25/06/2009 | Yazar: Kaos GL

‘Hükümet adalet isteğimizi reddediyor, insanların üstüne ateş açıyor ve onlara ‘süprüntüler’, ‘pislikler’ ve ‘ibneler’ diye seslenerek eşcinsel toplumunun zihinlerindeki yıllanmış ikili baskıyı a

‘Hükümet adalet isteğimizi reddediyor, insanların üstüne ateş açıyor ve onlara ‘süprüntüler’, ‘pislikler’ ve ‘ibneler’ diye seslenerek eşcinsel toplumunun zihinlerindeki yıllanmış ikili baskıyı açıkça sergiliyor.’
 
İranlı Queer Organizasyonu (IRQO), İranlı Eşcinsel Üniversite Öğrencileri Ağı tarafından yazılmış aşağıdaki mektubu uluslararası topluma ve LGBT topluluğuna iletti.

Mektuplarında İranlı Eşcinsel Üniversite Öğrencileri ağı dünya toplumuna İran halkını geçen hafta meydana gelen vahşi olaylardan uluslararası diplomatik baskı aracılığıyla korumaları için başvuruyorlar.
 
Bugün İran Sokaklarındaki Buhran ve Umutsuzluk: İranlı Eşcinsel Üniversite Öğrencileri Ağından Uluslararası Topluma Açık Mektup

Son birkaç gündür meydana gelen acı verici olaylar bugün son noktaya geldi. 20 Haziran Cumartesi günü, İslami rejim insan hakları ihlallerini son 30 yıldakinden daha ileriye taşıdı. İnsanların hükümetlerini adil bir seçimle barışçıl bir şekilde seçme arzusu ilk olarak Rejim ve Şah tarafından hile ve güç kullanımıyla engellendi. Bu durum seçim sonuçları tüm ülkeyi şok ettikten sonra sessiz bir protestoya neden oldu. Tahran sokaklarında, metrelerce hoşgörülü, sakin ve kararlı, yaklaşık 3 milyonluk bir kalabalık, hileli seçimi protesto etti. Bu barışçıl ama kararlı eylem, evlerin çatısından ve pencerelerden insanlara ateş açan rejimin kabadayılarının vahşi gücüyle karşılandı.
 
İran insanlarının isteği, İslami Cumhuriyet çerçevesinde olsa bile, demokrasi ve özgür seçimlerdir. Ancak görüldüğü gibi, İslami bir Cumhuriyetin demokrasiye yol vermesi mümkün değil. Geçen haftaki saldırılarda rapor edilen ölü ve yaralı sivillerin sayısı değişiyor, ancak gerçekler görgü tanıklıkları ile sabittir, cep telefonları ve kameralarla çekilen görüntüler internete yollandı. En çarpıcı olan şeyse sayılarımız değil, herkesin gözü önünde sokaklarda vurulmamız ya da protestocuların toplandığı tecrit kamplarında doğraması gerçeğidir. Öldürme ve yaralamaları, boğazların kesilmesini ya da vücutların kesilerek parçalanmasını gözler önüne seren video klipler ve fotoğraflar başlıksızdır. Kolluk kuvvetleri ve askeri güçler kaynar sudan mermiye kadar her türlü silahı kullanarak sivil halka saldırıyorlar. Kültür polisinin dini ahlakı güçlendirmek için görevlendirdiği sivil giysili görevliler olan Besicler şimdi geceleri insanlara evlerinde saldırı düzenliyor.
 
İnsanlar hâlâ sakin ve kararlılar; çalınmış olan oylarını geri almaya ve hükümetin kendilerine yaptığı bu dolandırıcılığı durdurmaya yeminliler. Şah bu Cuma günü seçim sonuçlarını kesin bir zafer olarak duyurduğundan ve insanlara sokakları boşaltmalarını emrettiğinden bu yana, gösteriler Rejimin kendisine yönelik bir açık savaş olarak algılanıyor. Tahran bugün kan gölüne döndü. Diğer büyük şehirlerde de ırza geçme ve sivillere yönelik askeri saldırılar rapor edildi; birçok can kaybı var.  
 
Bugün hükumetin ellerinde, vatandaşların hem canı hem de demokrasi ve adil bir topluma dair umutları korkunç bir vahşete maruz kalıyor. İlk üç gece İslami Rejimin üniversite yurtlarında uyguladığı baskıyı takiben, beş öğrenci aktivist, Mobian Ehterami, Kasra Sharafi, Kambiz Sho’a’ee, Fatemeh Baratee, ve Mohsen Eemani öldürüldü. Öldürülen ve yaralanan diğer öğrencilerin isimleri henüz belirlenemedi. Şu ana dek, İran dışındaki herkes insanların sessiz çığlığının ve aynı eylemcilerin kesik ve kanayan bedenlerin resimlerini görme fırsatı buldu. Tutuklanan ya da kaçırılan ve ardından serbest bırakılanlar deneyimledikleri kâbusu yazılı olarak aktardılar. Korkuyoruz ki vahim gerçek halen dışardakiler tarafından anlaşılmış değil.
 
Biliyoruz ki gerçekliklerimiz kulaklara bir Doğu masalından alınma pasajlar gibi gelebilir. Bu nedenle, İran’daki queer öğrenciler bu trajik olayları dünyaya duyurmaya ve tanıklık etmeye kendilerini zorunlu hissediyorlar. Kaybettiğimiz masum protestocuların yasını tutarken ve tutuklanıp daha teslim edilmeyenlerin akıbeti için ve nerelerde olduklarına endişelenirken, bir yandan da son derece vahşi koşulların varlığı altında ezilen bir toplumun en büyüleyici yüzünü gösteren sakin, azimli uzun insan kuyruklarıyla gurur duyuyoruz. Bizi bu birleştiriyor ve biz demokrasi talep eden tek bir sesiz. Bugün sağ olanlarımız şans eseri hayattalar. Bu vakur ve zarif kalabalık artık bitkin ve çaresiz. Bizler korku içindeyiz ve daha kötüsünü bekliyoruz. Eğer Ahmadinejad yeniden Şahın himayesi altında, İranın seçilmiş başkanı olan Mir Hosein Musavi’ye karşı bir darbe gücü kurmayı başardıysa ve demokrasinin rotasını başka yöne çevirme arayışı içindeyse, umudumuz ve amacımız bunun olmasına izin vermemektir. Şimdi Muhafız Meclisi insanların yeni bir seçim talebini geri çevirdiği için, korkumuz şudur ki eğer protestolar bastırılırsa, rejim bireysel özgürlükleri ve sivil haklarını eskisinden çok daha güçlü biçimde baskılayacak.
 
İran Şeriatı, insan hakları ihlalleri tarihiyle, azınlıkları baskılaması ve eşcinselliği idam tehdidiyle hedef gösterişiyle, demokrasi meramını bastırmayı ve sivil toplum kuruluşlarını ortadan kaldırmayı seçti ki, böylece insanlarının yaşamlarını gizli bir vahşetle kontrol etmeyi daha da yaygınlaştırabilsin. Bu İran toplumunun bir bütün olarak aldığı yaraları son noktaya getirecektir ve o noktadan sonra tüm dünyada insan haklarının sembollerine bir gölge düşecektir.
 
İran’ın Eşcinselleri uzun zamandır haşin bir baskı ve korku altında yaşamaktadır. Bizler güçlükle direnen ve sessizliğin en etkin kalkan olduğu saldırı ve zulümler altında sakin kalabilen insanların geçen hafta yaşadıkları acıyla özdeşleşim kuruyoruz. Bu günlerde, hükümet adalet isteğimizi reddediyor, insanların üstüne ateş açıyor ve onlara ‘süprüntüler’, ‘pislikler’ ve ‘ibneler’ diye seslenerek eşcinsel toplumunun zihinlerindeki yıllanmış ikili baskıyı açıkça sergiliyor. İranlı queerler acımasız baskıcı rejimle yıllardır mücade veriyorlar; bizler zulme dayanmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Son yıllarda, Şeriat Rejimi insanlara queer toplumuna son otuz yıl boyunca davrandığı gibi davranıyor. Zihinlerdeki bu anlayışla ve adil ve eşitliğe dayalı bir gelecek için umutla el ele omuz omuza diktatöre karşı mücadele veriyoruz.
 
Uluslararası LGBT toplumunu sesimizi duyurmaya ve İran’ın insanlarının yeni bir seçim isteklerini duymaya davet ediyoruz. Uluslarası LGBT toplumundan dünyayı İran’da bugünlerde gerçekleşen vahşet ve cinayetler konusunda alarma geçirmek konusunda bize destek olmalarını istiyoruz. Kaygımız o ki, gelecek günlerde eğer diktatör kazanırsa bir nesil – neslimiz – resmen tükenecektir. Bu günlerde, İran’ın queer hareketi insanların hareketiyle omuzomuza gitmektedir. Eminiz ki, İran’da demokrasinin ölümü er ya da geç insanlığın ölümü anlamına gelecektir. Eminiz ki, sivil ve birey haklarının reddiyle –Ahamdinejad’ın ikinci defa iktidara gelişinin akabinde yaptığı ilk konuşmada, bütün protestoculara ‘hırsızlar’, ‘haydutlar’ ve ‘ibneler’ diye seslenişinde olduğu gibi– sivil toplum için bütün umutlar silinip gidecektir. Yine de bizler İran’ı faşizmin yayılmasından kurtarma umuduyla yaşıyoruz.
 
Sessiz Direnişin dördüncü gününde, bir protestocu üzerinde şunların yazılı olduğu bir pankart taşıyordu: ‘Ölümden korkmuyorum, korkum hayata dair... üç gün geçti bile.’ Eşitlik, sosyal adalet, farklı etnisitelere, dinlere, dillere ve cinsel azınlıklara saygı, eğer ki insanlar demokrasi çerçevesinde haklarından men edilmezlerse, mümkün olabilir. Uluslarası toplumdan, uluslararası LGBT toplumundan ve insan hakları örgütlerinden ya da bugün İran sokaklarında meydana gelen canilikleri izleyen dünya insanlarından İranlı insanların oylarına ve demokratik bir toplumda yaşama dileklerine saygı duyulmasını diliyoruz ve Ahmadinejad’ın BM gözetiminde gerçekleşecek yeni bir seçime dek İran’ın seçilmiş başkanı ilan edilmesini reddediyoruz.
 
Uluslararası toplumdan diplomasi yoluyla ve BM müdahalesiyle İran insanlarını desteklemelerini diliyoruz. Uluslarası toplumdan yanımızda durmalarını ve hükümetleri İranlı insanlara ve onların oylarına saygı duyulması konusunda zorlamalarını ve başkanımızı kendi oylarımızla seçme fırsatı buluncaya dek Ahmedinejad’ı İran’ın başkanı olarak tanımayı reddetmelerini istiyoruz. İstediğimiz yeni bir seçimdir. İnsanlar oylarını geri almaya kararlıdır. İran insanları, özellikle de queer toplumu ve tüm diğer azınlıklar için bu olası tek yoldur.
 
Bugün İranlı insanlar kendi direnme güçlerine dayanıyorlar ve adalet isteklerini haykırıyorlar. Bu uluslarası toplumun desteği olmadan gerçekleşmeyecektir. 
 
İran’ın bütün çocuklarının ve vatandaşlarının sesine kulak verdiği ve onlardan mesul olduğu gün şükredeceğimiz gündür.
 
Özgürlük ve sosyal adalet dileğiyle,
İranlı Eşcinsel Üniversite Öğrencileri
 
20 Haziran 2009

İranlı Queerler Organizasyonu - IRQO
Websitesi: www.irqo.org
Cheraq Dergisi: http://blog.irqo.org
Çev: Okan Akkın (okan@kaosgl.org


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam