26/02/2024 | Yazar: Kaos GL

17 Mayıs Derneği’nin “Esenlik Yolunda” raporu yayınlandı.

“Hükümetin LGBTİ+ derneklerine yönelik baskısı, çalışanların geleceğini belirsiz kılıyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

17 Mayıs Derneği, LGBTİ+ aktivistlerin ve çalışanların esenliğine odaklanan yeni raporu "Esenlik Yolunda"yı yayınladı. Ağustos 2021'de başlatılan Esenlik Programı'ndan çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanan rapor, aktivist ve çalışanlarla yapılan odak grup görüşmelerine ve çevrimiçi ankete dayanıyor. İlki 2021 yılında yapılan araştırmanın ikincisine Türkiye’de faaliyet gösteren örgütlerde çalışan ve LGBTİ+ olduğunu beyan eden toplam 47 kişi katıldı. Rapor; araştırmaya katılanların karşılaştığı zorlukları ve ihtiyaçlarını ortaya koyuyor.

Raporda yer alan anahtar bulgulardan bazıları şöyle:

  • Ekonomik koşullar, deprem ve siyasi atmosfer çalışma koşullarını kayda değer ölçüde kötüleştirmiştir.
  • Katılımcıların genel memnuniyet düzeyi değişik derecelerde de olsa, katılımcıların endişe düzeyi nispeten daha yüksektir. Ülkedeki değişen siyasi atmosfer, doğal afetler, ekonomik kriz ve pandeminin etkileriyle 2023 yılında yapılan araştırmanın sonuçları 2021 yılında yapılan araştırmanın sonuçlarındaki genel memnuniyet oranlarından düşüktür. Fakat katılımcılar, esenlik çalışmaları sayesinde bu zor dönemleri deneyimlerken daha az zorlandıklarını ifade etmiştir.  
  • Katılımcılar genellikle yaptıkları işin anlamlı olduğunu ve kuruluşların değerleri ve prensiplerinin uyumlu olduğunu ifade etmişlerdir. Bu, tüm çalışanlar için koruyucu bir faktör olarak düşünülebilir. Fakat 2023 yılındaki araştırmanın sonuçları ile 2021 yılında yürütülen araştırmanın sonuçları karşılaştırıldığında yaptıkları işin anlamlı olduğunun düşünülmesindeki oranlarda yüzde 45’ten yüzde 38’e doğru bir düşüş söz konusudur. Bu düşüşün ardında, artan nefret söylemlerinin ve baskı ortamının etkileri olduğu görülmektedir. Katılımcılar, mevcut gündemden dolayı eskiye göre daha fazla zorlanmalarına rağmen esenlik destekleriyle birlikte aktivizmlerini sürdürebildiklerini ifade etmiştir.
  • Katılımcıların yüzde 50’den fazlası iş yüklerinin üstesinden gelinebilecek orandan fazla olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, esenlik faaliyetlerine öncesine göre daha fazla ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir.
  • Katılımcılar, Türkiye’deki ekonomik krizin ekonomik refahlarına ve iş güvenliklerine olumsuz bir etki yaptığını ifade etmişlerdir. Ayrıca, hükümetin LGBTİ+ örgütlerine baskı yapması ve dernekleri kapatma tehdidi, katılımcılar için geleceği belirsiz kılmaktadır. Bu ve bunun gibi veriler, Türkiye’deki sivil toplum örgütlerine yönelik örgütsel esenlik alanında yürütülen faaliyetlerin sayısının artması gerektiği ve kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesi yönünde ihtiyaçların olduğunu göstermektedir.

LGBTİ+ derneklerinde çalışanların yüzde 48’i, 6 ay içinde işini kaybedebileceğini ifade ediyor.

Bununla beraber; rapora göre katılımcıların yüzde 33’ü işten aldığı ücretin ekonomik olarak güvende hissedecek kadar olmadığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 48’i ise mevcut Türkiye koşullarında 6 ay içinde işini kaybedebileceğini ifade ediyor. Araştırmaya katılanların, yüzde 82’si ise çalıştığı sivil toplum örgütünde ve yürüttüğü aktivizm çalışmalarına yönelik tehditlerin ve risklerin büyük oranda arttığına dikkat çekiyor.

Raporda kurumlar için esenlik destekleyici öneriler de yer alıyor:

  • LGBTİ+ örgütleri, personel esenlik uygulamalarını geliştirmek ve bu alanda politikaları hayata geçirmek için kapasite geliştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Her kuruluşun kendine özgü ihtiyaçlarına göre politika geliştirmek için özellikle karar alıcı kişilerin kapasite geliştirme atölyelerine daha fazla erişmesi sağlanmalıdır.
  • LGBTİ+ örgütleri, personel esenliği politika ve uygulamalarını geliştirmek için bütçe sağlama ve personele kaynak ayırma ihtiyacındadır. Bütçe sağlama, planlama ve personel esenliği için sorumlu personel atanması konularını ele alan kapasite geliştirme atölyeleri temel ihtiyaçlar arasındadır.
  • LGBTİ+ örgütleri, ekonomik kriz, doğal afetler ve pandemi sonrasındaki fiziksel ve psikolojik çalışma koşullarına odaklanmalıdır. Bu konuda destekleyici çalışmalar güçlendirilmelidir.
  • İş arkadaşlarıyla sosyalleşme ve işyerinde güvenli bir alan sağlama ihtiyacı en yaygın ifade edilen ihtiyaçlar arasındadır. Akran destek grup etkinlikleri, bu ihtiyaçları karşılamak için etkili bir araç olacaktır.
  • Tüm personele yönelik ruh sağlığı atölyeleri düzenlemek, bu konularda bilgilendirmek ve olası başa çıkma mekanizmalarını ve desteği keşfetmek için eğitimler ve atölyeler önerilmektedir.
  • Bireysel psikoterapiye olan yüksek talep, çoğu katılımcının günlük yaşamındaki olumsuz risk ve tehditlerle başa çıkma çabası içinde olduğunu göstermektedir. Grup dinamikleri ve grup destek toplantıları, akran destek toplantıları, grup müdahaleleri, eğitimler ve atölyeler düzenlenmeye devam etmelidir.

Rapora ulaşmak için tıklayın


Etiketler: yaşam
İstihdam