27/11/1999 | Yazar: Kaos GL

Artık bahane kalmadı.

Artık bahane kalmadı. Bruce Bagemihl’in bilimsel olarak belgelendirdiği ve dikkatle resimlendirilmiş ''"Biyolojik Coşku: Hayvanlarda Eşcinsellik ve Doğal Çeşitlilik"'' adlı kitabı, eşcinselliğin doğal olmadığını söyleyenleri yanıltacak sayısız bilgiyi içeriyor.

KAOS GL

Susan McCARTY

Çeviren: İlker ÜNLÜ


Bu kitapta doğa eşcinselliğin doğal kaynağı konusunda sayamayacağımız kadar kanıt sunuyor.

Bilim insanlarının gördükleri karşısında soluğu kesiliyor. Öğrenciler şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlar. Kimse gördüğünü gerçekten tanımlamak istemiyor. Dişi bir maymun bacaklarını diğer bir dişinin beline dolayıp klitorisini diğerininkine sürterken zevk çığlıkları atıyor. Araştırmacı açıklamaya başlıyor: Bu bir tür tanışma ya da barış/uzlaşma davranışıdır. Belki de besin değiş tokuş hareketi; ama bu kesinlikle seks değil. Kesinlikle lezbiyen bir seks değil.

Altı iri boynuzlu yaban koyunu erkeği bir araya gelip birbirlerine sürtünüp, burunları ile birbirlerini dürtüyorlar ve birbirlerinin üzerine çıkıyorlar. Biyolog bunu "Agreseksüel bir davranış" olarak açıklıyor: sadece dominantlık sağlama yöntemi.

Hayvanat bahçesindeki penguenlerden biri diğerine yaklaşıp uysal bir şekilde eğiliyor. Kuşlar neredeyse birbirinin aynısı ve ziyaretçiler hangisinin dişi ya da erkek olduğunu nasıl anlaşıldığını soruyorlar. "Davranışlarından anlayabiliriz" diyor araştırmacı. "Eric, Dora'ya kur yapıyor." Daha sonra bakıcı Eric'in yumurtladığı haberini veriyor.

Gerçekler bizden hep saklandı. Dağ gorillerinden, kedi, köpeklere ve kobaylara kadar doğa eşcinsel ve biseksüel hayvanlarla dolu. Diğer cinsiyetle hiç ilişkiye girmeyen ve onların davranışlarını kabul eden travesti ya da biseksüel hayat süren hayvanlar var.

Bruce Bagemihl 10 yılını hayvanlardaki alternatif seksüellik üzerine bilgi toplayarak biyolojik bir rapor tutmaya harcadı. 786 sayfalık "''"Biyolojik Coşku: Hayvanlarda Eşcinsellik ve Doğal Çeşitlilik"'' (Biological Exubarence: Animal Homosexuality and Natural Diversity) adlı kitabının ilk bölümünde hayvanlardaki eşcinsellik ve biyologların bunun açıklamasında kullandıkları kaçamak yöntemlerden bahsediyor. İkinci bölümde orangutanlardan, balinalara, meyve yarasalarından sarıasmalara kadar yaklaşık 200 memeli ve kuşta sıra dışı seksüelliği tartışıyor.

Bagemihl'in sakin tavrı, bilimsel söyleme çok uygun. Eşcinsellik, erkekler arasında sosyal iletişim, çokludişi toplulukları, birleşik seksüellik, izoseksüalite ya da intraseksüalite gibi terimleri kullanmayı tercih eden bazı kimseleri korkutsa da hayvanların niçin “gey”, “lezbiyen” ya da “ibne” değil de eşcinsel ya da biseksüel olarak tanımlanabileceğini açıklıyor. Ancak bu kitap şaşırtıcı derecede yeni fikirlerle de dolu ve sayısız hayvani skandallarla örneklendirilmiş.

Tek kriter sadece şehvet dolu bir seks değil, Bagemihl seksüel olmayan bağlardan da bahsediyor. Dişi grizzly ayıları bazen birlikte seyahat ettikleri, birbirlerini savundukları, yavrularını beraber büyüttükleri ve sanki daha uzun süre beraber kalabilmek için kış uykusunu erteledikleri beraberlikler kuruyorlar.

Her şey sadece duygusallıktan ibaret değil tabi ki. Bagemihl ayrıca eşcinsel ensest (tilkiler), tecavüz (albatroslar) ve homofobiyi de (beyaz kuyruklu geyikler) örnekleri ile belgeliyor.

Favorileri ise sadece eşcinsel ilişkilerde gözlenebilen özel çiftleşme davranışlarına sahip hayvanlar. Erkek devekuşlarının % 2'si dişileri görmezden gelerek sadece erkeklere kur yapıyor. Erkek deve kuşları yine erkek flamingolar gibi gerçekten seks yaparken görülmeseler de yuva yapıp bazen de yetimleri büyütme görevini üstleniyorlar.
Bazı eşcinsel hayvanlar tek gecelik ilişkiler kurarken bazıları uzun süreli beraberlikleri tercih ediyorlar. Gey ve lezbiyen kazlar beraberliklerini yıllarca sürdürüyorlar. Şişe burunlu yunuslar erkekli dişili çiftler oluşturmasalar da çoğu, diğer erkeklerle ömür boyu süren çiftler oluşturuyorlar. Bazıları sadece erkeklerle ilgileniyor; fakat diğerleri biseksüel ve burun ile genital uyarıma hepsi hevesle katılıyor.

Erkek siyah kuğular kur yapıp uzun süreli beraberlikler koruyorlar. İki erkek kuğu, çok büyük bir bölgeyi diğer çiftlere karşı savunabiliyor. Bazen diğer çiftlerden çaldıkları yumurtalara da ebeveynlik yapmayı ihmal etmiyorlar.

Kitabı okurken pek çok türün “gey” olduğu bir bir anlaşılıyor gibi; ama tabi ki konu bu kadar basit değil. Tüm bonobolar ve devekuşlarının %1'i eşcinsel aktivitelere katılıyorlar. Kısaca hayvanlar aleminde inanılmaz bir cinsel çeşitlilik söz konusu. Ancak dünya kesinlikle heteroseksüel hayvanlarla dolu ve çoğu hayvanın cinsel yaşamını henüz gözlemleyemediğimizden saptamalarımızda dikkatli olmamız gerekmekte. Pek çok tür henüz hiçbir şekilde seks yaparken görülmedi. Siyah sırtlı alazkuşları şimdiye kadar sadece erkek erkeğe çiftleşirken gözlemlenmesine rağmen yavrularını köşedeki marketten almadıkları kesin.

Bazı hayvanların niçin biseksüel ya da eşcinsel oldukları konusunda Bagemihl öz bir açıklama getiriyor. Açıkça hem doğa hem büyütülme yanı çevre ve biyoloji önemli rol oynuyor. Farklı Japon makak gruplarının kültürel fark olarak yorumladığı farklı düzeylerde eşcinsel davranış sergilediklerini örnek veriyor.

Bu alternatif cinselliğin yaygınlığını göstermek bir yana Bagemihl, bu önemli bilginin nasıl görmezden gelindiği konusunda ilgi çekici örnekler veriyor. "Zooloji, oldukça tutucu bir alandır ve hayvan eşcinselliği üzerinde yoğunlaşmak kimseyi başarıya götürmez." Bir araştırmacı koyunlardaki eşcinselliği belgelemesine rağmen yerini tamamen sağlamlaştırıncaya kadar bunu yayınlamamıştır.

Şaşırtıcı olan sık sık gözlemcilerin ne gördüklerini tanımlamaktan aciz olmaları. Dişi ve erkek birbirine çok benziyorsa çiftleşen iki hayvan gördüklerinde üstekine hemen erkek deyiveriyorlar. Penguen Eric buna iyi bir örnek. Daha sonra ismi Erica'ya değiştirildi. Hayvanlar bu tür davranışlar içine sık sık girdiklerinden artık araştırmacılar bunu saklayamıyor.

Dürüst biyologlardan biri üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü yaban koyunları erkeklerinin birbirleri ile düzenli olarak seks yaptığı gerçeği ile uzun süre boğuşmak zorunda kalmış. "Erkeklerin gözlerimin önünde eşcinsel ilişkiler sergilediklerini söylemek kesinlikle beni aşan bir şeydi. Bu inanılmaz hayvanların "ibne" olduğunu kabul etmek, Tanrım, inanılır gibi değil".

Bagemihl, araştırmacıların hayvanların eşcinsel olmayacakları konusundaki ustaca açıklamaları ile dalga geçiyor. Bu sadece dominantlık; saldırganlık; yiyecek için takas; sadece kafası karışık karşısındakinin de aynı cinsiyetten olduğunu anlayamadı; gerginliği azaltma yöntemi; sadece oynuyorlar ve benim en çok hoşuma giden açıklama: tanışıyorlar.

Dominantlık, yardımcı profesörlerin bulduğu en yaygın bahane. Bagemihl "dominantlık eşcinsel davranışlar için o kadar çok kullanılıyor ki sonunda anlamını yitiriyor" diyor.
Tutsak hayvanlar, hapishanedeki insanlara benzetiliyor. Doğal olmayan bir ortamdaki mahkumlar gibiler, bu nedenle de gerçekten eşcinsel değiller. Bazı tutsak hayvanlar "sevdiğinle olamıyorsan olduğunu sev" davranışını uygularken diğerleri de cinsel hayatlarını sona erdiriyorlar. İş özgür doğaya geldiğinde ise bu açıklamalar kendiliğinden çöküyor.

Hayvanların bir diğerinin cinsiyetini anlamaktan aciz olduklarından eşcinsel davranışlar sergilemeleri fikri hayvanları aptal yaratıklar mertebesinde gören geri kalmış bakış açısından başka bir şey değil.

Bazen en iyisi bundan hiç bahsetmemektir. Bir araştırmacı "beyaz kuyruklu geyikler" hakkında 800 sayfalık bir kitap yayınlıyor ve davranışla ilgili bölümden eşcinsel davranışlardan hiç bahsetmiyor.

Amerikan Deniz Memelileri Komisyonu için hazırlanan hükümet raporunda katil balina erkekleri arasındaki eşcinsel ilişkiler basımdan hemen önce siliniyor.

Bilim adamları sevdikleri hayvanları temize çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Gorillerin “gey” olduğunu öğrendiğimizde onları korumak için daha az mı duyarlı olacağız sizce?

Bonobolar kısmen istisna. Son zamanlarda bonoboların seks hayatları hakkında oldukça fazla bilgi yayınlandı. Bonobolar yenidir; bonobolar zekidir ve en önemlisi bir bonoboyu seks yapmadan bir dakikadan fazla görüntülemek mümkün değildir. Ancak Sue Savage-Rumbaough'un harika "Kanzi: İnsan Zihninin Eşiğindeki Maymun" gibi bonoboların iletişim kapasiteleri hakkındaki popüler kitaplar, zeki ve yaratıcı primatlar izlenimi bırakıyor.

Kanzi ve diğerlerinin kullanmayı öğretildikleri lexigramlar sadece seks hakkında değil. Ancak 67. sayfadaki "buraya gel"den "genital organını yaklaştır"a kadar bonobo seksi süresince hayvanların kullandığı el işaretleri diagramı oldukça ilgi çekici. Tutsak bonobolarca kullanılan bu işaretler Sue Savage ve meslektaşlarınca keşfedilmiş. "Bu, hayvanlara ilgilendikleri konu hakkında konuşmaya izin vermeyip yeni bir dil öğretmek yapılan en büyük klasik hatalardan biri" diyor Savage.

Alet yapımı konusu ise yine sansüre takılan gerçeklerden biri; özellikle de mastürbasyon yapımında kullanılan aletler. Yunuslar ve kirpiler nesneleri mastürbasyon aleti olarak kullanıyorlar. Primatlar ise yine nesneleri bu amaçla modifiye ediyorlar. Dişi orangutanlar bu amaçla doğru boyutta oyuncaklar hazırlarken erkekleri yapraklarda delik açmayı tercih ediyorlar. Dişi makaklar yaprak ve dallardan en az beş seks oyuncağı yapma yöntemi var. Bir maymun elektriği keşfetse ve bunu vibratörünü çalıştırmada kullansa eminiz bunu da kimse bize duyurmazdı.

Zooloji tüm bu davranışları sapkın, doğal olmayan ve kötü olarak nitelerken Bagemihl tüm bu davranışların sorgulanmasından kaçınılmasını masaya yatırıyor. Eşcinselliğin bir ortaya koyuş biçimi olduğu biyolojik taşkınlığın teorisini formülize ediyor. Üremenin ve dolayısı ile heteroseksüelliğin her şeyi açıkladığı fikrinin temsil ettiği biyolojik analizi gözden geçiriyor. Biyolojinin artık cinselliğin açık amaçsızlığını kabul etmek zorunda olduğunun altını çiziyor. Cinsel zevk, kalıtımsal değer taşımaktadır ve daha fazla kanıta ihtiyacı yoktur.

Bu görüşü kanıtlamak için Bagemihl, bekar ve üreme ile ilgilenmeyen hayvanlar ile seksin nadir ve güç olduğu türleri örnek gösteriyor. Tabi ki üreme gerçekleşiyor ve doğal seleksiyonun gerçekleşmesi için üreme de şart. (Hayvanlar sonsuza kadar yaşasalardı üremek zorunda kalmazdılar). Bilmece, üremenin yön verdiği bir işlemin nasıl olup da üremeyen canlılar ortaya çıkardığıdır. Aslında bu bilmece hiç de çözülemez değildir. Aslında çeşitlilik, esneklik ve coşkunluk bunun parçasıdır.

Karşı cinsiyetten bir penguenle çiftleşen penguenler doğal olarak yavru üreten bireylerdir ve her penguen en az bir heteroseksüel ilişki yaşayan penguenlerden üremişlerdir. Fakat bu o penguenin sürekli heteroseksüel ilişkiler gerçekleştireceği anlamına gelmemektedir. Atalarını üremeye iten zevk unsuru, penguen bunu kullanmak istediği her zaman hazırdır.
Başarılı yaşam formları çeşitlilikle karakterize olur, kısaca değişen çevre onları yok etmez. Bu çeşitlilik cinselliğe kadar uzanabilir. Yani biseksüellik ve eşcinsellik doğanın sapması değil cömertliğidir.

Öyleyse hayvanlar “gey” ise ne olabilir? İnsanlar seks yaşamlarımıza hayvanlardaki çeşitliliğe bakarak sempati ile mi yaklaşacaklar? Bizi mahkemeye çıkardıklarında eşcinsel iki aslanı şahit gösterebilecek miyiz? (Tabi ki onlar selamlaşıyor olacaklar) Kendi genlerinin devamı için rakip erkek aslanların yavrularını öldürmeyi haklı çıkarmak içinse hayır. Hayvanlar bizim onaylamayacağımız pek çok şey yapmıyorlar mı?

Bagemihl bu yaygın olarak kabul gören düşünce hakkında şunları söylüyor: Eşcinselliğin doğallığı konusundaki tüm tartışma, hayvan eşcinselliği üzerindeki açık ve net bilgiler ile sabit gerçekler konusundaki referansların yokluğuna dayalıdır.

Artık bahane kalmadı. Bilimsel olarak belgelendirilmiş ve dikkatle resimlendirilmiş 750 sayfalık bu kitap, eşcinselliğin doğal olmadığı söyleyen insanların yüzüne vuracak sayısız bilgi içeriyor.

Kaynak: Kaos GL Dergisi, Ekim 1999, Sayı 62


Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret