15/04/2021 | Yazar: Kaos GL

LGBTİ+ öğrencileriniz için yapabileceğiniz çok şey var, işte onlardan bazıları…

LGBTİ+ öğrencileri kapsamak ve desteklemek: Neler yapabilirsiniz? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

LGBTİ+ öğrenciler kendilerini görecek, kabul edecek, dinleyecek ve destekleyecek eğitimcilere ihtiyaç duyarlar. O eğitimcilerden biri olun! LGBTİ+ öğrencileriniz için yapabileceğiniz çok şey var, işte onlardan bazıları:

Koşulsuz ve olumlu kabulü benimseyin: Öğrencilerinizin hepsini, her türlü varoluş halleriyle, koşulsuz ve olumlu bir kabulle kapsamanın en temel mesleki ilkeniz olduğunu unutmayın.

“Lisedeyken açıldığım, dışlandığımda bana destek olan, farklılıklara saygı duyduğunu ifade eden bir öğretmenim olduğu için kendimi şanslı hissediyordum. Ancak bugün düşündüğümde; beni sadece koşulsuz kabul etmesi ve ‘normal’ olarak algılaması, farklı olduğumu düşünmemesi kendimi kabul etmemde ne kadar büyük ve olumlu bir fark yaratırmış diyorum. ‘Farklılıklara saygı’ vurgusunun, merkeze ‘normal kabul edilenleri’ koyduğunu şimdi anlıyorum.” (Lezbiyen öğretmen)

Hak temelli yaklaşımı terk etmeyin: Çocukların insan haklarını bilin, koruyun ve ihlal etmeyin. Öğrencilerinizin kimliklerinin, yaşamlarının ve ihtiyaçlarının çok çeşitli, haklarının eşit olduğunu unutmayın. Cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi, cinsel yönelimi ve/veya cinsiyet özelliği ne olursa olsun; TÜM çocukların eğitim hakkına eşit şekilde erişebilmeleri, ayrımcılık yaşamadan ve güvende hissederek eğitim alabilmeleri için sorumluluklarınızı yerine getirin.

Eleştirel düşünceyi, çoğulculuğu ve çeşitliliği benimseyin: Bunları dilinize, ders içeriklerinize ve eğitmenlik pratiklerinize yansıtın. Öğrencilerinizle bu konular üzerine konuşabilmek için dersinizin ilgili yerlerinde alanlar açabilir, sürekli ve tek taraflı konu anlatmak yerine bolca soru so rabilir ve öğrencilerinizi görüşlerini ifade etmeleri yönünde destekleyebilirsiniz. Sadece cinsel kimlikleri değil, tüm çeşitlilikleri gören ve içeren, kapsayıcı bir eğitim ortamı kurgulayın. Bunun için alanlar açabilirsiniz: Öğrencilerinizin dış dünyadaki ve kendi içlerindeki çeşitliliği fark etmelerini destekleyecek sohbetler açmak, kendilerini ve deneyimlerini ifade etmeleri yönünde onları teşvik etmek, öğrencilerinizle birlikte yapılandırılmış etkinlikler/oyunlar/çalışmalar uygulamak gibi. Çeşitliliği kimliklerin kesişimselliği bağlamında ele almanız önemlidir. Etnik köken, dil, din/ inanç, sosyal sınıf, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, cinsiyet özelliği gibi çok çeşitli grup aidiyetlerimizin kesiştiği yerde kimliğimiz kurulur. Kesişimselliği gözetmeniz, öğrencilerinizin farklı grup aidiyetlerini tanımanızı ve kapsamanızı destekleyecektir.

LGBTİ+ öğrencilerin varlığını kabul edin: LGBTİ+ öğrencilerin hak gasplarına uğramamaları için görünürlüklerini artırın, kendilerini ifade edebilecekleri alanları açın ve bunu eğitim ortamının doğal akışında yapın. Mesela; içinde bulunduğunuz ortamda öğrencileriniz ya da meslektaşlarınız tarafından LGBTİ+ kimliklerle ilgili bir konu açıldığında ya da bir tartışma başlatıldığında cinsel kimlik çeşitliliğinin doğallığını ve LGBTİ+ insanlara saygı duyduğunuzu açıkça ifade edin. Okulda psikolojik danışman/rehber öğretmen olarak çalışıyorsanız rehberlik odasına öğrencilerinizin görebileceği şekilde LGBTİ+ kimliklerle ilgili broşürler, kitapçıklar, kaynaklar koyun. Bu ve benzeri alanları açmak için okulda kaç tane heteroseksüel, LGB, trans, interseks, + olduğunu bilmeniz gerekmez.

Öğrencilerinizin/meslektaşlarınızın cinsiyet kimliklerini, cinsel yönelimlerini ve/veya cinsiyet özelliklerini tespit etmeye çalışmayın. Kişilerin cinsel kimlikleriyle ilgili bilgi sahibi olmadan da kapsayıcı ve kabullenici olabilirsiniz.

Güvenli alan oluşturun: Okul döneminin başında, tüm öğrencilerin kendini iyi, rahat ve güvende hissedeceği bir sınıf ortamı oluşturun. Bunun için, öğrencilerinizin katılımıyla ve ortak kararla bir grup sözleşmesi yapın. Bu sözleşmeyle -siz dahil- sınıftaki herkesin uyacağı temel ilkeleri belirlemiş ve ortaya çıkabilecek olumsuz durumları büyük ölçüde önlemiş olursunuz. Dilerseniz grup ilkelerini yazılı hale getirip sınıf duvarına yapıştırabilir ya da online çalışmalarda ekrana yansıtabilirsiniz. Grup sözleşmesini oluştururken öğrencileriniz tarafından dile getirilmezse; cinsiyetçi, nefret içeren, ayrımcı söylem, şaka ve eylemlere geçit vermeyeceğinizi mutlaka ekleyin. Neleri kastettiğinizi örneklendi rin: Kız mısın, kız gibi, karı gibi, erkek adam, erkek Fatma, top musun, …yapmayan top olsun, ibne, yuvarlak, nonoş, dönme vb. ifadeleri alay etme, aşağılama, öfke ifadesi, hakaret etme, damgalama niyetiyle kullanma, isim takma gibi.

Nefret söylemine, ayrımcılığa ve şiddete geçit vermeyin: İster öğrencileriniz ister meslektaşlarınız tarafından yapılmış olsun; eğitim ortamındaki ırkçı, cinsiyetçi, homofobik, bifobik, transfobik, etiketleyen, damgalayan, nefret içeren, ayrımcı söylem ve eylemlere izin vermeyin. Bu tür durumlar yaşandığında her seferinde kararlılıkla müdahale edin.

Bir yetişkin olarak ‘seyirci’ konumunda kalamayacağınızı; çocukları baskı ve şiddetin her türünden koruma ve onlara doğru şekilde rehberlik etme sorumluluğunuz olduğunu unutmayın. Bu durum ders ortamında gerçekleşirse öğrencilerinize birlikte oluşturduğunuz grup sözleşmesinin ilgili maddelerini hatırlatın.

İfade özgürlüğünü destekleyin: Yukarıdaki maddeyle ilişkili olarak; öğrencilerinizin görüşlerini ifade etmekten korkacakları bir alan yaratmaktan kaçının. Çocukların bilgiye ve düşüncelere erişmek kadar, bilgilerini ve düşüncelerini ifade etmeye de hakları vardır. Öğrencilerinizin görüşlerini özgürce ifade edebilecekleri güvenli bir alan oluşturun. Onlara ifade özgürlüğü kavramını, kişilerin görüşleri sebebiyle yargılanamayacağını anlatın. ‘İfade özgürlüğü’ ve ‘nefret söylemi’ arasındaki farkı açıklayın. İfade özgürlüğünün kötüye kullanılamayacağını, nefret söyleminin temel hak ve özgürlükleri yok etmeye yönelik bir kötüye kullanım olduğunu söyleyebilirsiniz.

İfade özgürlüğünün sınırsız bir hak olmadığını; ırkçılığı, ayrımcılığı, şiddeti ve suçu savunan, öven, yayan, başkalarını bunlara özendiren ifadelerin, LGBTİ+’lara, kadınlara, göçmenlere yönelik nefret ifadelerinin vb. ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini vurgulayın.

 Müfredatta alanlar açın: Ders müfredatınızın ilgili olabilecek yerlerinde insan hakları, çocuk hakları, cinsel kimlik çeşitliliği, toplumsal cinsiyet eşitliği, nefret söylemi, ayrımcılık, zorbalık ve şiddetle mücadele gibi konuları gündemleştirebileceğiniz alanlar açın. Müfredatın güncel olmayan, kalıpyargıları pekiştiren, ayrımcılığı ve şiddeti normalleştiren, kapsayıcı olmayan ifade, bilgi ve/veya görsellerini fark edin. Öğrencilerinizin dikkatini buralara çekin ve onlarla birlikte üzerine konuşun. Fen Bilgisi, Biyoloji, Sağlık Bilgisi derslerinin ‘ergenlik dönemi’, ‘üreme sistemi’ gibi konularında, ders materyallerinin sadece kadın-erkek ikiliği, atanmış cinsiyetler ve üreme işlevi üzerinden aktardığı bilgileri kapsayıcı ve güncel hale getirin. Böylece hem sınıfınızdaki trans, non-binary ve interseks öğrencilerinizi kapsamış hem de öğrencilerinizin tümüne cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet özelliği çeşitliliği hakkında gerçek bilgileri aktarmış olursunuz.

“Ortaokulda derslerine girdiğim, lisede başka okula geçen öğrencimle 10. sınıfa başladığı yıl tesadüfen karşılaştım ve bana trans olarak açıldı. Ortaokul döneminde kendini tanımladığından ancak bu konuyu okulda kimseyle konuşamadığından bahsetti. Bana ilk söylediği şeylerden biri, ‘üreme sistemi’ konusunun kendisi için çile olduğuydu. Çünkü ‘kadın organları-erkek organları’ şeklinde anlatıyordum. Ben kendimi ezberlediğim bir akışa kaptırmış giderken öğrencim orada sessizce zorlanıyordu ve bunu bana 3 yıl sonra söyleyebildi. Sonra bu konuyu çok düşündüm, anlatım biçimimi dönüştürdüm. Tıbbın cinsiyeti genitallere göre tanımladığını ama insanların cinsiyetlerini bundan farklı hissedip tanımlayabileceğini ekledim. Bu ikili tanımlamanın dışarıda bıraktığı intersekslerden bahsettim. Yine de hala düşündükçe mahcup hissederim.”(Ortaokul Fen Bilgisi Öğretmeni, Kapsayıcı, Hak Temelli ve Eşitlikçi Eğitim Ortamı Atölyesi, 2018)

Fırsat eğitimi imkânlarını değerlendirin: Öğrencilerinizle hangi alanı paylaşıyor olursanız olun (ders, rehberlik çalışması, kulüp faaliyeti, turnuva, gezi, yıl sonu gösterisi provası vb.), branşınız ne olursa olsun (Türkçe, Matematik, Türk Dili ve Edebiyatı, Felsefe, Tarih, Coğrafya, Fizik, Kimya, Müzik, Görsel Sanatlar vd.) yukarıdaki maddede saydığımız konu başlıkları üzerine konuşabileceğiniz fırsatlar oluştuğunda bunları değerlendirin.

“Sesi çok güzel bir öğrencim var, yarışmalara filan katılıyor. Geçen gün sınıfta ‘hocam nolur A. şarkı söylesin’ diye ısrar ettiler, baktım kendisi de söylemek istiyor. Şimdi ismini vermeyeyim, açık kimlikli eşcinsel bir şarkıcının şarkısını söylemeye başladı. Hepimiz eşlik ettik, çok güzeldi. Bitince bir öğrencim ‘başka şarkı seçseydin daha çok alkışlardım, o adam gey’ dedi. Gey demesi, doğru kavramı kullanması hoşuma gitti bir yandan. Bir de hani alkışlamış, alkışlamamazlık etmemiş. :) Bu cümle bize şunu konuşma imkânı verdi: ‘Çok saygı duyduğumuz, şarkısını, filmini, kitabını çok sevdiğimiz ya da bir buluşu hayatımızı kolaylaştıran birinin eşcinsel olduğunu öğrenirsek ona olan saygımızı, beğenimizi kaybeder miyiz? Evet ise neden?’ Ben sadece aralarda sorular sordum ve tartışmanın hararetlendiği bazı yerlerde müdahale ettim. Bazı aktivist öğrencilerim var ve onlar homofobik arkadaşlarına çok sert tepki veriyorlar, anlıyorum ama bunu istemiyorum, çünkü dönüştürücü bir etkisi olmuyor. Tepki almamak için bir sonrakinde söylemiyorlar belki ama düşünceleri değişmiyor. Sınıf kendi arasında konuştu, ben bitirirken homofobi ve ayrımcılık üzerine bir şeyler söyledim ve açık kimlikli eşcinsel müzisyenlerden örnekler verdim.” (Lise müzik öğretmeni, Kapsayıcı, Hak Temelli ve Eşitlikçi Eğitim Ortamı Atölyesi, 2019)

Kullanacağınız materyalleri gözden geçirin: Derslerde, müfredat dışı çalışmalarda veya rehberlik faaliyetlerinde faydalanacağınız, öğrencilerinize önereceğiniz, sınıfa/rehberlik odasına/kütüphaneye koyacağınız kitapların, dergilerin, oyunların içeriğini ve dilini kontrol edin. Hak temelli olmayan, bilimsel yaklaşımdan uzak, ikili cinsiyete dayalı kalıpyargıları pekiştiren, nefreti, ayrımcılığı ve şiddeti normalleştiren içerikleri öğrencilerinizle buluşturmayın. Eşitlikçi, çeşitliliği gören ve destekleyen, kapsayıcı materyalleri tercih edin.

Öğrencilerinize cinsiyet kimliği atamayın: Öğrencilerinizin tümünün natrans olduğunu varsaymayın. Trans, non-binary ve çeşitli cinsiyet kimliklerinden çocukların varlığını aklınızda bulundurun. Cinsiyet kimliği çeşitliliğine alan açan, kimseyi dışarıda bırakmayan, kapsayıcı bir dil benimseyin. Öğrencilerinize kızım/oğlum gibi cinsiyet kimliği atayan hitaplarla değil, isimleriyle seslenin. Türkçe dışında bir dilde eğitim veriyorsanız, cinsiyet belirten zamirleri (İngilizcedeki she/he gibi) doğrudan kullanmak yerine, öğrencinize kendisine nasıl hitap edilmesini istediğini sorun. LGBTİ+ kimliklerle ilgili kalıpyargılara dayanarak, çocukların cinsiyet ifadeleri (giyim tarzı, konuşma şekli, beden dili, tavır, davranış vb.) üzerinden cinsiyet kimlikleriyle ilgili tahminlerde bulunmayın.

Öğrencilerinizi ikili cinsiyete göre ayırmayın: Öğrencilerinizle yaptığınız çalışma, etkinlik, oyun, kulüp ya da spor faaliyetleri sırasında ikili cinsiyete dayalı gruplandırma yapmaktan (kızlar ve oğlanlar) kaçının. Büyük grubu küçük gruplara ayırmanın çok çeşitli yöntemleri varken, atanmış cinsiyetler üzerinden ikili bir kategorizasyon yapmayın. Böylece hem sınıfınızdaki trans ve non-binary öğrencileri kapsamış hem de cinsiyetçi kutuplaştırmayı pekiştirmemiş olursunuz.

Materyalleri ikili cinsiyete göre ayırmayın: Sınıftaki ya da rehberlik odasındaki kitapları, oyunları, oyuncakları ikili cinsiyete dayalı gruplandırmaktan (kız oyuncakları-oğlan oyuncakları gibi) ve bunları mekanın ayrı köşelerine yerleştirmekten kaçının. Bu tür ikili gruplandırmalarda; çocuklar “sana uygun değil” mesajını aldıkları materyallere yönelmekte zorlanır, yöneldikleri durumlarda ise etiketlenme, damgalanma ve zorbalığa açık hale gelirler. Bu zorlanma sadece trans çocuklar için değil, natrans çocuklar için de geçerlidir. Oyun fiziksel, duygusal, bilişsel, cinsel, sosyal gelişiminin vazgeçilmez bir unsuru ve tüm çocuklar için temel bir haktır. Çocuklar -gelişim dönemlerine uygun ve güvenli olduğu sürece- istedikleri oyun ve oyuncaklarla oynama hakkına sahiptirler. Herkesi kapsayan, eşitlikçi bir sınıf ortamı için; materyalleri kategorize ederken sadece içerik, yaş gibi kriterleri, bunları mekana yerleştirirken ise tüm çocukların güvenli şekilde erişebilmelerini gözetin.

“Göreve yeni başladığım anaokulunda mutfak setleri ve bebekler bir tarafta, tamir setleri ve arabalar diğer tarafta duruyordu. İlk yaptığım şey oyuncakları karıştırarak ortamı yeniden düzenlemek oldu. İdarecim epey rahatsız oldu bu durumdan ve birkaç kez çocukların gelişimini olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi. Kendisine birkaç tane bilimsel çalışma yolladım, konu kapandı. Çocuklarla ilk gün oyuncak meselesini açıkça konuştum, ne düşündüklerini sordum. Hep birlikte şuraya vardık: her çocuğun her oyuncakla oynamaya hakkı var, isteyen istediğiyle oynayabilir ve oynayana “neden onunla oynuyorsun?” denemez. Yine de arada şöyle şeyler oldu: ‘öğretmenim … bebekle oynuyor’. Böyle zamanlarda hep şunu söyledim: ‘canı şu an bebekle oynamak istiyor demek ki, siz de canınız neyle oynamak istiyorsa onunla oynayabilirsiniz’. Sadece bu kadarının bile sınıfta nasıl dönüştürücü bir etki yarattığını anlatamam.” (Anaokulu öğretmeni, Cinsel Gelişimin Desteklenmesi: Eğitimci Sorumlulukları Semineri, 2018)

lgbti-ogrencileri-kapsamak-ve-desteklemek-neler-yapabilirsiniz-1

Öğrencilerinize cinsel yönelim atamayın: Öğrencilerinizin tümünün heteroseksüel olduğunu ve mutlaka duygusal/romantik ve/veya cinsel çekim hissetmeleri gerektiğini varsaymayın. Eşcinsel ve biseksüel çocukların varlığını, duygusal/romantik ve/veya cinsel çekimin her çocukta aynı olmayabileceğini aklınızda bulundurun. “Ergenlik döneminde karşı cinse ilgi duyacaksınız, -flört ettiği kişiyle yaşadığı sorunu anlatan kız öğrencinize- bu konuyu erkek arkadaşınla konuştun mu?, ergenlikte cinselliğe ilginiz/merakınız artacak, ergenlik dönemiyle birlikte flört ilişkileri yaşamaya başlayacaksınız” gibi ifadelerden kaçının. Cinsel yönelim çeşitliliğine alan açan, kimseyi dışarıda bırakmayan, kapsayıcı bir dil benimseyin. “Ergenlikle birlikte başkalarına ilgi duyabilirsiniz, bu süreci herkes çeşitli biçimlerde deneyimleyebilir, flört ilişkileri deneyimlemek isteyebilir ya da istemeyebilirsiniz, aynı yaşlarda olsanız da hisleriniz, ihtiyaçlarınız ve deneyimleriniz çok çeşitli, bu konuyu birlikte olduğun kişiyle/partnerinle konuştun mu?” gibi ifadeler kullanın. LGBTİ+ kimliklerle ilgili kalıpyargılara dayanarak, çocukların cinsiyet ifadeleri (giyim tarzı, konuşma şekli, beden dili, tavır, davranış vb.) üzerinden cinsel yönelimleriyle ilgili tahminlerde bulunmayın.

Öğrencilerinize belli yaşam biçimlerini dayatmayın: Öğrencilerinizin tümünün sizin zihninizdeki yaşam biçimine uygun yaşadığını ya da yaşayacağını varsaymayın. Çocukların her birinin bir anne-baba ile büyümeyebileceğini, çok çeşitli aile biçimlerinin varolduğunu, her çocuğun evlenmek istemeyebileceğini, evlenmek istese bile eşcinselse evlilik hakkının yasal olarak tanınmadığını, bir çocuğa bakım vermek için onu fiziksel olarak dünyaya getirmek gerekmediğini aklınızda bulundurun. “Annenize-babanıza söyleyin, ileride evlendiğinizde, ileride anne-baba olduğunuzda, ileride sizin de çocuğunuz olacak” gibi ifadelerden kaçının. Yaşam deneyimi çeşitliliğine alan açan, kimseyi dışarıda bırakmayan, kapsayıcı bir dil benimseyin. “Ebeveyninize söyleyin, ileride evlenmek isterseniz ya da evlenmeniz mümkün olursa, ileride bir çocuğa bakım vermek isterseniz…” gibi ifadeler kullanın.

Çocukların toplumsal cinsiyet ifadelerinin çok çeşitli olabileceğini unutmayın: Eğitim ortamındaki genel çerçeveye uygun olduğu sürece; öğrencilerinizin kıyafet, takı, saç stili, saç rengi, konuşma şekli, beden dili, hal ve tavır gibi özelliklerine ikili cinsiyete dayalı kalıpyargılarla müdahale etmeyin. Öğrencinizin özbakımını sağlamakta zorlanacağını (örn. uzun saçının temizliği) ya da güvenliğinin tehlikeye girebileceğini (örn. kulağındaki piercingin bir yere takılması) düşünüyorsanız bunların gerçek sebepler olup olmadığını gözden geçirin. Müdahale etmenizin ya da etmek istemenizin ikili cinsiyete dayalı kalıpyargılarla ya da ahlakçılıkla bir ilgisi olabilir mi? Her çocuğun, kendini yansıtan ve içinde iyi hissettiği bir toplumsal cinsiyet ifadesini sergilemeye hakkı olduğunu, bunun aynı zamanda çocukların bedensel söz haklarının içinde yer aldığını unutmayın.

Gündemi takip edin: Gündemdeki bir olay, haber, dizi, film, kitap, etkinlik ya da özel günü fırsat haline getirerek insan hakları, çocuk hakları, cinsel kimlik çeşitliliği, toplumsal cinsiyet eşitliği, nefret söylemi, ayrımcılık, zorbalık ve şiddetle mücadele gibi konuları gündeme getirin. Sohbet, paylaşım ve bilgilendirme alanı açmak için gündemleştirebileceğiniz günlerden bazıları:

• 23 Eylül Biseksüel Görünürlüğü Günü

• 2 Ekim Uluslararası Şiddetsizlik Günü

• 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü

• 11 Ekim Dünya Açılma Günü

• 26 Ekim Dünya İnterseks Farkındalık Günü

• 8 Kasım İnterseks Dayanışma Günü

• 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü

• 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü

• 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

• 3 Aralık Dünya Engelliler Günü

• 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü

• 8 Mart Dünya Kadınlar Günü

• 31 Mart Trans Görünürlüğü Günü

• 4 Mayıs Zorbalık Karşıtı Gün

• 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtı Gün

• 26 Nisan Lezbiyen Görünürlüğü Günü

• 18 Haziran Translarla Eşitlik Günü

• Onur Haftası ve Onur Yürüyüşü (Haziran’ın son haftası)

Seyirci kalmamanın yollarını tartışın: Öğrencilerinize okulda, okul dışında ya da çevrimiçi alanlarda şahit oldukları zorbalığa sessiz kalmamaları gerektiğini anlatın. Bunun neden önemli olduğunu açıklayın, şiddetin hemen durdurulması gerektiğini vurgulayın, zorbalık kavramını örneklerle açıklayın. Bunu yaparken homofobi, bifobi, transfobi temelli zorbalığa da yer verin. Öğrencilerinizle birlikte, seyirci kalmak yerine müdahale etmenin yollarını tartışın. Birlikte yazılı bir liste de oluşturabilirsiniz.

Destek istemeye teşvik edin: Öğrencilerinize ihtiyaç duydukları her konuda destek istemeye hakları olduğunu, yetişkinlerin çocukları destekleme konusundaki sorumluluklarını, destek talep etmenin acizlik/zayıflık olmadığını açıklayın. Yargılamadan dinlemek ve elinizden gelen desteği vermek için hazır olduğunuzu açıkça belirtin. Yüz yüze desteğin mümkün olmadığı koşullarda size nasıl ulaşabilecekleri konusunda bilgilendirin.

Meslektaşlarınızla konuşun: Okulda birlikte çalıştığınız diğer eğitimcilerle LGBTİ+ çocukların hakları, ihtiyaçları ve maruz bırakıldıkları homofobi, bifobi, transfobi, nefret söylemi, ayrımcılık, zorbalık, şiddet üzerine konuşun. Böylece okul içinde yapabilecekleriniz üzerine birlikte düşünüp harekete geçebilir, sorumluluğu paylaşabilir, dayanışma kurabilir, okulda yalnızlaşmadan birbirinizi güçlendirebilirsiniz. Bazı eğitimcilerin çok dirençli olabileceğini, hepsiyle birden konuşmanın sizi fazlaca zorlayabileceğini düşünüyorsanız çeşitli stratejiler deneyebilirsiniz. Mesela, konuşmaya çeşitliliği ve çoğulculuğu destekleyen ya da kendini gözden geçirip dönüştürmeye daha açık olan meslektaşlarınızla başlayabilirsiniz.

LGBTİ+ öğrencilerin yalnız, desteksiz ve haklardan mahrum kalmamaları için yapabilecekleriniz sınırsız. Bütün bu dil, yaklaşım ve uygulamalar LGBTİ+ öğrencilerinizin iyi, rahat ve güvende hissetmesini sağlamakla kalmayacak, öğrencilerinizin tümünde ve genel olarak okul kültüründe olumlu yönde dönüştürücü bir etki yaratacaktır. Aslında yapılması gereken, “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” kılavuzunun “Kapsayıcı Eğitim” bölümünde ifade edildiği gibi, tüm eğitim politikalarının, öğretim program ve uygulamalarının, müfredatın, ders kitaplarının, öğrenme ortamlarının gözden geçirilip düzenlenmesidir. Ancak birilerinin sistemin tümünü dönüştürmesini beklemek yerine, bireysel ve kurumsal olarak harekete geçmek sorumluluğumuzdur.

Bu içeriğin hazırlandığı “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” kılavuzuna buradan erişebilirsiniz.


Etiketler: eğitim
İstihdam