30/01/2008 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL İzmir’in 26 Ocak’ta düzenlediği ‘Linç Kültürü, Şiddet, Homofobi ve Transfobi

Her şeyin başı örgütlenme Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı Kaos GL İzmir’in 26 Ocak’ta düzenlediği ‘Linç Kültürü, Şiddet, Homofobi ve Transfobi’ başlıklı söyleşiye katılan konuşmacılar, eşcinsellere ve transeksüellere yönelik şiddetin ancak örgütlenmeyle engellenebileceğini söylediler. Çağdaş Kürkçü’nün haberi.

Türkiye eşcinsel hareketi içerisinde ve İzmir’de önemli bir yere sahip olan Kaos GL İzmir, 26 Ocak Cumartesi günü İzmir Fransız Kültür Merkezi’nde ‘Linç Kültürü, Şiddet, Homofobi ve Transfobi’ başlıklı bir söyleşi düzenledi.

Melek Göregenli, Devrim Sezer, Hasbiye Günaçtı ve Boysan Yakar’ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşi öncesinde yönetmenliğini Aykut Atasay’ın yaptığı ‘Yürüyoruz’ adlı film gösterildi.

‘Örgütlü olmaktan başka çare yok’

Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim görevlisi Prof Dr. Melek Göregenli konuşmasında, şiddetin günümüz yaygın medyasında bir normalleştirme sürecinde olduğunu belirterek, linçin sistematik olarak toplumsal zihniyetin gerçekleştirdiği şiddet olduğunu ve hiyerarşik bir toplumsal örgütlenmede gerçekleşebildiğini vurguladı. Göregenli eşcinsel örgütlenmesinin gerekliliğine dikkat çekerek şunları söyledi:

‘Bu ülkede LGBTT bireyler hep vardı, ancak onlara yönelik şiddet olaylarının artması eşcinsellerin örgütlenmesiyle ve toplumdaki yerlerini değiştirmeyi istemeleriyle yani toplumda görünür olmalarıyla arttı. Günümüz anayasasındaki ‘herkes eşittir’ maddesi toplumdaki azınlıkları ve farklıları içermek yerine Müslüman, beyaz, erkek gibi nitelikleri kapsıyor. İktidarda bulunanlar hukuk devletinin gereklerini yerine getirmelidir. Bugün eşcinsellere yönelik şiddetin arka planını homofobi ve transfobi oluşturuyor. Ancak yine de örgütlü olmaktan başka çare yok. Keşke Bursa’da yaşanan olaylarda sol görüşlü demokrat ve sosyalist partilerin temsilcileri ve üyeleri de bulunsaydı. Eşcinsel zannedilerek etiketlenme ve dolayısıyla statü kaybedecekleri korkusu bu insanları orada bulunmaktan alıkoymuş olabilir.’

‘Homofobi toplumun her kesimine işledi’

İzmir Ekonomi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Bölümü görevlisi Yrd. Doç. Dr. Devrim Sezer, son zamanlarda eşcinsellere yönelik homofobiyi ‘kurumsal homofobi’ ve ‘sıradan homofobi’ olarak iki farklı madde altında toplayarak, hukuk alanındaki homofobiyle baş etmenin daha kolay olduğunu belirtti. Sıradan homofobinin toplumun her kesimine işlemiş olduğunu söyleyen Sezer, ‘Yeni anayasa taslağına cinsel yönelim maddesinin eklenmemesi hak ihlallerinde eşcinsellerin elini kolunu bağlıyor. Toplumda hak ihlaline uğrayan insanlara karşı bir tepkisizlik ve sessizlik var. İnsanlar bu durumdan rahatsız olmuyor ve bu konularda sorumluluk duymuyor’ diyerek toplumdaki önyargıların eşcinsel hareketin güçlenmesi, örgütlenmesi ve kamusal alanda daha fazla görünür olmasıyla aşılabileceğini sözlerine ekledi.

‘Şiddetle örtüşen erkekliği bozmalıyız’

Söyleşiye İzmir dışından katılan LGBTT Aktivisti ve Amargi gönüllüsü Hasbiye Günaçtı, toplumumuzda erkeğe benzeyen lezbiyenlerin onurlandırılırken, kadına benzeyen geylerin ve travestilerin şiddete maruz kaldığının altını çizerek cinsel saldırıların ve şiddetin kadına ve kadın duygusu içindekilere yapıldığını belirterek, ‘toplumsal cinsiyetin sorgulanmadan homofobinin de sorgulanacağını sanmıyorum. Şiddetle örtüşen erkekliği bozmadığımız sürece sorunlar bitmeyecek, öncelikle tartışılması gereken konu erkekledir’ dedi.

‘Bu belgesel iki yüzlülüğü ortaya çıkardı’

‘Yürüyoruz’ filminin yapımcısı ve yönetmen yardımcısı Boysan Yakar, Bursa’da yaşadıkları olayı, travesti ve transeksüellerin sürekli yaşadığı bir travma şeklinde ufak da olsa yaşadıklarını söyleyerek, ‘Bu belgesel iki yüzlülüğün ortaya çıkmasına yol açtı çünkü daha önce derneğe gelmiş birkaç kişinin de o gün saldırgan grupta yer aldığını tespit ettik. Bursa halkı, saldırının 5 – 6 gün öncesinden itibaren erkeklik ispatı yönünde provoke edilmeye başlanmıştı’ diyerek Lambdaistanbul’un kapatılma isteğinin gerekçesi olan ‘Türk aile yapısına aykırılık’ durumunun kurumların homofobikliğini gözler önüne serdiğini belirtti ve bir LGBTT bireyin öldürülüyor oluşunun tüm eşcinsel gruba yönelik bir tehdit olduğunu söyledi.

Söyleşi, katılımcıların konuşmalarının ardından dinleyici sorularının cevaplanmasıyla sonlandı.

Etiketler: yaşam
İstihdam