02/08/2021 | Yazar: Kaos GL

7. Mersin Onur Haftası başladı: “Yok saymakla yok olmayacağımızı biliyorlar, varoluşlarımızdan korkuyorlar. Ancak biz sandıklarından daha ibne, daha ahlaksız, daha zırıl ve daha örgütlüyüz.”

“Kesişe kesişe kazanacağız!” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

7. Mersin Onur Haftası başladı.

Mersin Onur Haftası Komisyonu’ndan Melike’nin okuduğu açılış metninin tam hâli şöyle:

“Sevgili basın emekçileri, gacılar ve canım lubunyalar,

Bu sene ‘Kesişim’ temasıyla yedincisini düzenlediğimiz Mersin Onur Haftası basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Tam da bu günlerde ülkenin çeşitli yerlerinde yaşanan ırkçı saldırılar ve kontrol altına alınmaya çalışılan orman yangınları devam ederken ‘sırası mı şimdi?’ diye düşünenlere durumu izah ederek başlamak isteriz. ‘Evet, tam da şimdi sırası!’.

Kabul edersiniz ki en çok biz LGBTİ+’lar biliriz kundaklanan yangın yeri hayatlarımızdan sağ çıkmayı, yerinden edilmeyi, hayatta kalmayı, yaşama tutunmayı ve hayatlarımızı birbirimizden aldığımız güçten yan yana gelerek yeniden yeşertmeyi.

Bizler ezilenlerden bahsederken: sadece LGBTİ+’lar, kadınlar, çocuklar, Kürtler, göçmenler, aleviler ve işçilerden değil, katledilen flamingolardan, kusan denizlerden, yanan ormanlardan da bahsediyoruz. Ataerkil kapitalist sistemin tahakkümü ve talanı sadece cinsiyet kimliklerini ve cinsel yönelimleri değil, doğadaki tüm türleri ve doğanın kendisini de hedef alıp sömürüyor uzun zamandır.

Ancak bizler derelerimizde, dağlarımızda, bedenlerimizde türlü türlü yöntemlerle tahakküm kurma haddini bulanlara; mafyalara, iktidarlara, nefrete, kutuplaşmaya inat yaşam alanlarımızı koruyor ve elimizden geldiğince kesişiyoruz. Birbirimize benzemek, ya da kendimize uydurmak değil gayemiz…tam aksine bütün farklılıklarımızla bir arada yaşamı örmek niyetindeyiz.

Pandemiyle geçirdiğimiz son yıl özellikle LGBTİ+’lar için sadece işsiz, sağlıksız, güvencesiz ve izole değil ayrıca baskıyla, şiddetle ve zorbalıkla geçti. Tam da bu sebeple Onur Haftalarından vazgeçme payımız yok. Uzun mücadeleler sonucu kazandığımız alandır Onur haftaları. Eşit yurttaşlık taleplerimizi somutlaştırıp haykırdığımız zamanlardır… her şey bir yana buradayız: vardık, varız, var olacağız diye haykırdığımız zamanlardır.

Tıpkı haftalarca sokaklarda İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğimizi haykırdığımız gibi, dünyadaki bütün Onur Haftalarını savunmakta da kararlıyız. Stonewall’da baskı uygularsınız, dünyanın her yerinde yeşeririz, İstanbul’da etkinliklerimizi yasaklarsınız, Mersin’de kesişiriz. Çünkü biz hepimiz, tam da kesiştiğimiz yerlerden birbirimizin çaresiyiz.

10 yıl sonra 1 Temmuz’da tek adamın kararıyla çıkarıldığımız İstanbul Sözleşmesi’nde: devletlerin; kişilere “cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, cinsel yönelim, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın yasaların uygulanmasını sağlayacağı” güvence altına alınmıştır.

Ancak sözleşmeden çıkarılmış olsak da bizler için konu burada kapanmamıştır: biz hiçbirimiz haklarımızdan, varoluşlarımızdan, özgürlüğümüzden, cinsel kimliklerimizden ve cinselliklerimizden vazgeçmiyoruz.

Siyasi çetelerin ayyuka çıktığı mafyatik ilişkilenmeler yerine aşkı ve gökkuşağını kriminalize edip engellemek isteyenlere inat: biz her yerde direniyor, dayanışmayı büyütüyoruz.

kesise-kesise-kazanacagiz-1

Boğaziçi’ne atanan (ve naşlattığımız) kayyum rektöre, toplumun yarısından fazlasının karşı koymalarına rağmen hukuksuzca çıkılan İstanbul Sözleşmesi’ne, 6 Mart günü Kadıköy’de Kürt Trans artı kadınlara uygulanan gözaltı işkencesine, İstanbul Onur haftasına getirilen yasaklara, Heybeliada ve Maçka parkı pikniğindeki polis şiddetine, İstanbul, İzmir, Eskişehir’de Onur yürüyüşlerinde yaşatılan devlet şiddetine karşı her yerde direnişteydik.

Devlet eliyle örülen tüm bu tehditler ve saldırılara, gökkuşağına dair her şeyi suç unsuru gibi göstermeye çalışanlara karşı, gökkuşağına sahip çıktığın için var ol lubunya.

Biz ötekiler devletin bize yönelttiği tüm saldırılara karşı bir arada durmakta kararlıyız. Birlikte örgütlenecek, sokakta beraber bağıracak, yeniden partileyecek, güvenli alanlarımızı birlikte koruyacak ve büyüteceğiz.

Çünkü biliyoruz, tüm yasakların, saldırıların, engellemelerin, yok sayma girişimlerinin arkasında korkuları var!

İşledikleri suçların farkındalar, yargılanmaktan korkuyorlar.

Halkların iradesinin farkındalar, koltuklarını kaybetmekten korkuyorlar.

Yok saymakla yok olmayacağımızı biliyorlar, varoluşlarımızdan korkuyorlar.

Ancak biz sandıklarından daha ibne, daha ahlaksız, daha zırıl ve daha örgütlüyüz.

Bu vesileyle bir kere daha devletin bize getirdiği yasakların ve hukuksal engellerin politik olduğunu ve bizleri varoluş mücadelemizden asla vazgeçiremeyeceğini haykırıyoruz.

Kesişe kesişe kazanacağız!

Mersin Onur haftamız kutlu olsun!”


Etiketler: yaşam
İstihdam