02/04/2015 | Yazar: Yıldız Tar

Geçtiğimiz günlerde İtalya’da cezaevleri ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaret eden sivil toplum aktivistleri İtalya’da hapiste yabancı, LGBTİ, engelli olmak üzerine deneyimlerini paylaştı.

İtalya’da hapiste yabancı, LGBTİ, engelli olmak Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Geçtiğimiz günlerde İtalya’da cezaevleri ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaret eden sivil toplum aktivistleri İtalya’da hapiste yabancı, LGBTİ, engelli olmak üzerine deneyimlerini paylaştı.
 
“Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar ve İlgili Sivil Toplum Ağı Projesi” kapsamında 1 Nisan Çarşamba günü Mimar Sinan Üniversitesi Bomonti Kampüsü’nde panel düzenlendi. İtalya’daki cezaevlerini ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaret eden ağ bileşenleri İtalya’da hapiste yabancı, LGBTİ ve engelli olmak üzerine izlenimlerini aktardı.
 
İtalya’da rehabilitasyon devletin görevi ve STK’ların sorumluluğu
 
İlk konuşmacı olan Cezaevi İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Zeynep Alpar İtalya’da ziyaret ettikleri Padova ve Roma Rebibbia Hapishaneleri’nin kısaca tanıttı. Ziyaretleri sırasında hapishanede izlemeye ilişkin bir rehber bulduklarını belirten Alpar, bu rehberi Türkçeye çevirmeye planladıklarını da ekledi.
 
Alpar Kuzey İtalya Lombardiya’daki engellilerle ilgili 180 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu federasyonun hapishanelerle ilgili çalışması olmadığını belirterek, “Federasyonun aktardığı kadarıyla hakların alındığı ama hakların kullanımında problemler olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
 
İtalya’nın 1948’de yenilenen Anayasası’nda mahpuslar için rehabilitasyonun İtalya devletinin görevi ve sivil toplumun sorumluluğu olarak tanımlandığını hatırlatan Alpar izlenimlerine şöyle devam etti:
 
“Rehabilitasyon tartışmalı bir kavram olabilir ama gönüllülük esasına dayalı olduğu vurgulandı. Padova’da gey mahpuslar heteroseksüel erkeklerle birlikte kalıyor. Herhangi bir sıkıntı yaşanmadığı ifade edildi. Türkiye’de yabancı mahpus denildiğinde hemen hemen hiç Türkçe bilmeyen kişilerden bahsediyoruz. Hiç dilini bilmediği bir ülkede tutuklu yargılanıyor. Savunma hakları gasp ediliyor. Padova’da ise dil konusunda ciddi sorun yaşanmıyor. Belediyenin her dili tercüme hizmeti var.”
 
“Mahpuslar çağrı merkezinden pasta yapımına çeşitli işlerde çalışıyor”
 
CİSST’ten Mustafa Eren ise Türkiye ve İtalya’daki işçi mahpusları karşılaştırdı. Padova Hapishanesi’nde hapishanenin kendi işlerinde ve özel firmalarda çalışan işçiler olduğunu ifade eden Eren şöyle devam etti:
 
“Türkiye’de 2010’da cezaevlerine özel firmalar girmeye başladı. İtalya’da Padova Hapishanesi’nde çağrı merkezi, ciltleme, bisiklet imalathanesi, dijitalizasyon, pasta yapımı gibi işler var. Padova Hastanesi’nin çağrı merkezi ve şehrin gaz ve elektrik idaresinin çağrı merkezleri hapishane içerisinde.
 
“Türkiye hapishanelerinde özel firmalarda çalışan kişi sayısı artıyor. Türkiye’deki işçi mahpusların sigortaları emekliliği kapsamıyor ancak İtalya’da dışarıdaki bir işçinin sigortasından farkı yok.
 
“Hapishanede çalıştırmaya toptan karşı değiliz ancak endişelerimiz var. Şu an Türkiye’de hapishane idaresi sana iş verdiğinde reddetme gibi bir şansın yok. Disipline gönderiliyorsun. Çalışan mahpusla çalışmayan arasında statü farkı yok. Ücret sendikaların katılımıyla birlikte belirlenmeli. Şu haliyle Türkiye’deki mahpusların çalıştırılması ücretli köleliği andırıyor.”
 
Çıplak arama, tükürük analizi…
 
SPoD LGBTİ’den Av. Rozerin Seda Kip ise Roma Rebibbia Hapishanesi ve LGBTİ mahpuslara ilişkin izlenimlerini paylaştı. Roma ve Padova hapishaneleri arasında ciddi fark olduğunu belirten Kip, “Roma’da çıplak arama uygulaması rutin bir uygulamaya dönüşmüş durumda. Çıplak aramanın yapıldığı yerde odanın içinde bir duvar var ve kapısı perdesi olmayan herkesin görebileceği bir yer. Hiçbir mahremiyet unsuru yok. Tükürük analizi de hapishanede kullanılıyor. Tükürük analizini yabancı mahkumları tespit etmek için kullandıklarını söylediler ancak yakın zamanda yaygınlaştırmayı planlıyorlarmış. Ciddi hak ihlalleri iyi bir örnek gibi sunuluyor” dedi.
 
Kip cinsiyet geçiş operasyonu geçirmemiş trans kadınların erkek hapishanesi olan Rebibbia Hapishanesi’nde ayrı bir bölümde kaldıklarını ifade etti. Trans kadınların diğer mahpuslarla sosyalleşmesinin istenmediğini ve kendi avluları olduğunu aktaran Kip cezaevinde hormon kullanımına ilişkin ise şunları paylaştı:
 
“Kişi cezaevinden önce hormon kullanıyorsa hormon kullanmaya devam ediyor. Öncesinde doktor raporu yoksa cezaevinde prosedür sıfırdan başlıyor. Rebibbia Hapishanesi’nde trans kadınların durumunun Türkiye’den çok farkı yok.”
 
Casa Familia: Hapishanenin dışında mahpuslar için evler
 
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Sibel Yardımcı da hapishanenin dışında mahpuslar için evleri aktardı. “Casa Familia” denen evlerde mahpusların hakimin verdiği süre dahilinde kaldığını ifade eden Yardımcı şu bilgileri paylaştı:
 
“Bu evler kooperatifler tarafından işletilen evler. Mahpuslar bu evlerde geçirdiği süre zarfında dışarıdaki gibi bir hayat yaşıyorlar. Sosyal hizmet uzmanı kalıyor. Polisle ve adalet bakanlığı ile ilişkileri sağlama ve evlerin bulunduğu mahallelerde komşularla ara buluculuk yapıyor. Evlerin hangi mahallelerde yer alacağı sorunu çıkıyor. Genelde bu tür evler olsun ama benim mahallemde olmasın gibi bir durum oluyor. 6 yıldan az hükmü olan mahpuslar izin verilen sürelerde bu evlerde kalabiliyor. Bu süre zarfında gündüz ailelerini görüyorlar ama gece ailelerini görmemeleri bekleniyor ve kendileri de bunları yapıyorlar. Evlerle birlikte izolasyondan dışarıya kademeli bir geçiş ortamı sağlanıyor.”
 
“İtalya’da engelliler için yapılan düzenlemeler sonradan ve eklenti”
 
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nden Süleyman Akbulut ise engelli mahpuslar açısından durumu değerlendirdi. Akbulut konuşmasında şunları kaydetti:
 
“Sokaktaki yaşam o ülkenin hapishanesinde ne olacağının aynası. AB’nin birlik olarak onay verdiği tek sözleşme Engelli Hakları Sözleşmesi. İtalya’da engelliler için ülke genelinde düzenlemeler yapılmış ama düzenlemeler sonradan yapılmış ve kent dokusunda değil. Almanya ya da İngiltere’de kent dokusunda görüyorsunuz. İtalya’da standartlara tam uygun değil ve eklenti-makul uyumlaştırma kapsamında düzenlemeler var. AB’ye girmiş ama normları çok tutturamamış bir ülke. Hapishanelerde de bir şekilde engelli mahpus olmasa bile engelliler düşünülmüş. Padova Hapishanesi’nde düzenlemeler eklenti şeklinde yapılmış. Ancak bağımsız harekete olanak verecek ölçüde değil. Hapishanenin gezilen bölümlerinde genel anlamda bir yerden bir yere hareket koşulları genel olarak mevcut. Roma Hapishanesi’ndeki engelli mahpus odası koşulları ise insan onuruna yakışmayacak koşullarda. Hapishane yönetiminin konuya ilişkin bilgi ve ilgisi yok. Görülen örnekteki koşullar Türkiye’deki duruma benzer.” 

Etiketler: insan hakları
nefret