04/12/2015 | Yazar: Kaos GL

Rusya’da Bok o Bok (Omuz Omuza) Film Festivali’nin açılış gecesi bir siyasetçi tarafından basıldı. İzleyicilerin saldırı tehlikesi atlattığı olaylar sonrası organizatörler festivalin St. Petersburg’da devam edeceğini belirtti.

LGBT film festivali ‘gey propaganda’ yasağına direniyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Rusya’da Bok o Bok (Omuz Omuza) Film Festivali’nin açılış gecesi bir siyasetçi tarafından basıldı. İzleyicilerin saldırı tehlikesi atlattığı olaylar sonrası organizatörler festivalin St. Petersburg’da devam edeceğini belirtti.

St. Petersburg’da 2007’de başlayan Bok o Bok ( Omuz Omuza ) film festivali, gün geçtikçe daha sert tehditlerle karşılaşıyor. Çeşitli insan haklarını kısıtlayan Rusya’da LGBT temalı etkinlikler “gey propaganda” yasağı altında tehdite  maruz kalıyor.

Bu sene düzenlenen festival, tartışmalı yasanın fikir sahibi olan Vitaly Milonov’un yaptığı baskın ile gazete manşetlerine taşındı. İnternete düşen videoya göre, Milonov içeriye zorla girmeye çalışırken kendisini tutmaya çalışan polislere “İçeride 18 yaş altı çocuklar olabilir!” diye bağırdı.

Baskın ihtimali ve acil durumlara karşı alternatif mekanı hazırda bulunduklarını söyleyen festival ekibi, festivalde atmosferin kuşatma benzeri yoğun güvenlik önlemlerine rağmen gayet huzurlu olduğunu belirtti. Baskına uğrayan alanın son dakikalarda iptal edilmesi nedeniyle normalde gece kulübü olarak kullanılan mekan, konuklarına ev sahipliği yaptı.

Bok o Bok film festivaline katılmak birçok insan için cüretkar bir davranış ve cesurluk göstergesi olarak nitelendiriliyor. Yerel bir gazeteci olan Alexandra Garmazhapova “Filmleri seveceğimi düşünmüyordum ama bayıldım. İlk birkaç yıl önceydi, baya şaşırmıştım. İnsanlar bana filmlerin hepsinin politik mesajlar taşıdığını söylemişlerdi ama aslında sadece birkaç güzel filmdi” diyerek görüşlerini aktardı.

Gazeteci ve Bok o Bok jurisinin bir üyesi olan Arseniy Vesnin, “Umarım ki bu tepe ışıkları, projektörler ve ekranlar, aydınlanmanın ve nezaketin ışığını yayar.” diyerek festivalin amacının bir çeşit eğitim olduğunu belirtti.

Olaylar Batı’nın ilgisini daha çok çekiyor

Bok o Bok festivalinin odak noktası LGBT kültürü. Aynı zamanda, yerel gazetecilere gey ve translarla karşılaştıklarında kırıcı davranışlar sergilemeden, nefreti körüklemeden nasıl davranmaları gerektiğini anlatan küçük el kitapları dağıtılıyor.

Rusya’da yaşanmış bir olayın, batı ülkelerinde Rusya’dan daha fazla ilgi çekmesi şaşırılcak bir durum değil ve sık sık yaşanıyor. Bunlardan bir tanesi ise Moskova’da düzenlenen Onur Yürüyüşü sırasında bir aktivistin sürüklenerek polis minibüsüne bindirilmesi. Diğer bir olay ise, gizli kamera eşliğinde el ele tutuşarak yürüyen iki erkeğin maruz kaldığı küfürler ve tehditler.

Bu sözde gey propaganda yasağı 2012 yılının başlarında St Petersburg’da ortaya çıktı ve 2013 yılında federal yasaya dahil oldu. Yasa, reşit olmayanların maruz kalacağı düşünülen her şeyi kapsıyor. Gelen eleştiriler arasında en öne çıkanı ise “propaganda” kelimesinin tam olarak yasal bir kelime olmaması, bu sebeple yasa istenildiği gibi çekilebilir, anlaşılabilir, istenildiği gibi uygulanabilir olması.

Kubana ve Artdocfest gibi birçok kültürel festivaller hükümet baskısı yüzünden Rusya dışında yapılmaya başlandı. Bok o Bok Film Festival Ekibinden De Guerre ise “Hayır, festival burada doğdu, Rusya’daki insanlara, buradaki LGBT topluluğuna yardım etme amacı taşıyor ve şimdi pes edemeyiz” diyerek festivalin devam edeceğini vurguladı.

“Kavgayı severim”

Kurucular için kolluk kuvvetlerinin davranışlarındaki değişim en fark edilen şeyler arasında. “Bir tarafta hükümet tarafından yöneltilen baskı ve zulüm, diğer tarafta ise yerel polisler var ve onlar bizi koruyorlar,” diyen Sultanova, bu nispeten daha ılımlı yaklaşımın LGBT kurumlarını cesaretlendirdiğini belirtti. “Bir etkinliğimizde birisine saldırı olduğunda, polis merkezine gidip duruyoruz, dosya açıp soruşturma başlatmaları için baskı uyguluyoruz ve suçlu bile bulamıyorlar, bu yüzden bu durumdan sakınmak için bizi artık koruyorlar” diyerek durumu açıkladı.

Fakat organizatörler ve dinleyiciler için şiddet tehditleri gerçekliğini korumakta. Bu haftanın başlarında, LGBT aktivisti Alexey gösteri salonundan ayrıldığında, sinemanın hemen yanında bir grup erkek tarafından darp edildi.

De Guerre “Kişisel güvenliklerinizden tedirgin misiniz?” sorusuna “Hayır, kavgayı severim,” diye yanıt verdi. Ayrıca Guerre’nin belirttiğine göre, homofobik söylemler Rusya anaakım medyanın dört bir tarafını kuşatmış olsa bile, kampanyalarının sonuçlarını görmeye başladıklarını ve bu kabul edilme sürecinin onları daha ileriye gitmek için cesaretlendirdiğini belirtti.

“Aktif bir LGBT topluluğuna ihtiyacımız var”

Sultanova: “Yaptığımız işlerin olumlu sonuçlarını görüyoruz. Daha büyük bir izleyici kitlemiz var, şehirdeki LGBT topluluğu her geçen gün güçleniyor, insanların daha az korku taşıdıklarını görüyoruz, ilgi görüyoruz, halk bize karşı artık daha ılımlı, daha sıcak yaklaşıyor, zihinleri açık ve öğrenmeye hazırlar.

“Aktif bir LGBT topluluğuna sahip olmadıkça, ülkemizdeki bu durum değişmeyecek. Ve işte bizde şuan tam o noktadayız.”

Fotoğraflar: The Guardian

*Bu haber KaosGL.org için Guardian'dan çevrilmiştir.


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam