29/08/2009 | Yazar: Kaos GL

Başka yerlerde olduğu gibi Kafkasya’da da toplum acımasızca homofobikleşiyor, fakat aktivistlere göre yine de umut yok değil.

Gey Ermenileri Özgürlüğe Götüren Çetin Yol Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Başka yerlerde olduğu gibi Kafkasya’da da toplum acımasızca homofobikleşiyor, fakat aktivistlere göre yine de umut yok değil.

“Çocukken, acı çektim, kendimi anlamak için çabalıyordum ve bana yardım edecek kimse yoktu. Şimdi biz büyük bir takımız ve daha zayıf olanlara ayağa kalkmaları için yardım etmeye çalışıyoruz. Bu benim için çok önemli. Başını kuma saklayan bir devekuşu misali, yaşamak için bir Avrupa ülkesine gitseydim yenilgiye uğramış hissederdim.”

Kaos GL Çeviri Ekibinden Zeynep Ovalı, gazeteci Vahan Ishkhanian’nın, Ermeni geyleri özgürlüğe götüren zorlu yolu anlattığı makalesini, kaosgl.org için çevirdi.

Azeri yazar Ali Ekper Aliev’in, bir Ermeni ve bir Azeri arasında geçen aşkı anlatan eşcinsel temalı romanı Artuş ve Zaur’un yayınlanması, Ermenistan’daki muhafazakâr ve çoğunlukla Müslüman Azeri toplumunu çok şaşırttı.

Bu, çift yönlü bir tabuyu yıktı – Ermeni ve Azeriler arasında aşk ve aynı zamanda eşcinsel aşk.
Fakat bu sansasyon Azerbaycan’daki homofobiye dramatik biçimde ışık tutarken, etnik ve dini bölünmenin diğer ucunda, Ermenistan’da da geylerin ciddi bir önyargıya maruz kaldıklarını gösterdi.
 
Hovhannes Minasian kendi zararına da olsa bu gerçeğe şahitlik etti. Şu anda 27 yaşında olan Minasian, Ermenistan’da röportajlarda kendi gerçek isimlerini vermek istemekten korkmayan, çok azınlıkta olan gey erkeklerden biridir.
 
Cinsel eğilimi nedeniyle hapse atılmasının ardından -istemeyerek de olsa- bu özgürlüğü kendisi elde etti. Ardından, önceki çevresinin tamamı ve akrabaları bunu öğrendi ve saklayacak bir şeyi de kalmamış oldu.
 
Onun kâbusu 1999’da, polisin onu tutuklayıp eşcinsellik ile suçlamasıyla başladı. Daha önce kendisiyle ilişkisi olan bir adam anlaşılan onu ve diğer dört kişiyi yetkililere bildirmişti.
 
O zamanlar 17 yaşında olan Minasian bir erkekle cinsel ilişkiye girdiğini hemen kabul ettiğini söylüyor. “Bunun bir suç olduğunu asla düşünmedim, o nedenle yapıp yapmadığım bana sorulduğunda, onayladım” diyor.
 
Onu tutuklayan polisin, diğer eşcinsellerin isimlerini vermesini istediğini, o reddettiğinde ise kendisine şiddet uyguladığını ifade ediyor.
 
Ermeni ceza yasasının 116. maddesi uyarınca eşcinsellik ile suçlanan altı kişiden biriydi, yaşı küçük olduğu için üç aylık kısa bir süre hapis yattı.
 
Minasian, hapisteyken sürekli baskı altında tutulduğunu da sözlerine ekliyor. “Gardiyanlar kadar tutuklular da bana karşı zalimdiler, onlar için bir oyuncak gibiydim, bana zorbalık ediyor ve hücrede beni itip kakıyorlardı”.
 
Serbest bırakıldıktan sonra, komşuları, kendisine taş atarak ve arkasından “gey” diye bağırarak onu kovaladı.
 
Sadece bu kadarla da kalmadı. Bir polis memuru, tanıdığı varlıklı eşcinsellerin isimlerini itiraf etmesi konusunda şantaj yapmaya çalışmıştı.
 
Bu bilgiyi elde etmekte başarısız olunca, çalıştığı barın müdürüne Hovhannes’in cinsel yönelimini ifşa etti, ardından Hovhannes ile arkadaşı işten atıldı.
 
Hovhannes’in suçlu bulunmasının üzerinden dokuz yıl geçti, semt sakinleri Hovhannes’i kovalamayı bıraktı. Ona alıştılar. Artık bir işi var. Yine de, genelde düşmanca olan tutumdan bezdiği için ülkeyi terk etmeye karar verdi.
 
Bolşevik devriminden bir kaç yıl sonra, 1922’de, eşcinsellik yeni kurulmuş olan Sovyetler Birliği’nde yasaya aykırı bir davranış olmaktan çıkmıştı.
 
Fakat 1933’de yeniden bir suç olarak kabul edildi ve son olarak 2003’de cezai suçlar arasından çıkarıldı.
Yasanın resmen değişmiş olmasına rağmen gey Ermenilere yönelik ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük yaygın olarak süre gelmektedir.
 
Bir yıl önce, Khachik, 21 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, ailesi cinsel yönelimini öğrendiğinde evinden kovuldu.
 
Khachik, 13- 14 yaşındayken diğerlerinden farklı olduğunu anladığını ve kızlardan çok erkeklerle ilgilendiğini kabul ettiğini ifade ediyor.
 
“O yaşta, mastürbasyon yaparken, erkekleri hayal ederdim,” diyerek ekliyor. “Bu konuda yalnız olduğumu düşündüm fakat internette tam benim gibi olan pek çok insanla karşılaştım.”
 
İnternette tanıştığı bir adamla ilk cinsel ilişkisini yaşamak için 20 yaşına gelene kadar bekledi ve onu ailesiyle bir arkadaşı olarak tanıştırdı.
 
Sorun, Khachik’in annesi ilişkilerinin tamamen masumane olmadığını anladığında patlak verdi.
“Odamda film izliyorduk ve kapının açık olduğunun farklında değildik. Annem geldi ve öpüştüğümüzü gördü.”
 
İlk önce ağladı, fakat daha sonra, babası evdeyken ikisi bir araya geldiler ve şiddete başvurdular.
 
“Babam gerçekten sinirlendi, ‘kızlar sana yetmiyor mu?’ dedi. Erkeklerle mi flört etmek istiyorsun? Benim oğlum bunu yapamaz!”
 
“Annem ‘ölsem daha iyi’ olacağını haykırmaya başladı. Gey olduğumu bilmektense bir erkek çocuğa sahip olmamak daha iyiydi.”
 
“Bana vurmaya bile kalkıştı. Onu uzaklaştırmaya çalıştım fakat babam ona yardım etmeye başladı. Daha sonra artık onların oğlu olmadığımı, evi terk etmem gerektiğini söylediler. Ben de gittim.”
 
Okumak için iki işte çalışmak zorunda kalması nedeniyle Khachik şimdi pansiyonda kalıyor.
Evden kovulmasından iki ay sonra, “sapkın” cinsel eğilimi nedeniyle askerlik hizmetinden muaf tutuldu.
 
Ermenistan'daki Helsinki Komitesine göre 2004 yılına ait bir savunma bakanlığı kuralı eşcinsellerin silahlı kuvvetlerde hizmet etmelerini fiilen yasaklıyor.

“Askeri psikologa eşcinsel olduğumu söylediğimde, kalemini masaya fırlattı ve ‘Lanet olsun!’ diye bağırdı”, diyor, Khachik.
 
“Sen bir erkek değilsin! Nasıl bir Ermeni yumuşak olduğunu söyler?” diyerek başka bir askerin onu dosya ile tartakladığını ekliyor.
 
Daha sonra, resmi tanının konabilmesi için bir hastaneye sevk edildi, tam olarak “sapkın” bir cinsel eğilime sahip olduğu kabul edildi.

Eşcinseller için askere kabulün ertelenmesi konusunda savunma bakanlığını temsilen Albay Seyram Shahsuvaryan, IWPR’ye (Uluslararası Savaş ve Barış Haberleri Enstitüsü) yazılı bir cevap yolladı.

Bu cevapta, eşcinsellerin ordu hizmeti hususunda her hangi bir gayri resmi yasağın söz konusu olmadığını ifade etti, “Ermenistan’da mecburi askeri hizmeti ilgilendiren yasa, eşcinsellerin askerlikten muaf tutulmasını öngörmez.”
 
Aliev’in tartışmalara yol açan romanında Artuş ve Zaur, iki aşık en sonunda, Azerbaycan’da lanetlenmiş aşkın simgesi olan Bakü’deki Maiden Kulesi’nden atlayarak kendi yaşamlarına son vermeye karar verirler.

Psikolog Davit Galstyan Ermenistan’daki toplumsal baskıların, bazı geyleri benzer çaresizlikle kendi yaşamlarına son vermeye ittiğini söylüyor.
 
Son üç yıl içerisinde, en az on eşcinsel erkeğin kendilerini başkentin en büyüğü olan Erivan’daki Kiev köprüsünden attığını bildiğini ekliyor.
 
Meslek hayatında karşılaştığı pek çok trajik olayı örnek olarak veriyor. Ailesi bu eğilimini fark ettiğinde hayatı altüst olan bir adam; kendi çocuklarını reddeden ve eşinin, babalarının gey olduğunu öğrendiğinde çocuklarını yetimhaneye yollayan bir kadın ve 14 yaşındaki gey oğlunu evden kovan dolayısıyla onu fahişelik yapmak zorunda bırakan bir baba.
 
“Toplumumuzda eşcinsellere karşı gerçek bir fobi mevcuttur, insanlar bu bireyleri canavar olarak görüyor,”
 
“Benim “gey” hastalarım beni birbirlerinden duyuyor ve buraya geliyorlar. En azından onları dinlediğimi söylüyorlar.” diye ekliyor.
 
Siyasiler bu konudaki cehalet ve önyargı bulutunu dağıtmak için çok az şey yapıyor. Aslında yaptıkları bazı şeyler mevcut durumu daha da kötüleştiriyor.
 
Bir parlamento üyesi Emme Khudabashian, insanların eşcinselleri taşa tutması gerektiğini bile söylüyor.
 
Armen Avetisian, aşırı milliyetçi bir gruplaşma olan Ermeni Aryan Birliğinin başkanı, eşcinsellerin aleyhinde tuhaf bir yazı yayınladı ve Avrupa’da, Temmuz 2006’da bu üç gazetede yayınlandı.
 
“Onlar için, Hamaserashen (Homoseks-burg) adında bir topluluk kurmalıyız,”
“Eşcinsellik Avrupai değerlerin bir parçası olduğu için, doğal olarak, burayı Avrupa’da kurmalıyız, eşcinseller de burada bir araya gelmiş olurlar” dedi.
 
Diğer bir muhafazakâr etken de kilisedir. Gregoryan Kilisesi –dünyadaki geleneksel Hıristiyan kiliselerin çoğu gibi- eşcinselliği ölümcül bir günah olarak görüyor.
 
Gey bireylere zulmetmek Erivanlı magandalar arasında çok popüler bir meşgale. Şehirdeki eşcinsellerin bazen bir araya geldikleri Komaygi parkında, bazı guruplar onlara sık sık saldırır ve şiddet kullanırlar.
 
Galstyan, homofobinin topluma zarar verdiğini, toplumu potansiyel yeteneklerden yoksun bıraktığını söylüyor.
 
“Yetenekli bir şarkıcımızı, bir bilgisayar programcımızı ve bir kimyager olabilecek olan mükemmel bir öğrencimizi kaybettik,” diyerek geçmişteki intiharlara dikkat çekiyor. Pek çokları ise ülkeyi terk etti.
 
9 Aralık 2008’de Ermeni hükümeti, cinsel eğilim ve cinsel kimlik temelindeki ayrımcılığı yasadışı ilan eden bir Birleşmiş Milletler bildirisini onayladı.
 
Fakat bu sadece, Ermenistan’daki homofobik çevreleri, durumu protesto etmeye sevk etti.
Aleni bir tartışmada, tanınmış bir şahsiyet olan Khachik Stambolcian bunun, dünyayı parçalamak için masoncu güçlerin geliştirdiği dünya çapında bir plan olduğunu öne sürmüştü.
 
Sağ kanat Iskakan Iravunk gazetesi BM belgesini, onların “insan süprüntüsü – oğlancılar ve lezbiyenler” olarak adlandırdıklarını övmekle suçladı.
 
Hrair, 26 yaşında bir aktivist, hükümetin BM bildirisine onay vermesinin Ermenistan’daki geylere kısa vadede yardım edememiş olduğunu söylüyor.
 
“Bundan önce, biz sadece kendi halimizde hayata devam ediyor ve çalışıyorduk, fakat sonrasında onlar gereksiz yere ortalığı kızıştırdılar ve vaziyet gerginleşti,” diyerek ekliyor.
Ermeni Helsinki Komitesi başkanı ve Bağımsız Hapishane Gözlemcileri üyesi Avetik Ishkhanyan, eşcinsellerin hapishaneler ve kışlalar gibi kapalı mekânlarda en kötü muamelelere maruz kaldıklarına dikkat çekiyor.
 
“Hapishanede, ayrı bir hücrede kalırlar ve onların ellerini sıkmak, onlardan sigara almak ve hatta eşyalarına dokunmak bile tabudur,” dedi.
 
“Gözaltındaki bir kimse bir eşcinselin tabaklarını kazayla bile olsa kullanırsa diğer suçlular onu da “sapık” olarak kabul ediyorlar.
 
“Kanalizasyon ve Tuvalet temizlemek gibi en küçük düşürücü işler yapmaları için eşcinsel mahkûmlara veriliyor.”
 
Ishkhanian’a göre eşcinselleri savunmak zordur, çünkü pek azı toplum önünde sosyal mevkilerinin olmayışından yakınmaya isteklidir.
 
Adalet Bakanlığı Cezaevi Müdürlüğü'nden Arsen Babayan, hapishanedeki gey tutukluların en küçük düşürücü işler için kullanıldıklarına karşı çıkıyor. Her hükümlünün kendi işini kendisinin seçtiğini söylüyor.
 
“Geylerin cezaevlerinde diğerlerinden ayrı yaşamaları kendi istekleri doğrultusundadır. Bu durum, toplumdan uzak yaşamlar süren Yehova Şahitleri için de söz konusudur.” diyerek ekledi.
 
Öte yandan, Galstyan bazı şeylerin, yavaş da olsa değişmeye başlıyor olabileceğini söylüyor.
Ermenistan’ın 2001 senesinde Avrupa Konseyinin üyesi olmasıyla, insanlar genellikle haklarını daha aktif biçimde savunmaya başladılar ve giderek daha da fazla sayıda eşcinsel kimliğini açıkça belli ediyor.
 
2007 senesinde kurulan PINK organizasyonu cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesine yoğunlaşırken, aynı zamanda eşcinsel haklarının savunuculuğunu belirgin biçimde yapıyor.
PINK üyesi Hrair, İranlı erkek arkadaşı Avrupa'ya gitmek istediğinde onunla yollarını ayırdığını söylüyor.
 
“İran’da yaşayamazdı, çünkü orada eşcinselleri asıyorlar fakat burada da bunaldı, bu nedenle bana Avrupa’ya gitmekten bahsediyordu, fakat ben gitmek istemedim.”
 
Ermenistan’daki hoşgörüsüz ortamın çok iyi farkında olmasına rağmen, Hrair memleketini terk etmeye hazır olmadığını, bir şeylerin az da olsa değişmeye başladığını söylüyor.
 
“Çocukken, acı çektim, kendimi anlamak için çabalıyordum ve bana yardım edecek kimse yoktu. Şimdi biz büyük bir takımız ve daha zayıf olanlara ayağa kalkmaları için yardım etmeye çalışıyoruz. Bu benim için çok önemli. Başını kuma saklayan bir devekuşu misali, yaşamak için bir Avrupa ülkesine gitseydim yenilgiye uğramış hissederdim.”(AE) 

 


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam