02/07/2015 | Yazar: Yıldız Tar

LGBTİ örgütleri; Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısının ardından İçişleri Bakanı, Vali ve Emniyet Müdürü’nün aralarında işkence, görevi kötüye kullanma ve toplantı ve gösteri yürüyüş hakkının kullanımını engellemenin de olduğu bir dizi suçtan yargılanmasını talep etti.

LGBTİ örgütleri; Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısının ardından İçişleri Bakanı, Vali ve Emniyet Müdürü'nün, aralarında işkence, görevi kötüye kullanma ve toplantı ve gösteri yürüyüş hakkının kullanımını engellemenin de olduğu bir dizi suçtan yargılanmasını talep etti.
 
LGBTİ örgütleri Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısına ilişkin İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve kanunlara aykırı emri uygulayan İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok hakkında suç duyurusunda bulundu.
 
Kaos GL, Lambdaistanbul, SPoD LGBTİ ve Kırmızı Şemsiye; sorumluların kasten yaralama, işkence, eziyet, kötü muamele, cebir, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması, görevi kötüye kullanma, kanuna aykırı emir vermek ve yerine getirmek, ifade özgürlüğünün kullanımını engelleme, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkının kullanımını engelleme ve hürriyeti tehdit suçlarından yargılanmasını istedi.
 
Çağlayan Adliyesi’nde basın açıklaması
 
Bugün Çağlayan Adliyesi’nde Türkçe ve İngilizce “Buradayız, alışın, gitmiyoruz” yazılı pankart ve gökkuşağı bayraklarıyla yapılan basın açıklamasıyla suç duyurusunda bulunulacağı kamuoyuna bildirildi. LGBTİ örgütleri adına açıklama yapan Kaos GL Hukuk Sekreteri Av. Yasemin Öz, Onur Yürüyüşü’nde anayasal hakların çiğnendiğini ve polisin görevini kötüye kullanarak sokak ortasında işkence yaptığını hatırlattı.
 
“Valilik yürüyüşü yasaklayamaz”
 
LGBTİ Onur Yürüyüşü’nün tarihine ve Türkiye’de yıllardır barışçıl bir şekilde gerçekleştirildiğine dikkat çeken Öz sözlerine şöyle devam etti:
 
“Mevzuatımızda düzenlenen yürüyüşün bildirime bağlanması hususu, yürüyüş için izin alınması anlamında değil, göstericilerin güvenliğinin sağlanması için devlete bilgi verilmesi amaçlıdır. Devletin yürüyüşü yasaklama gibi bir hakkı bulunmamaktadır. Yürüyüşe ilişkin bildirim basın yoluyla zaten yapılmıştır. Zaten idare ve şüpheliler de yürüyüşün gerçekleşeceğinden basın yoluyla haberdar olmuşlardır ki, tüm İstiklal Caddesi’ni ve caddeye açılan ve caddeyi kesen tüm ara sokakları kolluk kuvvetleriyle doldurabilmişlerdir.
 
“İdarenin ve şüphelilerin yürüyüşe ilişkin bildirim yapılmamış olmasını, barışçıl bir şekilde orada bulunan göstericilere karşı uygulanan haksız ve orantısız polis şiddetine kılıf olarak göstermeye çalışmaları, kanunun etrafını dolaşmaya çalışma ve hakkın kötüye kullanımından başka bir şey değildir.”
 
“Ramazan yürüyüş yasaklama bahanesi olamaz”
 
Vali Şahin’in HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’na yürüyüşün “yasaklanma” gerekçesi olarak “Ramazan hassasiyeti” dediğini de hatırlatan Öz, “Ülkemiz, çoğunluğu Müslüman olmakla birlikte farklı inançlardan insanların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Belirli bir dinin mensuplarının kutsal kabul edilen Ramazan ayında LGBTİ bireylere karşı olumsuz hassasiyet geliştireceği varsayımı ile temel hak ve hürriyetlerden olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının engellenmesinin hukuken kabulü mümkün değildir” şeklinde konuştu.
 
Laik bir devletin tüm dinlere, inançlara ve inançsızlıklara eşit yaklaşma yükümlülüğü olduğunu da belirten Öz, “Kaldı ki, LGBTİ bireyler ve aileleri de çeşitli inanç veya inançsızlık gruplarına mensup olup, LGBTİ bireylerin haklarına ilişkin yaptıkları yürüyüşün bir inanca saygısızlıkmış gibi çarpıtılarak topluma empoze edilmeye çalışılması da, yine gerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na gerekse Anayasa ile uluslar arası sözleşmelere aykırıdır” şeklinde konuştu.
 
Bireysel suç duyuruları da yapılıyor
 
Derneklerin kurumsal olarak başvurusunun yanı sıra bugün Çağlayan Adliyesi’nde şu ana kadar 68 kişi de bireysel olarak İçişleri Bakanı, Vali ve Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu.
 
Yürüyüşte yaralanan, tehdit edilen, işkence gören, polis şiddetine ve homofobik, transfobik tacize maruz kalan kişilere ise Kaos GL ve TOHAV ile Onur Haftası Komitesi ve TİHV’in hukuki desteği sürüyor. 

Etiketler: insan hakları
İstihdam