18/07/2022 | Yazar: Kaos GL

Yılda bir yayımlanan hakemli dergi Kaos Q+ Queer Çalışmaları Dergisi “Queer Politik Ekonomi” temalı 11. sayısı için queer teori ve LGBTİ+ çalışmaları alanından yazılar için son tarih 1 Eylül.

KaosQ+’ya yazı göndermek için son tarih 1 Eylül Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

queer(is)communist, EL1FKK, poliüretan köpük, plastik, metal, saç, 90x80, 2021

Bugüne kadar on sayısı yayımlanan yayımlanan hakemli dergi Kaos Q+ Queer Çalışmaları Dergisi’nin 11. sayısı için çağrı yayınlandı.

Dr. Evren Savcı’nın editörlüğünü üstleneceği derginin son sayısına katkı sunmak isteyenler 1 Eylül 2022’ye kadar editor@kaosgl.org adresine makalelerini iletebilir.

Dergide; tema dışındaki alanlardan da yazılara yer veriliyor. Queer teori ve çalışmaları, LGBTİ+ çalışmaları alanlarından makale niteliği taşıyan teori, araştırma ve inceleme yazılarının yanı sıra, güncel politik, sanat, bilim ve felsefe alanlarına dokunan yazarların öznel görüşlerini yansıtan deneme ve değerlendirme yazılarına da açık olan dergi, her sayıda bu alanlarla temas kuran sosyal bilimler, interdisipliner ve transdisipliner alanlarda üretilmiş tezlerin tanıtımlarına da yer veriyor.

Derginin çağrı metni şöyle:

“KaosQ+ dergisinin 2022 sayısı politik ekonominin queer eleştirisi ve queer kuram temalı diğer çalışma ve yazılarınızı bekliyor.

“Queer çalışmalarda normların dışına taşan cinsellikler ve kapitalizm ilişkisinin başlangıcı sıklıkla John D’Emilio’nun 1983 tarihli Kapitalizm ve Gey Kimlik isimli makalesine dayandırılır. D’Emilio kapitalizmin ev ve iş alanlarını ayırıp, hane dışında iş hayatı olanakları yaratıp dolaylı yoldan eşcinsel bireylere ailelerinin dışında, onlara bağımlı olmadan hayat kazanma olanakları açtığını yazar. Bu sayede eşcinsellik sadece cinsel bir hayat olarak yaşanmaktan çıkar, “gay”lik olarak bir kimliğe ve heteronormatif ailenin ve onun beklentilerinin içine sıkışmamış bir varoluşa dönüşme fırsatı bulur. Fakat diyalektik bir düşünür olan D’Emilio için kapitalizm bir taraftan aile kurumunu zayıflatırken diğer taraftan da ona ihtiyaç duyan çeliskili bir zemin üretir. Emeğin toplumsal yeniden üretimine ihtiyacı olan kapitalist düzen özellikle ailenin önemi ve kutsallığına vurgu yapan ideolojileri güçlendirir. Bu da kapitalizmin bir taraftan eşcinsel kimliğe alan açarken gene paradoksal olarak diğer taraftan da onun varoluş imkanlarını kısıtladığı/kısıtlayacağı anlamına gelir.

“D’Emilio’nun makalesinin yayımlanmasından bu yana queer çalışmalarda özellikle de geç dönem kapitalizm ve neoliberal kapitalizm sürecinde LGBTİ+ oluşum ve politikalarının incelendiği, ırksal kapitalizm (racial capitalism) terimiyle beyaz olmayan queerlerin (ve beyazlığın dışında kalarak queerleşen bedenlerin) kapitalizmle ilişkisinin analiz edildiği, neoliberalizmin LGBTİ+ aktivizmi üzerindeki etkilerinin tartışıldığı, aynı zamanda cinsel politikaların “kimlik politikalarına” indirgenmesine karşı durulan bir “politik ekonomi” dönüşü yaşandı. Bir çok düşünür cinselliğin, toplumsal cinsiyetin ve “normativite”nin politik ekonomiyle ve onun eleştirisiyle girift ve karşılıklı kurucu bir ilişkisi olduğunu öne sürdü. Lisa Duggan özellikle soldan yükselen ve toplumsal cinsiyet, cinsellik ve ırk meselelerini “kimlik politikalarına” indirgeyen duruşu eleştirir, ve kapitalizmin, bölüşümün eşitsizliğine dayalı yapısının (varolan ve üretilen) kaynakları tam da bu vektörler üzerinden yaratılan “makbul sayılmayanlara” (üstün kabul edilen toplumsal cinsiyet, cinsellik, ırk ve/ya etnisite kategorilerine girmeyenlere) dezavantajlı olacak şekilde dağıttığının üstünü örttüğünü yazar. Bu yüzden kimlik politikaları tek başına adaletli bir dünya için yeterli olmasa da Duggan için yeniden dağıtım (redistributive) politikaları her zaman tanınma (recognition) politikalarıyla el ele gitmelidir –çünkü azınlık dedigimiz şey, sistem tarafından azınlık olarak üretilen bireyler, varolan kaynak dağılımından tarihsel olarak eşitsiz bir şekilde yararlanmıştır. Kimlik, bu eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin adını koymanın bir yoludur.

“KaosQ+ Dergisi Queer Politik Ekonomi sayısı bu çerçevede, cinsellik ve toplumsal cinsiyet açısından ötekileşmişliğin (queerlik ve translığın, ama aynı zamanda ornegin seks işçiliğinin) politik ekonomi ile ilişkisi, queer’in emek, görünmez emek, duygulanımsal emek ve emeğin toplumsal yeniden üretimiyle ilişkisi, ötekileşmişlerin finansal kapitalizm ve spekülatif değer tarafından yaratılan borçlandırılma düzeninde varoluşu, queer’in müştereklerle ilişkisi, geçmiş ve günümüz LGBTİ+ örgütlenmelerinin ekonomik beklentileri, neoliberal kapitalizmin ekonomik olarak kalkındırıp kapsadığı bireylere bir “normalleştirme” etkisi olup olmadığı gibi konulara odaklanan, fakat bunlarla sınırlı kalmayacak katkılarınızı 1 Eylül 2022’ye kadar editor@kaosgl.org adresine bekliyor.”


Etiketler: medya, yaşam, çalışma hayatı
2024