03/12/2015 | Yazar: Yıldız Tar

LGBTİ’lere ‘sapkın’ demeye devam eden, HIV ile yaşayan bireyleri hedef gösteren Milli Gazete ve takma isim takıntılı Sabah gazetesi…

Gasteler bizi söyler: Gafletten uyanın, LGBTİ’ler ‘sapkın’ değil! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

LGBTİ’lere ‘sapkın’ demeye devam eden, HIV ile yaşayan bireyleri hedef gösteren Milli Gazete ve takma isim takıntılı Sabah gazetesi…

Kaos GL, medyayı takip etmeye devam ediyor, matbu basını homofobi, transfobi, nefret söylemi, ötekileştirme, ayrımcılık ve kalıp yargılar penceresinden yeniden okuyor.

İşte 27 Ekim’den 3 Aralık’a oltamıza takılan haberler:

Milli Gazete’den cehaletin böylesi!

Milli Gazete 3 Aralık tarihli sayısında Bursa Nilüfer Belediyesi ve Özgür Renkler’in 1 Aralık Dünya AIDS Günü etkinliğini haberleştirdi. Kaos GL’den Hasan Atik’in de konuşmacı olduğu etkinliği “Gafletin böylesi” başlığıyla gören Milli Gazete, haber metni içerisinde LGBTİ’lerden ‘sapkınlar’ diye bahsederek nefret söylemini yaygınlaştırdı:

“Sonunda bunu da gördük! Bursa Nilüfer Belediyesi, 1 Aralık Dünya AİDS Günü için düzenlediği panelde, LGBTÎ sapkınlarına AİDS ile mücadeleyi ve bu hastalıktan korunma yollannı anlattırdı. Nilüfer Belediyesi ve LGBTÎ sapkınlığının temsilcilerinden "Özgür Renkler LGBTÎ Oluşumu" işbirliğiyle demekler yerleşkesinde düzenlenen panelde, HIV/ AİDS virüsü ve korunma yollan konuşuldu. AİDS'in yaygınlaşmasının sorumlularından olan LGBTÎ sapkınlarına AİDS'i anlattıran Nilüfer Belediyesi'nin bu tutumu içine düşülen gafleti görmeleri adına önem taşırken, LGBTÎ sapkınlığının sistematik bir şekilde normalleştirildiğini de gözler önüne serdi.”

HIV ile yaşayan bireyleri ve LGBTİ’leri hedef alan Milli Gazete’ye birkaç hatırlatma yapmakta fayda var:

1) HIV/AIDS yalnızca LGBTİ’leri ilgilendirmez. HIV bugün dünyada ve Türkiye’de tüm din, dil, etnik köken, meslek, yaş, kadın, erkek, çocukları ilgilendiriyor. Milli Gazete’nin aksine HIV ayrımcı değildir, cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliği ayırt etmez.

2) Herhangi bir toplumsal gruba ‘sapkın’ demek doğrudan nefret söylemi ve ayrımcılıktır. Habercinin görevi kamu yararını gözetmekse, LGBTİ’ler de bu kamunun bir parçasıdır. Görevi gereği objektif olması gereken haberciler kendi ayrımcı ideolojilerini haber metinlerine yansıtamazlar. Milli Gazete nefreti yaygınlaştırarak ve yeniden üreterek suç işliyor.

3) Ne HIV/AIDS’e ne de LGBTİ’lere ilişkin herhangi bir bilgisi olmayan Milli Gazete’yi Kaos GL’nin Sık Sorulan Sorular broşürünü okumaya davet ediyoruz. Belki böylece içinde bulundukları gafletten kurtulurlar…

Cüneyt Arkın’a da F.C. diyelim o zaman!

Vatan Gazetesi’nin 25 Kasım tarihli sayısında Maltepe’de transfobik nefret saldırısı sonucu yaşamını yitiren Nilay haberleştirildi. Saldırıyı sayfalarına taşıyan Vatan, Nilay’ın ismini takma isim diye yazmayı tercih ederken ısrarla kimlikteki isminin kısaltmasını kullandı.

Birçok trans kadın ve erkek doğumlarında kendilerine atanan cinsiyeti ve haliyle o cinsiyete ait ismi reddediyor. Resmî olarak kimliklerindeki ismi değiştirmeseler bile, kullandıkları isim ile anılmayı tercih ediyor. Medya çoğu zaman bu isimleri ‘takma isim’ olarak görüyor. Ancak örneğin Cüneyt Arkın hakkında kimse kimlikteki ismi olan Fahrettin Cüreklibatur diye bahsetmiyor. Habercinin etik olarak habere konu olan kişiyi kendini tanımladığı biçimiyle yazmak zorunda olduğunu Vatan gazetesine ve ‘takma isim’ takıntılı diğer gazetelere hatırlatmak gerekiyor.

*Alıntılanan haberlerdeki anlatım bozukluğu ve imla hatalarına dokunulmamıştır.


Etiketler: medya
nefret