02/08/2012 | Yazar: Murat Köylü

Türkiyeli lezbiyen, gey, biseksüel ve trans örgütleri, Birleşmiş Milletler’e bağlı İnsan Hakları Komitesi’nin Türkiye değerlendirmesi için ‘Gölge Rapor’ hazırlıyor.

LGBT Örgütleri Türkiye Hükümetinin Gölgesi Olacak Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Türkiyeli lezbiyen, gey, biseksüel ve trans örgütleri, Birleşmiş Milletler’e bağlı İnsan Hakları Komitesi’nin Türkiye değerlendirmesi için “Gölge Rapor” hazırlıyor. Gölge rapor, Türkiye hükümetinin Birleşmiş Milletler’in soru ve beklentilerine dair vereceği yanıtların alternatifini içerecek ve Ekim ayında Cenevre’de yapılacak bir toplantıda Komite’ye takdim edilecek. 
 
Kaos GL Derneği ile merkezi ABD’de bulunan Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu’nun (IGLHRC) geçtiğimiz haftasonu İstanbul’da organize ettiği iki günlük eğitim ile gölge rapor çalışmaları başladı. Yaklaşık 3 ay sürecek rapor döneminden sonra etkin bir kampanya ile medya ve siyaset gündemine taşınacak çalışmaya SPoDSiyah Pembe Üçgenİstanbul LGBTTPembe HayatKaos GLDernekleri ile IGLHRC katılıyor.   
Türkiye’nin Medeni ve Siyasi Haklar Karnesi
18 bağımsız uzmandan oluşan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, Türkiye’nin 2003 tarihinde TBMM’de onaylayıp Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onandıktan sonra Resmi Gazete’de yayımladığı Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne olan uyumunu ilk kez değerlendirecek. Mevcut Türkiye Anayasası’nın 90. Maddesine göre de, usülüne göre yürürlüğe giren uluslararası sözleşmeler, ulusal kanunların üzerinde yer alıyor.
 
Türkiye Hükümeti’nden ve sivil toplumdan gelecek bilgilendirmeler doğrultusunda Komite tarafından önümüzdeki Kasım ayında yayımlanacak sonuç raporu, medeni ve siyasi hakları açısından Türkiye Devleti’nin 2003 yılından bugününe ışık tutan en önemli insan hakları karnelerinden biri olacak.
 
Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi eşit insan onuru çerçevesinde ayrımcılık yasağı ve cinsiyet eşitliği, yaşam hakkı; işkence, kötü muamele, zalimane, küçük düşürücü muamele yasağı, düşünce ve vicdan özgürlüğü,  mülteci ve sığınmacı hakları, adil ve tarafsız yargılanma , ifade özgürlüğü ve azınlık hakları ile taraf devletlerin sorumluluk ve yükümlülüklerini ele alıyor.
 
Taraf devletler bu sözleşmeyi onaylayarak, sözleşme hükümlerini ve ruhunu yasal, hukuki, politik ve kültürel alanlara etkin, ayrıntılı ve kapsamlı biçimde uygulayacaklarını taahhüt etmiş oluyorlar. Bu bağlamda ahlaki bir sorumluluk da edinmiş oluyorlar.
 
LGBT Hakları İnsan Haklarıdır
Komite’nin Kasım’da çıkacak sonuç raporu için Türkiye Devleti’ne yönelttiği sorular arasında lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylerin durumu da yer alıyor. Birleşmiş Milletler İnsan Haklaı Komitesi LGBT bireyleri hedef alan nefret suçları ile ilgili etkin mücadele ve gerekli yasal düzenlemelerin durumunu özellikle belirtmiş.
 
Birleşmiş Milletler’in –aynı Avrupa Konseyi gibi- bu ve diğer sözleşmelerinde geçen “cinsiyet eşitliği” ifadesinin LGBT bireyleri de içerecek biçimde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini kapsadığına dair pek çok kararı, tavsiyesi ve yorumu bulunuyor. Bunlar arasında 1994’teki Toonen-Avustralya (CCPR/C/50/D/488/1992) kararı cinsiyetten (sex) cinsel yönelimin de anlaşılması gerektiğinin özellikle vurgulanması açısından emsal değeri taşıyor.
 
Nitekim Komite, Türkiye Hükümeti’ne 2011 yılında Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği üyelerinin polis tarafından şiddet ve kötü muameleye uğramalaları sonrasında haklarında açılan kamu görevlisine mukavemet davasının durumunu özellikle öğrenmek istiyor.
 
Komite, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılan kişileri desteklemek ve LGBT bireylere yönelen toplumsal önyargıları gidermek ile ilgili Türkiye yetkililerinin hangi sosyal politikaları uygulamaya geçirdiğini de sorguluyor.
 
Şu ana dek insan ve LGBT hakları karnesi zayıflarla dolu Türkiye Devleti’nin bu sorulara nasıl yanıtlar vereceği, Cenevre’deki görüşmeler sırasında nasıl bir tutum sergileyeceği merak ile bekleniyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler’de LGBT’lerin ele alındığı birçok görüşmede, deklarasyon ve kararlarda ya olumsuz oy vermiş, ya da görüşmelere katılmamıştı. Geçtiğimiz sene Latin Amerika ülkelerinin öncülüğü ile başlatılan ve Birleşmiş Milletler tarihinde en çok ülkenin ortak imzası ile yayımlanan bildirilerden biri olan  “LGBT’leri öldürmeyin!” çağrısı bunlardan biriydi.
 
 
Murat Köylü (Kaos GL)

Etiketler: yaşam
nefret