05/02/2024 | Yazar: Kaos GL
Jilet Sebahat, T24’ten Ebru D. Dedeoğlu’na konuştu.
Jilet Sebahat, yeni kitabı Jilet hakkında T24’ten Ebru D. Dedeoğlu’na hakkında konuştu. Kendisini yazıya götüren nedenleri, İstanbul’a geldiğinde yaşadığı zorlukları, Jilet’in nasıl doğduğunu, gittikçe muhafazakarlaşan Türkiye’de gece hayatının mevcut durumunu anlatan Jilet Sebahat, “LGBTİ+ birey olduğunda seni bir parantezin içine almak istiyorlar. Ana başlık olmadan, dipnot olarak hayatını yaşamak zorunda bırakılıyorsun. Dolayısıyla da evet o paranteze alınmış insanların hikâyelerini anlatmak, onlar için mücadele vermek bana daha iyi geliyor. O parantez aslında önümüze konulan kuralları, dayatılan duvarları hepsini kapsıyor. Hayatımızı, parantezden çıkarıp bir ana başlığa dönüştürme hikâyesi olarak bakıyorum” dedi.
Söyleşiden satır başları şöyle:
Dedeoğlu: Kendini ifade etmek için birçok bedel ödeyip, yol arayan bir insanı, yazıya götüren nedir? Neden yazdın?
Jilet Sebahat: Bugüne kadar sustuğum o kadar çok olay var ki bu suskunluğumun bir karşılığı olmalıydı. Ya çığlık atacaktım ya da aklımı yitirecektim. Ya da bunların hepsini toplayıp sessizliğin sesi olan yazılara dönüştürecektim. Küçük yaşlardan beri yazıyorum. Eğer çocukluğunuzdan beri LGBTİ+ bireyi iseniz hep susmak zorundasınız. Sadece sözsel değil bedensel de susuyorsunuz. Dolayısıyla yazı, sustuğum her şeyin karşılığı, çığlığı ve haykırışı benim için.
Dedeoğlu: Dünyanın her neresinde olursak olalım, tüm kadın, kadınların, LGBTİ+'ların derdi ve mücadelesi ortak. Bizlere biçilen kadere karşı mücadele veriyoruz. Dert ve isyan ortakken radikal feministlerin transları dışlaması konusunda ne düşünüyorsun?
Jilet Sebahat: Transfobi, her yerde olabiliyor. Bireyin kendisi de, kendisine, transfobi davranış sergileyebiliyor. Ben de zaman zaman anlamakta zorlanıyorum. Hayatta başka türlü bir politika, başka türlü bir mücadele ve başka türlü bir beden mümkün diye beraber yıllarca mücadele verdik. Neden diyorum sürekli. Sanırım hem kendi bedenlerini hem de başkalarının bedenini dinlemiyorlar. Kendi bedeni dinlemeyen biri başkasının bedenini de dinleyemez.
Dedeoğlu: Bana gönderdiğin kitabın içinde bir çift kirpik vardı. "Neden kendi ülkemizde, topraklarımızda yürüyemiyoruz?" bölümünde. Sana soruyorum neden yürüyemiyorsunuz ve neden kirpik?
Jilet Sebahat: Valla her şeye rağmen yürüyoruz. Çünkü bizim varlığımız yürüyüş. Durduramazlar varlığımızı. Ama ne yazık ki, bir şekilde birçok yürüyüş yasaklanıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar 8 Mart'ı engelleyemezler. Çünkü bu gücün hapsedilemez olduğunu onlar da farkında. Durduracakları ve artık baş edebilecekleri noktada değiliz. LGBTİ+ hareketini, kadın hareketini engellemeye çalışmalarının sebebi de korkuları. Korkuyorlar bizden, varlığımızdan. İstedikleri kadar o barikatları koysunlar, gökkuşağı bayrağını asla engelleyemezler.
Etiketler: kültür sanat, yaşam