08/11/2021 | Yazar: Belgin Günay

Başkalarının kim ve ne olduğuna karar vermesine bağlı bir yaşam olan Herculine’nin hayatı, interseks doğan herkes için kurgulanmış bir şablon haline geldi.

Herculine Barbin'in kısa hayatı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Bu yazı İnterseks Hak Savunucusu Leslie Jaye’nin İntersex Day’de yayınlanan “Starry, Starry Night: the short life of Herculine Barbin” yazının Türkçeye çevirisidir.

Herculine Barbin o kadar çok yorumlandı ve simge haline geldi ki, bu durum kısa yaşamı boyunca Herculine, Alexina ve Abel olarak bilinen kişiyi neredeyse tamamen gölgede bıraktı.

Başkalarının kim ve ne olduğuna karar vermesine bağlı bir yaşam olan Herculine’nin hayatı, interseks doğan herkes için kurgulanmış bir şablon haline geldi.

Herculine Adélaîde Barbin, 1838'de Fransa'nın Saint-Jean-d'Angély şehrinde doğdu. Ailesi fakir bir aileydi ve imkanları olmayan insanların normalde eğitime erişiminin olmadığı bir çağda yaygın olduğu gibi, sadece kızlar için ayrılmış Ursuline manastır okulunda okumak için bir burs kazandı.

Herculine iyi bir alim olduğunu kanıtladı ve öğretmen olmak için Le Chateau'ya taşındı. Bunu yaparken, kendi farklılığının, çeşitliliğinin niteliğinin kendisinin ve diğerlerinin tedirginliğine konu olduğunu da keşfetti.

Herculine Barbin, böyle bir şeyin kesinlikle yasak olduğu bir çağda kadınları severdi. Yetişkinlik çağına geldiğinde eşi benzeri olmayan bir kadın olduğu anlaşıldı: düz göğüslüydü, uzun boyluydu ve tıraş olması gerekiyordu. Herculine farklıydı.

Herculine interseksti.

Herculine ayrıca bedensel varlığından rahatsız olacak kadar dindardı ve kendisini anlamasına yardımcı olacak dilden yoksundu. Bu nedenle La Rochelle Piskoposu'na itirafta bulunarak yardım istedi. Bu, tıbbi muayeneye ve Herculine'nin bir erkek olduğuna ve hayatının geri kalanını bir erkek olarak yaşaması gerektiğine dair yasal olarak bağlayıcı bir karara yol açtı.

Bu yasal karar basına yansıdı ve skandal hemen ortaya çıktı. Bütün bunlar müstehcen biçimde yansıtılıyordu. Herculine canavar ilan edildi: 1860'ta Paris ve Paris dışındaki gazeteler, onu çağın olağanüstü canavarlarından biri olarak adlandırarak yeniden sınıflandırıldığına dair haberler yayınladı. O anda Herculine'nin hayatı kendisinin olmaktan çıktı ve herkesin malı oldu. Basın söz konusu olduğunda, bugün interseksi tanımlama konusundaki müstehcenleştiren yaklaşımda henüz çok az şey değişti.

Herculine öğretmenlik işini bıraktı, adını değiştirdi ve şimdi ünlü olan anılarını yazmaya başladığı Paris'te anonim bir hayat sürme yoluna gitti.

Barbin'in kınanmasının katalizörü olan cinsel ilişkileriydi, bu yasal olarak yeniden sınıflandırılmasına yol açan klinik muayenesi ile birlikte, kim olduğunu onaylamayı reddeden bir toplumdan gelen karalamanın doruk noktasıydı.

Herculine'in hayatına, başkaları tarafından ahlak ve sansasyon hikayelerini anlatmak için el konuldu. Michel Foucault, Barbin'in anılarının müsveddesini bulduğunu ve yayınladığını iddia etti, ancak tam olarak ne bulduğu ve Fransız Umumi Hıfzıssıhha Departmanı'nda neyin bulunduğuna dair sorular devam ediyor.

Günlükten kitaba giden yolculuk, otopsiyi yapan ve günlüğü kurtaran klinisyen Dr Regnier'den, şimdi interseks kimliği olarak kabul edeceğimiz şeyi gözlemlemek ve yazmakla ilgilenen bir doktor olan Auguste Ambroise Tardieu'ya, pek de açık değil.

Daha da belirsiz olanı, 1874 ile onun Foucault tarafından yeniden keşfedilmesi arasında geçen sürede orijinal elyazmasına ne olduğudur. Barbin'i dünyaya yeniden tanıtan, Foucault'nun onun anılarını ya da en azından yaşamının bir versiyonunu yayınlamasıydı.

Judith Butler'ın Cinsiyet Belası'nda belirttiği gibi, Foucault Barbin'in hayatını romantikleştirdi. Gerçekten de, Herculine'in zevkler dünyasını “kimliksizliğin mutlu arafı” (xxii), cinsiyet ve kimlik kategorilerini aşan bir dünya olarak romantikleştiriyor gibi görünüyor. Özünde, Foucault'nun bu hatıraları yayınlaması, Barbin'in yaşanmış deneyimlerine “romantikleştirilmiş bir el koyma” idi.

Foucault ünlüydü ve tartışmalı bir şahsiyetti. Herculine Barbin, ya da en azından Foucault'nun yazdığı versiyonu, pek çok interseks insanın kendi hayatlarıyla bağlantı kurabilecekleri şey haline geldi: başkalarının kendi cinsiyet ve toplumsal cinsiyet teorilerini üzerinde uygulaması için bir şablon. Açık sözlü ve önde gelen birinci dalga interseks aktivisti Emi Koyama bunu belagatli bir şekilde sahiplenme ve kötüye kullanma süreci olarak tanımlıyordu: Sosyal teorilerin insanları desteklemek için kullanılmasından ziyade, insanların bedenleri soyut teorileri desteklemek için kullanıldı.

Bu süreç, interseks bireylerin klinisyenler arasında özgürce paylaşılan tıbbi kayıtlarında bugüne kadar devam ediyor, makalelerinde de bu kayıtları malzeme olarak kullanıp interseksi ötekileştirebiliyor, yapay olarak inşa edilmiş kadın ve erkek ikiliğine tehdit olarak sunabiliyorlar. Ne acı bir çelişkidir ki, muktedirler bu tıbbi kayıtları istedikleri gibi kullanabilirken, interseks bireyler kayıtlarına erişmek istediklerinde kaybolduğu ya da imha edildiği söylenebiliyor.

İntersekslerin yaşadığı deneyimler ile interseks yaşamların başkaları tarafından nasıl yazıldığı ve yorumlandığı arasındaki sarsıcı kopukluk, Herculine Barbin'in hayatında net bir şekilde görülüyor.

Herculine, kim olduğunu kabul etmeyen ve bir aşk yaşama, sevme ve sevilme hakkına saygı göstermeyen bir dünyada yaşayamayacağı için 30 yaşında Paris'in köhne bir mahallesinde canına kıydı.

Herculine'in onu kınayan dil dışında kendini tanımlayabileceği ve doğrulayabileceği bir dil yoktu. Kendisini "mahkum" ve "cezalandırılmış" olarak görüyordu, toplumun kabul etme ve anlama konusundaki istekliliğinin sınırlarının ötesine geçtiğini yazıyordu.

Herculine'nin ölümünden yaklaşık 150 yıl sonra, interseks insanlar dili yeniden şekillendiriyor ve interseks olmanın ne anlama geldiğini, hem bilinen hem de konuşulmayan çeşitliliği somutlaştırmanın ne anlama geldiğini anlıyoruz.

Geçmişin diline ve günümüzün klinik hegemonyasına meydan okuyanlar interseks hak savunucuları ve aktivistleridir. Onlar, interseks olarak doğan insanların, Herculine Barbin'in hayatını bu kadar karartan önyargılardan arınmış bir gelecekte yaşama hakkının güvence altına alınmasına yardımcı olmak için çalışıyorlar. Zira, Barbin'in hayatını karartan önyargılar bugün hala interseks olarak doğan herkes üzerinde gereksiz ve rıza dışı klinik müdahalelerin yapılmasına kaynak oluşturuyor.

8 Kasım Herculine Barbin'in doğum günü ve her yıl İnterseks Dayanışma Günü veya İnterseks Anma Günü olarak kutlanıyor.

Not: Yazıda bahsi geçen kitap Türkçe’de “Michel Foucault'nun Sunuşuyla: Herculine Barbin, Namıdiğer Alexina B.” ismiyle bulunabilmektedir.


Etiketler: yaşam
İstihdam