17/02/2014 | Yazar: Kaos GL

Remzi Altunpolat: LGBTİ hareketinin kendisi ve politikası anti sistemiktir. Gezi İsyanı LGBTİ’lerin kendi içerisinde de daha önce örgütlü olmayanların ortaya çıkmalarına ve örgütlenmelerine sebep oldu.

Gezi İsyanından Yerel Seçimlere LGBTİ Hareketi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Kaos GL Derneği’nden Remzi Altunpolat: LGBTİ hareketinin kendisi ve politikası anti sistemiktir. Gezi İsyanı LGBTİ’lerin kendi içerisinde de daha önce örgütlü olmayanların ortaya çıkmalarına ve örgütlenmelerine sebep oldu.
Siyasihaber.org muhabiri Özlem Bayat Kaos GL Derneği’nden Remzi Altunpolat ile Gezi isyanı, yerel seçimler, sosyalist hareketler ile LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) hareketinin ilişkisi ve LGBTİ’lerin anayasal talepleri üzerine söyleşti.
 
LGBTİ hareketin kendisinin ve politikasının sistem karşıtı olduğunu belirten Altunpolat şöyle konuştu:
 
Sistem LGBTİ’leri ne kadar kapsamaya çalışırsa çalışsın, onu bir bütün olarak kapsayamaz. Evet, kapitalizme eklemlenmiş çeşitli şeylerden bahsedilebilir, mesela ’pembe ekonomi’ gibi. Ama sürekli verili kapitalist sistemin normalizasyon süreci bir yerde tıkanacaktır. Kendini yenilemek zorunda olan sistem, burjuva demokrasisinin gelişkin olduğu ülkelerde bile verilen hakları daha sonradan geri alabilir. Bunun farkında olmak gerekir. Ancak her halükarda verili sistem içerisinde LGBTİ’ lerin her kazanımı, sistemi yıpratma ve onun temellerini sarsma adına önemlidir.
 
Türkiye özgülüne bakmak gerekirse, burada da belirgin bir biçimde mücadele anti sistemik olarak yürütülmekte, resmi ideolojinin karşısında kendisini konumlandırmaktadır. Daha önce çeşitli yapılanmaların oluştuğu LGBTİ hareketi asıl olarak 90’lardan itibaren ana sütunlarını oluşturmaya başladı. Peki nelerdir bu sütunlar; anti militarist olmak, feminizmle, Kürt özgürlük hareketiyle, ekoloji mücadelesiyle yakın olmak ve onlarla ittifak kurmaya çalışmak. Sendikal alana bakmaya çalışmak, kendisini politik olarak gören öznelerle, yapılarla yan yana yürümek onlarla müttefik olmaya çalışmaktır. Ana damar olarak bu yoldan yürür. LGBTİ hareketinin kendisi ve politikası anti sistemiktir. Aynı zamanda hala ve hala eşit yurttaşlık ve tanınma talepleri yönünde mücadelesini sürdürmektedir. LGBTİ’ler anayasaya cinsiyet kimliği, cinsel yönelim kelimelerinin girmesi yönünde mücadele etmekteler.”
 
Altunpolat LGBTİ’lerin taraftarlar ve Anti-Kapitalist Müslümanlar ile birlikte Gezi isyanında öne çıkan üç gruptan biri olduğunu da belirterek şöyle devam etti:
 
LGBTİ hareketinin geçmişini unutmamak gerek. Gezi İsyanı’nın ilk başladığı andan beri örgütlü LGBTİ’ler yer aldı. Alanlarda, sokaklarda, meydanlarda daha fazla yer alması diğer sol/sosyalist çevrelerle ve bireylerle etkileşimini arttırdı, iletişimini güçlendirdi. LGBTİ hareket kendi dilini dolaşıma soktu ve bu sahiplenildi. Haziranda yapılan Onur Yürüyüşü’nde de zaten bunu gördük. Gezi İsyanı LGBTİ’lerin kendi içerisinde de daha önce örgütlü olmayanların ortaya çıkmalarına ve örgütlenmelerine sebep oldu. Hareket içinde yeni örgütlenmeler oluştu. Örneğin; Hevi İstanbul gibi. Ayrıca İstanbul’da LGBTİ Blok oluşturuldu. Gezi İsyanı’yla birlikte aslında LGBTİ diliyle bir ’coming out’ yani kamusal açılma yaşandı. Şu da önemlidir İstanbul’da LGBTİ’lerin Ülker Sokak’tan çıkarılması sürecinde Kaos GL ’eşcinsel gettolar değil, şehrin tamamını istiyoruz’ sloganıyla kent hakkı mücadelesini daha öncesinden başlatmıştı zaten. Gezi Parkı’nın kapatılması süreci de benzer bir özellik taşıyor çünkü gezi parkı LGBTİ’lerin kamusal alanıydı. Sosyalleştiği, partner buldukları bir lubunya dilinde çark yaptığı bir mekandı. Bu mekanın kapatılması en başından LGBTİ’lerin orada olmasının bir parçasıdır aynı zamanda.”

Haberin tamamı için tıklayınız. 


Etiketler: yaşam
İstihdam