08/09/2017 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Akademik ve Kültürel Etkinlikler Programı yeni dönemde dolu dolu geliyor.

2018 Homofobi Karşıtı Buluşma, Feminist Forum, Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum, Kaos GL ve KaosQ+ dergi temaları belli oldu. Kaos GL Akademik ve Kültürel Etkinlikler Programı yeni dönemde dolu dolu geliyor.
Kaos GL Derneği, Akademik ve Kültürel Etkinlikler Programı kapsamında yeni dönemi planladı.
Feminist Forum, Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma, Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum’un akademik bölümleri, Kaos GL Dergisi, KaosQ+ Hakemli Akademik Dergi, sergi ve diğer kültürel etkinlikleri kapsayan program kapsamında önümüzdeki günlerde şunlar yapılacak:
Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum 2017: Sosyal İçerme: Sosyal Politikalar, HIV/AİDS, Yerel Yönetimler
Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum 2017’de Sosyal İçerme, Sosyal Politikalar ve HIV/AIDS Çalışmaları’nı tartışmaya açacak.
Sosyal hizmet uzmanları ile birlikte “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gündemine LGBTİ’lerin bu alana ilişkin talepleri nasıl taşınabilir” sorusuna yanıt aranacak bir çalıştay organize edilecek.
HIV/AIDS politikaları tartışmaya açılacak. Uluslararası deneyim aktarımları ile HIV/AIDS ve vatandaşlık ve LGBTİ’lere yansımaları tartışmaya açılacak. Aynı zamanda Türkiye’de HIV/AİDS alanında çalışan özellikle sivil toplum örgütleri ile bir araya gelinecek.
Türkiye’deki Belediyelerde LGBTİ Eşitlik Politikalarının Güçlendirilmesi projesi kapsamında Yerel Düzeyde Savunuculuk Çalıştayı, Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum kapsamında organize edilecek.
Feminist Forum: Cinsellikler!
Femininist Forum’un 2018 temasının cinsellikler olmasına karar verildi. Eşcinsel biseksüel kadınların cinsel sağlığı, sağlık hizmetlerine erişimin önündeki engeller, eşcinsel ve biseksüel kadınların cinsellik konuşma deneyimlerine ağırlık verilecek.
Homofobi Karşıtı Buluşma 2018: Spor!
Homofobi Karşıtı Buluşma 2018 yılı teması Spor olacak. Hareket içinde özellikle eşcinsel – biseksüel kadınların kurduğu futbol takımları, spor alanı içinde erkeklik tartışmaları, uluslararası alanda sporda homofobi ve transfobi karşıtı, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı atılan adımlar ve alternatif spor örgütlenmelerini tartışmaya açılacak ve bol bol top peşinde koşacak etkinlikler yapılacak.
LGBTİ Hakları için Belediyelerin Rolü Konulu Uluslararası Konferans
Siyah Pembe Üçgen Derneği ile birlikte yürütülen, Türkiye’deki Belediyelerde LGBTİ Eşitlik Politikalarının Güçlendirilmesi Projesi kapsamında Mayıs 2018’de “LGBTİ Hakları için Belediyelerin Rolü Konulu Uluslararası Konferans” Homofobi Karşıtı Buluşmayı destekler nitelikte organize edilecek.
Ayrımcılık Karşıtı Sempozyum 2018: Cinsiyet, Cinsellikler ve Hukuk
Kaos GL; Cinsiyet, Cinsellikler ve Hukuk meselesine odaklanacak. Aynı zamanda LGBTİ’lerin İnsan Hakları İçin Savunuculuk ve Farkındalık Projesi kapsamında Ankara Barosu işbirliğinde Tematik Çalıştay organize edilecek. Sempozyum kapsamında LGBTİ’lerin İnsan Hakları İçin Savunuculuk ve Farkındalık Projesi, LGBTİ Hakkındaki Odak Grup Çalıştayı yapılacak ve Kamu Kuruluşlarından ve meclisten, ombudsmanlıktan ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’ndan uzmanların katılımı hedeflenecek.
LGBTİ’lerin İnsan Hakları İçin Savunuculuk ve Farkındalık Projesi, LGBTİ Mülteciler İçin Sivil Toplum Forumu
Kaos GL, mülteci alanında çalışan 16 STK'yı (6 uluslararası, 10 ulusal) bir araya getirecek ve LGBTİ mültecilerin ihtiyaç ve çözümlerini tartışacak. Toplantının ardından, bu STK'larla istişarede bir politika belgesi hazırlanacak.
LGBTİ’lerin İnsan Hakları İçin Savunuculuk ve Farkındalık Projesi, Toplumsal Cinsiyet Hukuku Konusunda Uluslararası Konferans:
"Toplumsal Cinsiyet Hukuku Konusunda Uluslararası Konferans" bu projenin en temel unsurlarından birini oluşturuyor. Bu, uluslararası ve ulusal insan haklarının ve LGBTİ hakları hukuku uzmanlarının özel katılımı için, projenin son ve en prestijli uluslararası toplantısı olacak. LGBTİ'lerin, proje ekibinin, danışma kurulunun, iştirakçilerin katılımıyla Ankara'da uygulanacak Ve Barolar, Kamu Kuruluşları, Meclis temsilcileri; BM, Avrupa Konseyi, AB (Uluslararası Hükümetlerarası Kuruluşlar) ve STK'ların yanı sıra bu 2 günlük uzun bir konferans, BM, Avrupa Konseyi ve AB'deki Türkiye organları ve Barolar ile uluslararası avukatlar dernekleri ile koordinasyon ve işbirliği içinde düzenlenecek.
Kaos GL Dergisi
Kaos GL Dergisi 2018 dosya konuları belirlendi. Ocak-Şubat 2018 sayısının teması,“Türcülük”, Mart-Nisan 2018 sayısı “Yaşlılık”, Mayıs- Haziran 2018 sayısı “Mültecilik ve Göç”, Temmuz-Ağustos 2018 “Mizah, Eylül- Ekim 2018 sayısı “gak guk Hukuk”, Kasım- Aralık 2018 sayısı da “Queer Çalışmaları veya Eşcinsel/biseksüel/trans kadınlar” sayısı olarak belirlendi.
LGBTİ mültecilere yönelik olarak senede bir özel sayı Arapça ve Farsça yayınlanmasının olanaklarının araştırılmasına karar verildi.
Kaos Q+ Dergisi
Gelecek üç sayının teması, Sinema, Queer edebiyat ve Queer tarih olarak belirlendi.
Hakemli akademik dergi KaosQueer+ 7. ve 8. sayılarının temaları belli oldu. Dergi yedinci sayısında “queer sinema” temasıyla, sekizinci sayısında ise “queer edebiyat” temasıyla okurla buluşacak.
Queer sinema: “Bedenin bir yeşil ışık”*
Fatih Özgüven ve Umut Tümay Arslan’ın dosya editörlüğünü yaptığı yedinci sayıya yazı göndermek için son tarihi 1 Ekim 2017. Çağrı metni ise şöyle:
“Kaos Q+ 7. Sayısında queer sinemaya odaklanıyor. Derdimiz queer sinemayı film türlerinden bir tür olarak incelemek değil. Belirli kodlar, türsel özellikler, biçim ve dil ortaklığından yola çıkarak bir tanımlama çabasına girişmek de değil. Queer sinemayı bir tür olarak ele alıp şu temcit pilavı gibi tekrar eden tanıma bir kez daha ulaşılabilir elbette: Anlatısının merkezinde LGBTİQ karakterler olan ve bu karakterleri “olumlu” bir biçimde temsil eden filmler. Sadece böyle kavradığımızda queer sinema, tanınmadan, muhayyel bir queer kültürün ve topluluğun bir parçası olarak var kılınmaktan ibaret ve kendi başına akan bir kulvara, bir sıfata dönüşebiliyor. Yerleşik sinema tarih yazımlarına, film estetiği ve etiği üzerine tartışmalara, nihayet film kuramına değmeden, onları aşındırmadan akan bir kulvar.
Belki de bu yüzden vazgeçilemez gibi görülen sorularda bir perspektif değişimine giderek başlayabiliriz. “Sinema queerleri nasıl temsil etti?” yerine şu soru mesela: “Sinema queer sızıntılara karşı heteronormatif kesintileri nasıl üretti?” Yerleşik, yapışkan ve tanıdık kadrajların imalatının queer-dekadrajla bağlarını kurabilmemizi mümkün kılabilecek bir soru olabilir bu. Perspektifi bu şekilde kaydırmak, sinemanın uzun ve coğrafyalara yayılan hetero-patriyarkal tarihi içinde queer karakterlere dair ürettiği görme bozukluğunun teşhisini halen hiçe sayılamayacak ve heba edilemeyecek bir müdahale olarak koruyor; lakin bu teşhisi queerlerin temsiline indirgenebilecek bir mesele olmaktan çıkararak, sinema perdesinin görme ve görülme biçimlerimizi üretme, bedenleri ve cinselliği ideal ve normatif olana sürükleme, norm-dışı varoluşları hazmedilebilir ya da topyekun inkar edilebilir nesnelere dönüştürme kabiliyetine doğru genişletiyor. Bununla da kalmıyor; bu kabiliyeti alıp, başka türlü kullanmanın imkanlarını sorguluyor. İnsanın kendisinden çok uzağa ittiği bir bedenle özdeşleşmesinin, onun tarafından alıp götürülmesine, onun kadrajından dünyayı görebilmesine, başkalığı yiyip yutmak yerine, onun başkalığını kabul ederek ona maruz kalmaya, ona kendini açık kılmaya imkan verecek bir özdeşleşmenin yollarını arıyor. Ne de olsa sinema, normlar üreten kültür perdesinin bedeni ele geçirme gücünü görebildiğimiz bir yer olduğu kadar, bedenin bir taşıt gibi alıp götürüldüğü, başka bedenlere açıldığı, başkalaşabildiği yerdir de.
O halde derdimiz şunlar olabilir: Heteronormativiteyle kurulmuş bir dünyaya “iyi”, “olumlu”, “bize benzer” ya da “kurbanlaştırılmış” queeri anlatmak değil, belki de bu dünyayı tekrar tekrar kuran ve ayakta tutan heteroseksüel ideallerin, bedenlerimizi, görme ve görülme biçimlerimizi istimlak edişi üzerine sinemayla düşünmenin yolları? Cinselliği ve cinsiyeti heteronormatif perdeyi söndürerek anlatma biçimleri? Sadece içerik bahsinde değil, içerikle biçimin kesişiminde queer arzuyu keşfeden filmler? Film türlerinin, sinemanın ana hatlarının nasıl queerleştiği? Sinema tarih yazımlarını queerleştirmek, queer historiyografiler? Sinemanın kırpılmış tarihine videonun, dijital teknolojinin olanaklarıyla queer gözler açan seyircilik deneyimleri? Film seyretme deneyimin, film seyirciliğinin bizatihi queerliği? Sinema tarihinin henüz içselleştirilmemiş ya da vakitsizce ölen anlarını kurtaran tarih meleğine göz kırpan filmler? Queer tahayyül ile dekolonizasyon süreçleri arasındaki kesişimler? Pink washing’e, queeri mutenalaştıran, sabitleyen çerçevelere karşı queerin aurasını hem sürdüren hem de onun yapaylığını, kurgusallığını, bir pelerin gibi takılışını, değişebilirliğini gösteren örnekler? Queere karşı queer?”
*Isaac Julien, Looking for Langston, 1989.
Queer edebiyat
Çimen Günay Erkol ve Sevcan Tiftik’in dosya editörlüğünü yaptığı sekizinci sayıya yazı göndermek için son tarihi 1 Mart 2018. Çağrı metni ise şöyle:
“Oscar Wilde, kült kitabı Dorian Gray’in Portresi’ne yazdığı önsözde “19. yüzyılın gerçekçiliğe duyduğu nefret, Kaliban’ın aynada kendi yüzünü gördüğünde duyduğu öfkedendir. 19. yüzyılın romantik akıma duyduğu nefret, Kaliban’ın aynada kendi yüzünü göremediğinde duyduğu öfkedendir” der. Kaos Q+’nın sekizinci sayısında queer edebiyatı modernizmin bu ikircikli öfkesi eşliğinde ele almayı amaçlıyoruz. Wilde, modernizmin öfkesinin toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim konularında da ikircikli olduğunu deneyimleyerek öğrenmiş yazarlardan biridir. Eşcinsel kimliğinden dolayı suçlanan ve 1895’te iki yıl ceza alan Wilde’ın davası hem Avrupa’da hem de Amerika’da ses getirmiş ve eşcinselliğin görünürlüğü konusunu gündeme taşımıştır.
Modernist edebiyat, farklı olan karşısında toplumda hissedilen tedirginliği pek çok değişik şekilde ele alır. Kimi edebiyat metinleri mevcut cinsiyet ilişkileri üzerine inşa edilir ve toplumsal etkisini bu ilişkileri yeniden üretme gücünden alır. Bu metinler tedirginliği söndürmeye, geçersiz kılmaya çalışırlar. Kimileri ise varolan cinsiyet hiyerarşilerini sorgular, değişim ve dönüşüm ihtiyacını resmederler. Bu sayıda amacımız sorgulayıcı edebiyat metinlerine odaklanarak edebiyatta queerin nasıl temsil edildiğini tartışmaya açmak, türsel olarak yarattığı farklılıkları tespit etmek ve queere ilişkin teori, anlatı, deneyim, itiraz ve aktivizmi edebiyatla ilişkileri içinde ele almaktır. Türk ve Dünya edebiyatından yazarlara veya metinlere odaklanan, teorik bir çerçevede queer ve edebiyat ilişkini tartışmaya açan, yaşamöyküsel detaylarla edebiyatçıların deneyimlerini değerlendiren katkılarınızı davet ediyoruz.”
Etiketler: yaşam