15/11/2021 | Yazar: Özde Çakmak

65 yıl sonra, Baldwin'in 1956 tarihli romanının cinsellik, aşk, utanç, toplumsal cinsiyet hakkında söyleyeceği hala çok şey var, diye yazıyor Juno Dawson.

Giovanni’nin Odası: James Baldwin’in 50’li yıllardaki klasik romanı çağımızın eşcinsel erkeklerine ne öğretebilir? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Özde Çakmak, Juno Dawson’ın Attitude’da yayınlanan metnini KaosGL.org için çevirdi.

İşte başlıyoruz: James Baldwin’in yazdığı, muhtemelen ÇIĞIR AÇAN kuir roman Giovanni’nin Odası’nı 500 kelimeyle inceleyeceğim. Bu romanın önemini tek bir yazıyla aktarabileceğime emin değilim ama bunun bence tüm Attitude okurlarının keşfetmesi gereken bir kitap olduğunu söylemek yeterli olacaktır.

Hikaye Fransa’nın Güney’inde yaşayan genç bir Amerikalı olan David’in sevgilisinin yaklaşan infazını düşünmesiyle açılıyor. Giovanni, David’in savaş sonrası Paris’te karşılaştığı genç bir İtalyan garsondur.

David İspanya’ya giden Amerikalı bir kız olan Hella ile nişanlı olmasına rağmen ergenliğinde Brooklyn’deki bir oğlanla oynaşmasından yıllar sonra boş gününde tanıştığı isimsiz barmene aşık olur. David Giovanni’yi ve ilişkisini hatırlamasıyla Hella döndüğünde onun kollarına sığınacak ve [spoiler] Giovanni’nin bir bar sahibini öldürmesiyle sonuçlanan olaylar zincirini başlatacaktır.

Kitap Matthew Todd’ın Straight Jacket’ı ve Alan Downes’ın The Velvet Rage’i gibi gey hayatının birçok boyutunu araştırır: David cinselliği yüzünden büyük bir utanç duyar ve bu yüzden Giovanni ile mutlu olma şansını kaybeder. 

Ergenlik kaçamağından sonra, David “Evrende beni utandıran ve korkutan hiçbir şeye yer vermemeye karar vermiştim,” diye düşünür. Gerçekten de – kitabın yazıldığı dönemin bir işareti olsa da – David Giovanni’yi “ibne” ve “yapmacık davranışlar”ı için azarlar.

David sık sık gey barlara giden trans kadınlar hakkında şunları söyler: “Ben onların herhangi biriyle yattıklarına inanmakta hep zorlandım, çünkü kadın isteyen bir erkek şüphesiz gerçek bir kadınla olmayı tercih ederdi, erkek isteyen bir erkek ise şüphesiz onlardan birini istemezdi.” Klasik toksik erkeklik maskesi.

David homofobik bir şekilde kendinden nefret eder, Giovanni ise mizojinisttir fakat aralarında tutku ve şefkat dolu anlar da geçer. “O odadaki yaşamın denizin altında vuku buluyormuş gibi göründüğünü anımsadım, zaman kayıtsızca üzerimizden akıp gidiyordu, günler ve saatler anlamsızdı.”

Ne var ki, David kendini Giovanni’ye teslim edemeyecek kadar yara almıştır ve Hella’ya geri döner, Hella erkeklerle yattığını öğrenince onu reddeder. Zavallı Giovanni giyotinle karşı karşıya gelirken, Hella takdir-i ilahiyle buruk bir şekilde onun erkekliğine meydan okur.

Yazar James Baldwin 1956’da kitabı yayımlanmadan önce böylesine gey-merkezli bir roman yazmaması için sert uyarılar almıştı.

Yayıncısıyla tartışmasına yol açan bu olay Baldwin’in kitabını düzeltilmemiş haliyle çok daha küçük bir yayınevinden yayınlatmasıyla sonuçlandı.  Siyah bir yazar olarak, Baldwin’den Go Tell It on the Mountain (Git, Onu Dağda Anlat) adlı ilk kitabında yaptığı gibi, Afrikalı-Amerikalı karakterlere yer vermesi bekleniyordu – o dönemde ve muhtemelen hala.

Giovanni’nin Odası dikkati çekecek biçimde beyazdır, fakat eleştirmenler bu romanın Baldwin’in Amerika’dan sürgün edilmesi kadar onun cinselliği hakkında da olduğunu ileri sürmüşlerdir.

San Francisco Üniversitesi profesörü Susan Stryker şunları belirtir: “Giovanni’nin Odası’nın merkezinde köken ve kimlik sorunları yer alır. Bu Amerikalı göçmen romanı geleneğine katılmakla kalmayan… bunu Afrikalı-Amerikalı geçiş (passing) deyimiyle ve geçiş romanı türüyle yapan bir metindir.

“Bu bakımdan, Giovanni’nin Odası bilhassa çağdaş kimlik politikalarında yankı bulan ulusalcılık, nostalji ve ırksal ve cinsel öznelerin oluşumu sorularını ortaya atar.”

Baldwin son yıllarda Akademi Ödülü’ne aday olan Remember This House (Bu Evi Hatırla) adlı yayımlanmamış son eserine dayalı Ben Senin Zencin Değilim (I am Not Your Negro) adlı belgesel film sayesinde gündeme geldi. Giovanni’nin Odası’nın belirli bir yılda geçmemesi onun güncel kalmasını sağlıyor. Romanın cinsellik, aşk, utanç, toplumsal cinsiyet ve kimlik konusunda hala anlatacak çok şeyi var.


Etiketler: kültür sanat, yaşam, cinsellik, dünyadan
2024