01/06/2017 | Yazar: Aslı Alpar

Bir de pişkin pişkin ‘Zaten muhtemelen çok eşlisin ve sık ilişkiye giriyorsun. Ondan olmuştur mantar’ dedi.

Jinekolog Muhabbetleri: Kâbus Çatalı! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Bir de pişkin pişkin “Zaten muhtemelen çok eşlisin ve sık ilişkiye giriyorsun. Ondan olmuştur mantar” dedi.

                                                   Eser: Kate Schneider

Bazen homofobik, transfobik bir hekim, bazen heteronormativitiye körü körüne bağlı bir sağlık çalışanı bazen de kendi ahlak kurallarını size dayatan bir doktor… Bu sayfada, “bağzı kadınlar”  ve tabi "bağzı erkekler" için çok daha zor olan jinekolog muayenelerini, jinekolog muhabbetlerine dönüştürüyoruz.

Küçük bir uyarı: “Jinekolog Muhabbetleri” yazı dizisine gönderilen anlatılar, güçlendirsin, iyi gelsin, yaşadıklarımız muayene odasında saklı kalmasın diye paylaşılsa da hepimiz için tetikleyici olabilir. Bu önerimiz akılda kalsın, anlattıklarımız bize destek versin, derdimize derman olsun.

Jinekolog Muhabbetleri’nin yeni anlatıcısı, Özge. Özge ahlakçılığın, ırkçılığın ve homofobinin bir arada işlediğini söylüyor.

20 yaşındaydım, Kıbrıs’ın devlet üniversitesi olarak geçen Doğu Akdeniz Üniversitesinde 2. Sınıf öğrencisiydim. Hiçbir zaman toplumun şekilciliği, ahlak yapısı ve baskıcı anlayışı ile işim olmadı. Her zaman bu kokuşmuş yapıya karşı oldum. Topluma göre vatansız ve dünyasız bir insandım. Bunun acısını da çok yaşadım. Bu nedenle bekâretin evlilik ile kocaya hediye edilen bir ziynet olmadığını düşünüyordum. İlk ilişkimi 18 yaşında iken gerçekten sevdiğim biri ile yaşadım. Birbirimize ne kadar zıt olduğumuzu biliyorduk ama belki de bizi çeken şey de bu olmuştu. Sonradan yollarımız ayrıldı. Zaten hiçbir zaman aynı şehirde yaşamamıştık.

Daha sonra Kıbrıs’a geldiğimde kendimi buldum, yeniden vatansız ama yeniden ütopyamı bulmuş gibi bir neşe ile. Kıbrıs’ta “ada psikolojisi” denen bir illet var. Tıpkı Sabahattin Ali’nin İçimizdeki Şeytan kitabında bahsettiği tüm suçu o şeytana atıp kendimizi temizlediğimiz olgu var ya… İşte o olgu gibi bu ada psikolojisi de bizim günah keçimizdi. Herkes herkes ile 40 yıllık dost, bir gecede arkadaş, bir gecede sevgili… Sabah olduğunda ise ada psikolojisi bizi yakınlaştırdı, aslında hiç bana yakın değilsin gibi tuhaf davranışlar… Bunlardan da kendimi sıyırıp zamanla sağlam ve değişik arkadaşlıklar kurdum tabii ki. Özellikle de Azerbaycan Türkleri ve Nijeryalılar ile birlikte kaldığımız yurtta aramız çok iyiydi. Sevgililerim de oldu, yalnızca cinsel birliktelik kurduğum insanlar da. Tabii bu yaşantımdan cinsel özgürlüğümden rahatsız olan bazı arkadaşlar da oldu. O arkadaşların da yalnızca Türkiye vatandaşı olması garip bir durumdu. Kimseyi özel yaşantısından dolayı yargılamadığım gibi onların beni yargılıyor oluşlarına içerliyordum.

Bir sabah uyandığımda vajinamda müthiş bir kaşıntı, sızlama ve acı hissettim. Kıbrıs’ın suları denizden arıtma olduğu için temiz değil ve tuzlu akıyor resmen. Sulardan mikrop kaptığımı düşündüm. Tabii ilk kez başıma geliyordu böyle bir şey ve daha önceden gittiğim jinekologlar “evli” olmadığım için vajinal bir muayene bile yapmamışlardı. (Ayrıca “bekar” olduğunuzu söylemeniz bile yetiyordu o çok değerli zarınızı korumak için. Demek her şey gibi jinekologlar da 2010 ve sonrasında değişmiş.) Bunu en yakınım olan oda arkadaşıma söylediğimde ise “Ben sana söylemiştim. Kesin cinsel ilişkilerin yüzünden oldu.” Saymaca dökmece… Bir sürü suçlama işittim. Ve sonunda tek kaldım.

Kâbus Çatalı!

Hastaneler ile uğraşıp zaman kaybetmemek adına okula en yakın olan özel jinekoloji kliniğine gittim. Jinekolog 50-55 yaşlarında, kır saçlı bir adamdı. Bana sıkıntımın ne olduğunu sordu, yaşımı sordu ve çatala oturmamı istedi. O sırada kendi kendine mırıldanırken duyduğuma emin olduğum bir şey söyledi. “Yine geldi çok eşli bir üniversiteli.” Bakire olup olmadığımı sormaması ilgimi çekmişti zaten. O çatala hiç oturmamıştım daha önce ve gerçek anlamda korkmaya başlamıştım. Yanımda kimse yoktu, doktor pişkin bir edayla ve sanki iştahla bana bakıyordu. Pantolonumu ve külotumu gözünün önünde çıkardım ve çatala yatıp bacaklarımı açtım. Bacaklarımı çatala o koydu. Sonra eğildi ve tam anlamıyla vajinamı keşfe çıktı. 5 dakika inceledikten sonra vajinal mantar enfeksiyonu olmuşsun, mantar vajina ağzını kapladığı için detaylı bakmam lazım dedi. “Bakire misin” diye sorduktan sonra benden “hayır” cevabını alır almaz “öyleyse sorun yok” dedi ve parmağıyla “evet parmağıyla” hem de iki parmağını birden içime soktu. Rahimde sorun olup olmadığını kontrol ediyormuş. 2-3 dakika boyunca acı içinde karnıma bastırarak parmaklarıyla beni taciz etmesine seyirci kaldım. Şok olmuştum. Çıkardı parmaklarını bu kez vajinayı açan başka bir demir aleti içime soktu, vajinamı açtırarak içime baktı. Yoğun bir mantar enfeksiyonu var, krem ile birlikte fitil de yazacağım her gün düzenli kullanırsın dedi. Bir de pişkin pişkin “En az 1 hafta cinsel ilişki yok. Çok eşli ilişki yok. Özellikle yabancılarla.” dedi ve ekledi: “Zaten muhtemelen çok eşlisin ve sık ilişkiye giriyorsun. Ondan olmuştur mantar.” Yabancılar derken özellikle de Nijeryalıları tehdit eden ırkçı bir bakış açısı vardı insanlarda o yıllarda. Neymiş efendim, birden fazla partnerleri varmış, zaten pislermiş, AIDS, HIV her şey bunlardaymış. Irkçı politika adı altında cinsel yönelimlerde ve cinsel aktifliklerde bile suçlamada bulundukları kişilerin de insan olduklarını unutalı çok olmuştu.

Doktorun bakışları, beni taciz edişi, parmakları içimdeyken adeta zevk alışı, sözleri, imaları… Her şeyi ile beni bitirdiği o 15-20 dakika beni mahvetti. Ter içinde kaldım. Sessizliğimin nedeni utanmış olmak ya da dediklerinden ders almam gerek sessizliği değildi… Şok olmuştum. Kendine doktor diyen bir adam tarafından hem de yan tarafta dişçi kliniği bulunan karısının kliniğinin bitişiğinde resmen tecavüze uğramıştım.

Ondan sonraki 1 hafta kendime gelemedim. Beni taciz edişinin üzerine hak ettiğimi düşündüğünden olsa gerek klinik ücreti ile birlikte ilaçların ücreti de tuzu biberi olmuştu. Sanki kendileri gibi düşünmeyen ya da yaşamayan her insan tacizi, tecavüzü, tehditi, saygısızlığı hak ediyordu.

Kıbrıs’ın sağlık sistemini kötüleyenleri hatta aşağılayanları çok görmüştüm. Ama hiçbir zaman Kıbrıs’ın sağlık sektörünü kötüleyen biri olmamıştım. Kendimle birlikte birkaç örnek daha gördükten sonra şaşırdım. Çünkü birçok konuda Türkiye’den ilerde olan bir ülke nasıl olurdu bu sektörde bu kadar ahlakçı, ırkçı ve muhtemelen homofobik olabilirdi!

Şu an 27 yaşındayım ve evliyim. Türkiye’de de evlilikten sonra yaşadığım “ilginç” konulu bir jinekolog hikâyem var onu da paylaşmak istiyorum daha sonra. Bu yazıyı halen içimi sızlatmakta olduğu için ve başkalarına da yararımın olması gerektiğini düşündüğüm için yazdım. Daha aydınlık daha eşit ve daha özgür yarınlar diliyorum çaresizce…

“Benim de homofobik, transfobik, ahlakçı jinekologlarım oldu” diyor ve yazı dizisine katkı sunmak istiyorsanız asli.alpar@kaosgl.org adresine hikâyelerinizi bekliyoruz. Yazı dizisi sizden gelen hikâyelerle devam edecek…

İlgili yazılar:

"Jinekolog Muhabbetleri" başlıyor...

Jinekolog Muhabbetleri: "Hikâyem bir jinekologda geçmedi!" 

Jinekolog Muhabbetleri’nde bugün Gizem’in hikâyesi

Jinekolog Muhabbetleri: Toplumun bakışı, doktorun “ahlakı”

Jinekolog Muhabbetleri: "Araya gerilen kumaş neyi temsil ediyor?" 

Jinekolog Muhabbetleri: Söylenmemesi gereken cümleler bizimkiler değil!

Jinekolog Muhabbetleri: "Evli misin canım?"

Jinekolog Muhabbetleri: “Ahlak” dersi! 

Jinekolog Muhabbetleri: “Senin çocuğun olmaz”

Jinekolog Muhabbetleri: "Sağlam!"

Jinekolog Muhabbetleri: Bu daha başlangıç mücadeleye devam!

Jinekolog Muhabbetleri: Putkadan ilk muayene

Jinekolog Muhabbetleri: Evli olmayana smear testi yok!

Jinekolog Muhabbetleri: Evlenince geçer!!!

Jinekolog Muhabbetleri: "Artık jinekologlardan korkuyorum"

Jinekolog Muhabbetleri: Ahlakçı doktorlar tıp fakültelerinde yetişiyor

Jinekolog Muhabbetleri: “Gerçekten bakire!”

Jinekolog Muhabbetleri: “Penis acıtmıyor mu?”

Jinekolog Muhabbetleri: Evli misin, bakire misin? Emin misin?

Jinekolog Muhabbetleri: “Bunun için buralarda insanlar öldürülüyor!”

Jinekolog Muhabbetleri: "O odada yaşadığım şey tacizdi!"

Jinekolog Muhabbetleri: “Güvenmeyin hanımefendi belli olmaz”

Jinekolog Muhabbetleri: “Bakire olmadığın için fişlerler”

Jinekolog Muhabbetleri: “Evlenemezsin sen!”

Jinekolog Muhabbetleri: “Unutmamak ve anlatmak”

Jinekolog Muhabbetleri: "Hekimler tarafsızlığını korumak zorunda"

Jinekolog Muhabbetleri: “Kocana söyleme!”

Jinekolog Muhabbetleri: “Bir de hamile mi kaldın?”

Jinekolog Muhabbetleri: “Muayene etmeden ilaç yazabilirim”

Jinekolog Muhabbetleri: “Ailenizden uzakta saçma sapan ilişkiler yaşıyorsunuz”

Jinekolog Muhabbetleri: “Vajinan dar, spiral takamam”

Jinekolog Muhabbetleri: “Jinekologlara bu hakkı ve cesareti veren zihniyet utanmalı”

Jinekolog Muhabbetleri: “Biz sevdim mi tam severmişiz”

Jinekolog Muhabbetleri: “Bugün olsa…”


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam