15/06/2012 | Yazar: Kaos GL

Sulu: ‘Bir din, insanların kimliklerinden dolayı zulme uğramasına izin verir mi?’

Kaos GL dergisinin ve web sayfasının editörü Barış Sulu ile metrosfer.com haber sitesi görüştü ve son dönem LGBT gündemini konuştu:
 
BDP ve CHP’nin eşcinsellerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak bir maddeyi, partiler arası görüşmelerle oluşturulmaya çalışılan yeni Anayasa’ya koyma girişimi, bir anda eşcinselliğin sıkça tartışılan bir gündem maddesi olmasına yol açtı. Hatta, bu öneriye, AKP’nin sessiz kalması ve MHP’nin karşı çıkması nedeniyle Anayasa görüşmeleri sekteye uğradı.
 
TBMM’de bu gelişmeler olurken, Saadet Partisi’nin çeşitli illerde eşcinsel karşıtı girişimleri ve pankartları gündeme oturdu. Eskişehir, Kocaeli ve Sakarya başta olmak üzere pek çok kentte Saadet Partili gençler ile eşcinsel gençler karşı karşıya geldi.
 
Gündemde tüm bunlar olurken, LGBT organizasyonları 1 Temmuz’da yapılacak olan LGBT Onur Yürüyüşü heyecanı sardı. Biz de, bu yürüyüşün kuşkusuz baş aktörlerinden birisi olan Kaos GL dergisinin ve web sayfasının editörü Barış Sulu ile görüştük. Sulu, özellikle İslamcı kesimden gelen tepkilerle ilgili olarak, ‘Ben yaşam hakkımdan bahsediyorum sana, sırf eşcinsel, sırf trans olduğum için öldürüldüğümden bahsediyorum, zulme uğradığımdan bahsediyorum. Benim zulme uğramamdan dolayı rahatsızlık duymalısın, insan gibi muamele görmememden rahatsızlık duymalısın,’ diye yorumda bulundu ve sordu: ‘Bir din, insanların kimliklerinden dolayı zulme uğramasına izin verir mi?’
 
20. senesi olması açısından İstanbul Onur Yürüyüşü sembolik olarak daha da anlamlı-636 × 930İşte Barış Sulu ile yaptığımız röportaj…
 
- 1 Temmuz’da İstanbul LGBT Pride Yürüyüşü olacak. Siz katılacak mısınız?
- Evet, Kaos GL olarak biz de katılacağız, bu sene yürüyüşün 20. senesi olması açısından İstanbul Onur Yürüyüşü sembolik olarak daha da anlamlı. Bu sene ayrıca 24 Haziran’da, trans bireylerin yaşadıkları ayrımcılıklara dikkat çekmek için düzenlenen ve üçüncüsü gerçekleşecek olan Trans Onur Yürüyüşü’ne de katılacağız.
 
- Bu yürüyüşlere katılım her sene sistematik olarak arttı, diyebiliriz. Son yürüyüşte 10 binlik bir kitleden bahsediliyor. Bu sene sizce katılım ne kadar olacak?
- Evet, 10 kişiyle başlayan yürüyüş yavaş yavaş kitlesini arttırdı her sene. Ben bu sene en az 15 bin kişinin yürüyeceğini tahmin ediyorum. Son dönemde gey, lezbiyen, biseksüel, trans erkek, trans kadın, interseks bireylerin görünürlüğünün arttığını düşünüyorum, çünkü artık insanlar kabuklarını kırıyor. Özellikle konunun özneleri kabuklarını kırıyor, aileler kabuklarını kırıyor, insan hakları alanında çalışan bireyler ve kurumlar kabuklarını kırıyor. Herkes özgürlüklerini daha yüksek sesle haykırmak istiyor artık.
 
- Türkiye, son zamanlarda eşcinsellik konusunda sıcak bir gündem yaşıyor. Örneğin Anayasa tartışmalarında BDP ve CHP’nin bazı teklifleri oldu. Anayasa sürecinde eşcinsellik nasıl gündeme geldi, şu an ne durumda ve nasıl bir sonuç alınacağını bekliyorsunuz?
Biz yaklaşık 20 yıllık mücadelemizde “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği” ayrımcılığına dikkat çekmeye çalıştık. Taleplerimiz de çok açık ve netti hep: Anayasa’nın eşitliği düzenleyen maddesinde “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği” ifadelerinin de yer alması ve LGBT gerçekliğinin tanınması. Şu andaki süreçte de aynı cümleleri kuruyoruz. Eşcinsel, biseksüel ve trans bireylerin öncelikle yaşam hakları olmak üzere, eğitim ve çalışma hayatında, sağlık alanında ve kurumlarla ilişkilerde yaşadıkları ayrımcılıkların en aza indirilmesini istiyoruz. Konu popüler olsun diye medya tarafından bir anda “evlilik hakkı”na kaydırıldı ama biz tüm haklarımızın bir bütün olduğunu düşünüyoruz. Sadece bir konuya odaklanmış değiliz, sadece “evlilik hakkı” ile ilgili politika yapmıyoruz yani.
 
‘Bir din, insanların kimliklerinden dolayı zulme uğramasına izin verir mi?’
 
Biz sesimizin herkes tarafından duyulmasını istiyoruz-1000 × 750
- Son zamanlarda Saadet Partisi ve onların gençlik kolları eşcinsellik karşıtı eylemlerde bulunuyorlar. Son olarak Sakarya’da da bir pankart asıldı ve eşcinsellik ile zina ‘tu kaka’ ilan edildi. Saadet Partisi sizce neden birden bu kampanyalara başladı?
Biz sesimizin herkes tarafından duyulmasını istiyoruz. Ve görüyoruz ki birçok kişiye ulaşıyor söylemlerimiz. Görünürlük arttıkça ve bizler özgürlük diye haykırdıkça bundan rahatsız olanlar da seslerini yükseltecek. Ben bunu, demek ki sesimizi gayet iyi duyurabiliyoruz, kendi kendimize konuşmuyoruz, rahatsız olanlar da var diye okuyorum, rahatsız olanlar da sesini çıkartsın elbette, o çok büyük lafı edeyim; “burası demokratik bir ülke.” Ama ben yaşam hakkımdan bahsediyorum sana, sırf eşcinsel, sırf trans olduğum için öldürüldüğümden bahsediyorum, zulme uğradığımdan bahsediyorum. Benim zulme uğramamdan dolayı rahatsızlık duymalısın, insan gibi muamele görmememden rahatsızlık duymalısın. Bir din, insanların kimliklerinden dolayı zulme uğramasına izin verir mi? Artık bu konuların konuşulması lazım, kısaca.
Müslüman eşcinsellerin konuşulması gerek. Örneğin birkaç yıl önce Güney Afrika’dan, İmam Muhsin Hendricks gelmişti İstanbul Onur Yürüyüşü’ne ve orada Lut Kavmi ile ilgili konuşmuştu. Lut Kavminin eşcinsellikle ilgili olmadığını bir sunumla anlatmıştı. Şunu da diyor Hendricks: “Eğer Kuran’a bakarsanız eşcinsellikle ilgili hiçbir ceza olmadığını görürsünüz. Çünkü eşcinsellik sözünden Kuran’da bahsedilmez. Ortodoks âlimler, Nisa Suresi’ndeki iki ayeti (14-15) öne sürer. Bu iddiayı kabul etsek bile ceza tanımlanmaz ve net değildir. ‘Zina’ sözcüğünün kimi kapsadığı belli değildir. Bu ayetlerde zinaya ceza, eşcinsel birliktelikten çok daha sert ve net tanımlanmıştır. Eşcinsellik bir eylem değildir. Eşcinsellik bir durumdur. Asıl soru şu: Kuran eşcinselliği yasaklıyor mu? Hayır… Kuran eşcinselliğe karşı değil. Aslında çeşitlilik, cinsel çeşitlilik de dâhil, ırksal ve dilsel çeşitlilik Kuran’da hoş karşılanmıştır. Bir surede Allah ‘Size eşler yarattık’ der ve erkek ya da kadın diye ayrım yapmaz.”
 
Mesela ABD’de “Muslims for Progressive Values” grubu var. Fransa’da ‘’Homos Musulmans de France | Gay Muslims & CALEM’’ diye bir örgüt var. Eşcinsellik ve İslam üzerine çalışan birçok örgüt, kurum, kişi var kısacası. Sen “eşcinsellik günahtır” diye basit bir cümle söyleyince tüm eşcinselleri bir anda dinin dışına da atıvermiş oluyorsun, amacın insanları kazanmak mı kaybetmek mi? Eşcinsel Müslümanları bir anda nasıl yok sayabilirsin?
 
Röportaj: Hakan Kuyucu/metrosfer.com

Etiketler: yaşam
İstihdam