18/01/2011 | Yazar: KAOS GL

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Türkiye Başkanlığı altında “Ayrımcılığa Karşı Sesinizi Yükseltin” Kampanyası ve “Kültürlerarası Şehirler” Progr

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Türkiye Başkanlığı altında “Ayrımcılığa Karşı Sesinizi Yükseltin” Kampanyası ve “Kültürlerarası Şehirler” Programı’nın ortak girişimiyle gerçekleştirilen Türkiye’den Çapraz Raporlar çalışması için 3 gazeteciden oluşan bir grupla İstanbul’daki eşcinsel ve transeksüellerin hayatını, yaşadıkları zorlukları anlamak için en uygun yeri düşünüyoruz.

İstanbul, her milletten, her ırktan ve her çeşitten insanın yaşadığı, deyim yerindeyse dünyanın minik bir kopyası. Ve bu şehrin kalbinin atışının en çok hissedildiği yer Taksim. Dolayısıyla bu çalışma için gece gidilen yer İstiklal caddesi oluyor.
 
Medyada pek de yer bulamayan eşcinseller hakkında bilgi almak, bir kısmıyla konuşmak için dolaşırken karşımıza bir kulüp çıkıyor. Cheeky Club eşcinsellerin gittiği ve şu an “kırmızı oda”ya sahip olduğu bilinen bilinen tek yer.
İçeriye girdikten sonra kulübün işletmecisi Serkan Karaman’ı beklerken içerideki müşterilerden bazılarıyla konuşuyoruz. Ortak noktaları hiçbirinin konuşmaktan çekinmemesi. Normal bir haber yaparken bile konuşacak kişi bulmakta zorlanan gazeteciler için bu oldukça şaşırtıcı bir durum.
 
21 yaşında olan, kulübün müşterilerinden biri İstanbul’da özellikle Taksim’de artık eşcinsel biri olarak yaşamanın diğer yerlere göre daha kolay olduğunu anlatıyor. “İstanbul’da bizi koruyan daha fazla kişi var, arkadaşlarımız çok” diyor ve kendi deneyimlerinden özellikle Ankara gibi İç Anadolu’ya yakın bölgelerde eşcinsel biri olarak yaşamanın zorluklarından bahsediyor.
 
Kendisi ailesine eşcinsel olduğunu ilk anlattığı zaman şiddet gördüğünü ancak ardından psikolağa gönderildiğini belirtiyor. Psikologların da artık eşcinselliği bir hastalık değil normal bir durum olarak görmeleri durumunun ailesi tarafından kabul edilmesini kolaylaştırmış.
 
Biz bunları konuşurken içeri Serkan Karaman giriyor. Kısa bir tanışma faslının ardından bizi şaşırtacak ilk açıklamayı yapıyor. Cheeky Club eskiden bir kiliseymiş, hatta hala kiliseye bağlı durumdaymış. Bu şoku daha yeni atlatırken, kulübün İstanbul’daki tek “kırmızı oda”ya sahip yer olduğunu öğreniyoruz.
 
Kırmızı odanın ne olduğunu bilmediğimizi anlayınca Karaman anlatıyor. Kırmızı oda ışıkların adından anlaşılacağı gibi kırmızı olduğu ve çiftlerin içerde fazla ileri gitmeden rahatçe birlikte olabildiği bir yer. Kulüp adını şimdiden Avrupa’da duyurmuş ve yurtdışından gelen müşteriler bile mevcutmuş. Bir süre sonra Cheeky Club’ü gezmeye başlıyoruz.
 
Kırmızı Oda, Fotoğraf: Simon Kamm


Taş bir bina olan yapıdan aşağı iniliyor, renkli ışıklarla aydınlatılmış içeride dar bir koridordan ilerleniyor. Koridorun sonunda bar var. İki masanın olduğu ortamda bir tane de özel şovlar için dans pisti mevcut.
 
Karaman buradaki taşların ve tavanın orjinal olduğunu, hiçbir yerine ilave yapmadıklarını anlatıyor. Bu sırada kulüp yavaştan dolmaya başlıyor.
 
Müşteriler genelde eşcinsel olsa da kimi heteroseksüel çiftlerin de sevdiği bir mekan. Müşterilerin yüzde 90’ı gey, yüzde 10’u ise lezbiyen ve heteroseksüel, yaş aralığı ise 18 ile 35 arasında. Arada travesti ya da transeksüeller de kulübe geliyormuş. Mekanda ayrıca tekno müzilten Türk müziğine kadar geniş bir yelpazede parçalar çalınıyor.
 
Serkan Karaman ile kulüp dışında eşcinsellerin yaşadığı sorunlardan konuşmaya devam ediyoruz. Son yıllarda yapılan eşcinsel yürüyüşü olan “Gay Pride”a katılımın giderek arttığından, sadece eşcinsellerin değil, kardeşine, akrabasına, arkadaşına destek vermek isteyen kişilerin de bu yürüyüşe dahil olduğundan bahsediyor. Bununla birlikte yürüyüşün medyada fazla yer bulmayışından da yakınıyor.
 
İstanbul’da özellikle travesti ve transeksüellerin yaşadığı zorlukları birinci ağızdan dinlemek için ikinci gün İstanbul LGBTT Sivil Toplum Girişimi’ne gidiyoruz.
 
Şevval Kılıç, Fotoğraf: Thomas Seymat


Önceden randevu alamamıza karşın, burada da oldukça iyi karşılanmak oldukça hoş. Girişimin ve Kadın Kapısı’nın sosyal Danışmanı olan Şevval Kılıç üyelerinin yaşadığı zorlukları anlatmaya başlıyor.
 
Öncelikle hepsinin temel sorunu seks işçisi olmak dışında çalışmak için başka bir seçeneklerinin olmaması. Kendisi de iki yıl seks işçiliği yapan Şevval Kılıç artık üyelerinin korumazsız sevişmediğini ve bu konuda sürekli onlarla konuştuklarını anlatıyor.
 
Diğer bir sorunları ise polisin kimi üyelerine kabahatlar kanununa göre ceza kesmesi. Bu konuda çalıştıklarını anlatan Kılıç, kendilerinin de insan olduğunu ve cinsel kimlikleri yüzünden suçlanmamaları gerektiğini belirtiyor.
 
İstanbul LGBTT’de bulunan diğer üyeler de toplum içinde yaşadıkları zorlukları dile getirirken böyle bir girişimin oluşmasının yararlarından da bahsediyorlar. Özellikle kimi konularda yaşanan sorunların çözümü için İstanbul LGBTT artık bilinen bir kurum.
 
Yabancı gazeteciler polisin yaşattığı zorluklardan sonra askerlerin de kendileri üzerinde bir baskı kurup kurmadığını sorduğunda alınan cevap ise onları oldukça şaşırttı. Sonrasında pek çok eşcinselin de doğruladığı olay askeriyenin eşcinsel olduğunu kanıtlaması için kimi kişilerden olay anında fotoğrafının istenmesi. Bunun yaşattığı zorlukları anlatan LGBTT üyeleri bu uygulamanın da kısa sürede kalkmasını istediklerini ifade ediyor.
 
İstanbul’un farklı ve pek bilinmeyen yüzlerini geride bırakıp İstiklal Caddesi’ne çıkıldığında yine şehrin kalbinin ritimleri sizi karşılasa da pek bilmediğiniz bir dünyanın yarattığı farklı bir şok da yürüyüşünüze eşlik ediyor.


Etiketler: yaşam
nefret