27/07/2017 | Yazar: Gözde Demirbilek

Genç LGBTİ+ Derneği’nden Barış Azar ile dernekleşme sürecini ve derneğin çalışma alanlarını konuştuk. Keyifli okumalar!

LGBTİ+ gençler ekleyin! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Genç LGBTİ+ Derneği’nden Barış Azar ile dernekleşme sürecini ve derneğin çalışma alanlarını konuştuk. Keyifli okumalar!

Türkiye’de gençlik çalışmaları son yıllarda her şeye rağmen büyük bir ivme gösterdi. Gençler öyle ya da böyle kendi çalışmalarının bir ucundan tutmaya başladı. Bu ivme kendini LGBTİ+ hareketi için de gösterdi; üniversitelerde kurulan kulüplerden liselerde örgütlenen LGBTİ+ çocuklara kadar akran dayanışması kişilerin kendini iyi hissettiği güvenli alanlar yaratmaya başladı.

Dergi dosyasının “Çocuk” olmasıyla birlikte çiçeği burnunda derneğimiz olan Genç LGBTİ+ ile bir söyleşi yapalım diye düşündük. Hem öğrenelim kimmiş Genç LGBTİ+ ohem de LGBTİ+ gençlerin neden gençlik çalışmalarından ve LGBTİ+ derneklerinden bağımsız örgütlenmeye ihtiyaç duyuyor biraz buraları kaşıyalım dedik.

Genç LGBTİ+ Derneği’nden Barış Azar ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!

Öncelikle, artık sadece LGBTİ+ gençlerin sorunlarına düşecek bir derneğin olması çok umut verici. Açıkçası ben genel çalışmaların yanında ömür çiçek kadar narin bir gün kadar kısayken yaşlı ve genç LGBTİ+’lar için özel çalışmalar yürütülüyor olmasını çok önemsiyorum. İnsanların dönemsel ihtiyaçları ve üzerine düşülmesi gereken, daha çok belli yaş guruplarında beliren sorunları olabiliyor. Söyleşi teklifi bana gelmiş gibi davranmaya devam etmeden ilk sorumu soruyorum: Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Dernekleşme süreci nasıl işledi?

Bu güzel giriş için teşekkür ederim Gözde. Aslında bu fikrin ortaya çıktığı zamanları çok iyi bilirsin. (Gülüyor) LeGeBİT’te birlikte çalışma yürüttüğümüz dönemi hatırlıyorsun, ben okuyuculara da hatırlatmak babında bir özet geçeyim: Üniversitede çalışma yürütmek zorlaşmaya başlamıştı. Özellikle Ege Üniversitesi’nin dev bir hapishaneye dönüşmesiyle birlikte çalışmalarımız azalmaya başlamıştı. Üstelik “resmi” bir kulüp olma başvurumuz kabul edilmediği için çalışmaları saklayabileceğimiz bir odamız ya da etkinliğe mekân sağlayabilecek bir üniversitemiz yoktu aslında. Gençlik çalışmaları hep böyle mi gidecek, gençler hep kendi imkânlarıyla günü mü kurtarmak zorunda derken İzmir yerelinde birkaç arkadaşla daha bir araya gelerek “artık bunun bir adını koysak mı” sohbetlerine başladık. Nasıl yaparız, nasıl ederiz derken derneklerden süreçle ilgili büyük destek alarak başvurumuzu yaptık. Ve başvurumuz kabul edildikten sonra Genç LGBTİ+ Derneği olarak ufak ufak çalışmalara başladık.

Bu sürece tanık olmuş olmak beni çok mutlu ediyor. LGBTİ+ olmanın binbir türlü hâli varken bir soruna her zaman tek çözüm gerçekçi olmuyor. Yeni çözümler üretebilmek içinse, kimliklerin birebir öznelerinin bunun üzerine çalışması sağlıklı bir sonuç çıkartır diye düşünüyorum.

Hem öyle hem de genelden çıkıp özele inmediğimiz sürece aslında üstünkörü yanıtlar buluyoruz. Başka ihtimalleri konuşmak pek mümkün olmuyor, bulunan çözümün doğruluğuna herkes inanmış oluyor işler her zaman o doğrulukta gitmeyebiliyor haklısın. Bu yüzden LGBTİ+ gençlerin hangi durumlarda neler hissettiklerini, akran zorbalıklarının dışında alanda gördükleri deneyimli aktivist – deneyimsiz aktivist ilişkisinde deneyimin aktarılmaktan öte hiyerarşiye dönüştüğü o âna karşı çıkmaları gerekiyor. Buna karşı çıkmanın da binbir türlü yolu var. Kendimizi problemin neresine koyduğumuz ve nelerden rahatsız olduğumuz çok önemli.

Genç LGBTİ+ ve İzmir LGBTİ+ Aile Grubu buluşması

Doğru mu anladım diye toparlamak istiyorum; yani sen diyorsun ki LGBTİ+ gençlerle çalışmak sadece heteroseksist ve cisgender kimliği yücelten dünyaya karşı değil alanın kendi içinde yarattığı hiyerarşiye karşı da yeni yöntemler yaratacaktır. Tam buradan aslında hareketin içinde deneyimlerin aktarılma noktasında umutsuzlaştıran ya da gerçeğe değmeyen durumları nasıl okuyorsun? Gençlik çalışması yürütürken bile muhakkak “O öyle olmaz, böyle olur” diyenler olacaktır mesela.

Aslında ben öğrenilmiş bir şeyi harekete de soktuğumuzu düşünüyorum. Bu biraz şey gibi, orta bire giden bir çocuğun üçüncü sınıftaki kardeşine dördüncü sınıf çok zor olur derken en büyük kardeşin de yedinci sınıf bir dönüm noktası olacak bak demesi gibi sarmal bir aktarım. Bazen korkutma, bazen şükrettirme gibi abartılar olabiliyor. Gençler olarak bugüne bakmamız, bugünü kurtarırken yarını da daha güvenli hâle getirmemiz gerekiyor. Ne çocukları geleceği yer için korkutmaya ne de gideceğimiz yer için endişe ve kaygıyla hayatımızı berbat etmeye gerek yok. İhtiyaçlarımızı belirleyip ufak da olsa adımlar atmamız mümkün. Bu süreçte tabii ki deneyimler dinlemek gerekir. Ama senin söylediğin gibi umutsuzlaştıran ve gerçeğe değmeyen deneyimlerle kafamızı çok fazla karıştırmamıza gerek yok. Güçlendiren kısmından tutsak kafi.

Belki burada şunu da tartışmak gerekir: Gençlerin de çocuklar üzerinde korkutucu ya da güçsüzleştirici tavırları olabilir ya da bazı tavırlar böyle yansıyabilir. Somutlaşması için biraz ikinci söylediğime örnek vermek istiyorum aslında, bir Onur Yürüyüşü’ne saldırı ana akım televizyon kanalında gösterildiğinde bu tavır korkutucu olabilir. Bunun önüne gençler nasıl geçebilir, çocuklara nasıl ulaşılabilir?

Bir zamanlar çocuk olduğumuzu unutmadan başlayabiliriz buna. Ne yaparsak yapalım bir yerlerde çocuklar ana akım medyanın “canavarlaştıran” tavrına maruz kalacaklar. Burada başlamamız gereken yer diğer mahalledeki ev değil kendi evimiz. Kendi çevremiz. Çocuklar için öğretmenlerin söylediğinin emir olduğu o okullara ulaşmamız çok zor ama zorbalıklara “çocuk işte” demeyip azarlamadan, eşit ilişki gözeterek tepki gösterdiğimizde aslında o birbirimizi tanımama hâli de ortadan kalkacaktır diye düşünüyorum. Ben 21 yaşında doğmadığıma göre, o hâlin nasıl olduğunu bildiğime göre hâlâ üzerine düşünebilir ve fikir geliştirebilirim.

Birbirinin ardı olan iki dönem sonuçta. Uçurumlar varmış gibi davranmayı hep bir eksikliğimiz olarak görüyorum. Peki, sence genç LGBTİ+’lar neden örgütlenmeli?

Aslında bunun sayamayacağım kadar çok cevabı var. Öncelikle, örgütlenmek güçlendirir. Kalabalık hissettirir. İnsana en yalnız zamanlarında nefes olur. Daha somut bir şeyler söylemek gerekirse başa gelen en ufak problemde çoğu zaman bilgisizlikten dolayı hızlı olması adına yanlış çözümler bulunabiliyor. Bunların olmasını hep birlikte önleyebiliriz. Gençken bazı problemlerimizi çözerek, ileriye taşımayarak daha rahat daha özgür bir hayat kurabiliriz. Bazen kendimizi kabullenmemiz için ufak bir adım olan örgütlenme bazen hayatımız için geç kalmış çok büyük bir adımı el ele attırır bize. Kendi sorunlarımıza eğilebilmek, hayatımızı kaçırmamak, ufak problemlerde büyük uçurumların kenarında hissetmemek için genç LGBTİ+’ların örgütlenmesi ve birbirinden haberdar olması gerekiyor.

Genç LGBTİ+, Mersin Onur Haftası'nda dernekleşme sürecini anlatıyor.

Haberdar olmak yeterli olur mu peki? Bana olmaz gibi geldi…

Tabii öyle yetmezlerle insanları korkutmamak gerekir bence Gözdeciğim. Önce bir haberdar olduk, baktık haberdar olmak yetmiyor kimse yerinde duramıyor; hep birlikte bir işin ucundan tutarız. Bir bakmışız gençlik festivalleri, bir bakmışız LGBTİ+ gençlerin kendilerini ifade ettikleri, öncelikle bir birey sonrasında topluluk olarak kendilerini ortaya koyabildikleri nice etkinliklere ulaşırız. Ben hep birlikte olursak yapabileceğimize inanıyorum.

Ben de öyle. Birbirimizi besleyebildiğimiz yerden çok güzel yerlere gelebileceğimize inanıyorum. Festival demişken, Genç LGBTİ+’nın bu ayın (Mayıs) başında bir gençlik festivali olacak sanırım.

Evet, oyunlarla konserlerle atölyelerle ve forumlarla güzel bir festival gerçekleştirmeyi umuyoruz. 4-7 Mayıs tarihlerinde İzmir’de gerçekleşecek festivalimiz. Biz şimdiden hem çok heyecanlı hem de çok sabırsızız açıkçası. Bu bizim dernek olarak ilk açık çağrımız ve ilk büyük biraraya gelişimiz olacak. Bu festival derneğin çalışmalarının yönü için büyük ipuçları veriyor olacak. Alan sadece bizden ibaret olmadığı için, alanda kimler var ihtiyaçlar neler hem bunu kavrayabileceğimiz hem de ufak da olsa tartışmalara başlayabileceğimiz bir şey olmasını çok istiyoruz.

Peki, son olarak söylemek istediğin bir şeyler olur mu? Bizi Facebok’tan beğenin, gelin bi çayımızı için gibi mesela? : )

Evet! Bizi Facebook’tan beğenin, Twitter’dan takip edin; bir fikriniz varsa bizimle paylaşın hep birlikte neler yapabileceğimizi konuşalım. Güzel paydaşlıklarımız olsun. En olmadı, haftaiçi her gün açık olan dernek ofisimize gelin. Bir çayımızı için.

LGBTİ+ gençler eqleyin!

Follow me, follow me, dayanışma nerede?

Burada: Genç LGBTİ+ Derneği Facebook sayfası, Twitter sayfası, Instagram sayfası.

*Bu söyleşi ilk olarak Kaos GL dergisinin “Çocuk” temalı 154. sayısında yayınlanmıştır.


Etiketler: yaşam
İstihdam