greenpeace eylemcileri, bugün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı önünde ellerinde "GDO mu? Yemezler!" yazan pankartlarla GDO yönetmeliğinde dün yapılan değişikliği protesto etti.
 
Greenpeace Akdeniz Tarım Kampanyası Sorumlusu Tarık Nejat Dinç, "Dün GDO’larla ilgili dünyada iki önemli gelişme yaşandı. Birincisi Çin Hükümeti’nin GDO’lu gıdaları ülke genelinde yasaklama kararıydı. Diğeri ise Türkiye’de Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararı gereğince Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın GDO yönetmeliğinde yaptığı değişiklikti.
 
"Bakanlık yaptığı değişiklikle antibiyotik direnç geni içeren GDO’ları yasaklamış gibi gösterirken, gerçekte izne tabi hale getirdi. Yani bir önceki yönetmelikte varolan yasağı fiiliyatta kaldırarak esasen hukuğun arkasından dolaştı. Çin’de ve Türkiye’de yaşanan bu iki farklı uygulamayı görünce ’Herkes gider Mersin’e, Bakan Eker gider tersine’ demekten kendimizi alamıyoruz" diye konuştu.
 
 
Tarım değil, GDO bakanlığı
Dinç, eylemin amacını şöyle anlattı:
"Geçen hafta başlattığımız Yemezler kampanyamızda biz de Greenpeace olarak kanun ve yönetmelikte değişiklikler yapılmasını bekliyorduk. Ancak Biz GDO’ların hem insan gıdası, hem de hayvan yemi olarak kullanılmasının topyekün yasaklanmasını istiyoruz.
 
"Bu süreçte ithal edilmiş olan mevcut GDO’lu yemlere dair de, sözkonusu yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen et, süt, yumurta gibi ürünlere GDO etiketi konma zorunluluğunu bekliyoruz. Oysa GDO’lar konusunda muhafazakar olduğunu iddia eden Sayın Bakan ise, GDO’ların ithalatını daha da serbest hale getirecek kararlara imza atıyor. Eğer sayın Bakan tercihini GDO’lardan yana koyuyorsa Bakanlığının adını da ’Gıda’ değil ’GDO, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ olarak değiştirsin."
 
 
Olumsuzluğu bilimsel ve hukuki olarak kanıtlandı
TMMOB Ziraat Mühendisleri’nin de içinde olduğu GDO’ya Hayır Platformu da "olumsuzluğu bilimsel verilerin yanında artık yargı kararıyla da onaylanan antibiyotiklere karşı direnç genli GDO ve ürünleri için Bakanlığın aynı hassasiyeti göstermemesi son derece düşündürücüdür" dedi. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
 
"Antibiyotiğe karşı direnç geni, bitki hücresine yapay bir şekilde dışarıdan sokulan gen ya da genlerin işlev görüp görmediklerinin tespitini yapabilmek amacıyla aktarılmaktadır. Aktarım tamamlandıktan sonra hücrelerin bulunduğu ortama yüksek dozda antibiyotik ilave edilir. Aktarılan genler işlev görmeye başladıysa hücreler antibiyotikten zarar görmez.
 
Genler işlemiyorsa hücreler ölür. Canlı kalan hücreler uygun tekniklerle çoğaltılarak GDO’lu tohumlar oluşturulur. Ancak, antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO’lu ürünlerin (gıda ve yem) tüketilmesi gerek insan sağlığında gerekse veteriner hekimlikte kullanılan antibiyotiklere karşı direnç oluşmasına neden olabilmektedir. Bu da rahatsızlanan insan ve hayvanın tedavi edilmesinin zorlaşması hatta imkansızlaşması anlamına gelmektedir.
 
"Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bilinçli ya da bilinçsiz yaptığı yönetmelik değişikliğini en kısa sürede yargı kararına uyumlu hale getirmediği takdirde GDO’ya Hayır Platformu halkımızın ve çevrenin sağlığının korunması konusunda üstüne düşen sorumluluğu yerine getirecektir."
 
 
Ne olmuştu?
Türkiye’de ilk biyogüvenlik mevzuatı 26 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik oldu. Bu yönetmelik ile "insan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sürülmesi" yasaklanmıştı. Ancak, 20 Nisan 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile bu yasak kaldırıldı. 2010 yılında çıkarılan Biyogüvenlik Yasası’na da böyle bir yasak konmadı.
 
Biyogüvenlik Yasası çerçevesinde 13 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelikte de antibiyotiğe karşı direnç geni yasağının yer almaması üzerine Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı dava açtı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, "GDO’lu ürünlerin ithalatının ve piyasaya sunulmasının tamamen serbest bırakılmasının taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğuna" hükmetti.
 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 22 Şubat 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile yasaklara "GDO ve ürünlerinin, insan ve hayvanların tedavisinde kullanılan antibiyotiklere direnç genleri içermesi halinde, bu ürünlerdeki direnç genlerine yönelik bilimsel araştırma sonuçlarının insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe zararlı olmadığı Risk Değerlendirme Komitesi raporu ve Kurul Kararı ile tespit edilmedikçe bu ürünlerin ithal edilmesi ve piyasaya sürülmesi" hükmünü eklendi. (bianet)

Etiketler: yaşam, ekoloji
İstihdam