20/11/2019 | Yazar: Gözde Demirbilek
İzmir 20 Kasım Platformu, Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü için bir araya geldi: “Failler, cis-hetero-patriarkal sistemi sürdüren her türlü kişi ve yapıdır!”
İzmir 20 Kasım Platformu, Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü için saat 18:00’de Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geldi. Nefret cinayeti sebebiyle artık aramızda olmayan, toplumun nefretle intihara sürüklediği translar için mum yakıldı.
Fotoğraf: Duygu Yayla
“Trans cinayetlerine karşı bize bir yasa lazım!”
İzmir 20 Kasım Platformu’nun tam metni şöyle:
“20 Kasım 1988’de ABD’nin Boston kentinde yaşayan siyahi
trans kadın Rita Hester evinde nefret saikiyle vahşice öldürüldü. Yaşanan bu
nefret cinayetinin ardından birçok ülkede 20 Kasım günü, Nefret Suçu Mağduru
Transları Anma Günü olarak çeşitli şekillerde translara yönelik nefret
suçlarının gündemleştirildiği bir gün haline geldi.”
“Translara yönelik nefret suçları dünyanın her yerinde
yaşamın pek çok farklı alanında sürmekte ve ölümlere neden olmaktadır! Ocak
2008- Eylül 2017 tarihleri arasında 71 ülkede büyük bir kısmı göçmen ve seks
işçileri olan en az 2609 trans katledilmiştir. Avrupa trans ağı Transgender
Europe’in (TGEU) 2015 yılı raporuna göre ise Türkiye, trans cinayetlerinde
Avrupa’da birinci, dünyada ise dokuzuncu sırada yer almakta; ölenlerin çoğu
çalıştıkları sokaklarda ya da yaşadıkları evlerinde vahşice katledilmiştir.”
“Cisseksist ve heteroseksist ideolojiyle kendi kurgulayan
iktidarlar; tüm dünyada ve Türkiye’de translara yönelik nefret suçları ve
nefret cinayetlerine karşı koruyucu bir yasa çıkarmamakta, hayatın her alanında
yaşanan ayrımcılığa karşı önleyici hiçbir uygulamayı hayata geçirmemektedir.
Türkiye’de LGBTİ+’lara yönelik koruyucu ve kapsayıcı bir nefret suçları
mevzuatı bulunmamakta; translara yönelik nefret suçları ve cinayetlerin failleri
ise transfobik argümanlarla temellendirilen ağır tahrik ve iyi hal gibi ‘gerekçelerle’
cezalandırılmamakta ya da haksız ceza indirimleri almaktadır. Yok sayma, nefret
suçu ve cinayetlerine karşı hiçbir koruyucu yasa ve uygulama bulunmaması ve
transfobiyle tartılan adalet terazisi transların hayatlarını ellerinden
almaktadır! Bir kez daha nefret suçları ve cinayetlerinin faillerinin fiili
gerçekleştirenler ve cis-hetero-patriarkal sistemi sürdüren her türlü kişi ve
yapı olduğunu söylüyoruz!”
“İktidarların güvenlik gibi ‘gerekçelerle’ görevlendirdiği
kolluk güçlerinin yaşadığımız evlerden, çalıştığımız ve geçtiğimiz sokaklardan
bizleri uzaklaştırmaya çalışarak yaşam alanlarımızı terk etmeye zorlaması
sosyal tecrit ve insan hakları ihlalidir. Yanı sıra basında katlanarak artan
nefret söylemleri ve hedef gösteren haberler, transfobik nefret söylemlerinin
yaygınlaşmasının ve nefret suçlarının failleridir.”
“Nefret suçlarına karşı gerekli önlem alınmadıkça translara
yönelik nefret saldırıları ve cinayetlerin önlenemeyeceği apaçık ortadadır.
Buradan tüm topluma ve yasa yapıcılara sesleniyoruz: Yaşam alanlarımızdan
bizleri sürmeye çalışarak, bizi görünmez kılmaya çalışarak, etkinliklerimizi
yasaklayarak trans cinayetlerinin önüne geçemezsiniz. Trans cinayetlerine karşı
bize bir yasa lazım!”
“Bizler her zaman olduğu gibi tüm baskılara rağmen vardık,
varız, var olacağız! Bu çağrımıza kulak veren herkesi translara yönelik nefret
suçları ve trans cinayetlerine karşı ses çıkarmaya ve dayanışmaya davet
ediyoruz.”
Etiketler: insan hakları