28/01/2022 | Yazar: Kaos GL
İzmir’de son dönemde artan transfobik nefret saldırılarına karşı LGBTİ+ ve insan hakları örgütleri sokağa çıktı, nefret saldırılarının devletin translara yükümlülüklerini yerine getirmemesinin sonucu olduğunu vurguladı.
Genç LGBTİ+ Derneği, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İzmir 20 Kasım Platformu ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Temsilciliği bugün, İzmir Alsancak’ta sokağa çıkarak transfobik nefrete karşı ses çıkardı.
Son aylarda İzmir’de trans kadınları hedef alan nefret saldırılarına karşı Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde ortak açıklama yapan örgütler, “Nefrete inat yaşasın hayat” dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
Basına ve kamuoyuna,
16 Ocak gecesi trans kadın Günay Özyıldız, Üçyol’da yaşadığı apartmanın önünde transfobik bir nefret cinayetiyle öldürüldü! Henüz 2 ay önce trans kadın Berrak bir nefret saldırısında katledilmiş, bir diğer nefret saldırısında 2 seks işçisi trans kadın hayati tehlike yaşayacak derecede ağır yaralanmış, aynı saldırıda bir başka trans kadın ise yaralanmış ve cinayete tanık bırakılmıştır. Günay’ın kaybı için üzgün ve öfkeliyiz ... Trans kadınlara yönelik giderek artan şiddet nedeniyle kaygılı, üzgün ve öfkeliyiz... LGBTİ+’lara yönelik hedef gösterme, nefret söylemleri ve spesifik olarak trans kadınlara yönelik kamusal ve medyatik saldırılardan güç alan faillerin etkin ve şeffaf soruşturma yürütülerek nefret saikiyle de işledikleri cinayetler için en üst sınırdan ceza almasını talep ediyoruz!
17 Ocak gecesi ise seks işçisi trans kadınlar 4 kişi tarafından gasp edilmeye çalışılmış ve kesici – delici aletlerle darba maruz bırakılmıştır. Olay yerinde bulunan ve müdahale etmesi için çağrılan polis memuru trans kadınlara açıkça ‘’Sizi korumak zorunda değilim’’ demiş ve transfobik hakaret ve aşağılamada bulunmuştur! Polis yaşanan saldırıya ilişkin tutanak tutmamış, delil toplamamış ve trans kadınlara kimlikte yazılan isimlerle hitap edilerek hak ihlalinde ve kötü muamelede bulunmuştur. Adli süreci işletmek için kolluk kuvvetlerince zorluk çıkarılan arkadaşlarımız karakolda da faillerin ölüm tehditleri ve fiziksel saldırısına maruz bırakılmış ve açıkça etkin bir soruşturma yürütülmemiş ve trans kadınlar kolluğun kötü muamelesine maruz bırakılmıştır.
Yalnızca son iki ayda İzmir’de 2 trans kadın transfobik cinayetle öldürülmüş; 6 seks işçisi trans kadın nefret saldırısına maruz bırakılmış ve 2’si ağır yaralanmıştır. Tüm bu nefret iklimi ve peşi sıra gelen nefret saldırıları pek çok trans özneyi psikolojik ve sosyal şiddete maruz bırakmıştır. Son aylarda trans kadınlara yönelik giderek artan saldırıların, iktidarın LGBTİ+’lara yönelik açıkça hedef gösterme saldırıları ve yarattığı kamplaşma siyasetinden beslendiğini görüyoruz! Kadına yönelik şiddet ve her türlü suçun önlenmemesi ve açıkça cezasız bırakılmasının trans kadınlara yönelik nefret ve saldırılar için faillere adeta ‘’alan açtığını gözlemliyoruz! Fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik ve her türlü şiddetin, işkencenin uzun yıllardır cezasız kalmasının failleri koruduğunu görüyoruz!
Tekrar ederek vurguluyoruz: Son dönemde giderek artan translara yönelik gerçekleşen nefret saldırıları ve cinayetleri toplumsal ve politiktir! Translara yönelik nefret saldırıları ve cinayetler, devletin adeta varlıklarını ve haklarını yok saydığı translara karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesinin; ayrımcılık ve nefret suçlarına karşı önleme, koruma ve ceza politikası geliştirmemesi ve uygulamamasının; faillere uygulanan cezasızlık halinin, önlenmeyen her türlü ayrımcılığın sonucudur. Kamusal alanlarda ve hatta bizatihi kolluk güçleri tarafından saldırıya maruz bırakılabileceği mesajı verilen, her türlü iktidar mekanizması tarafından şiddet ve ayrımcılığa sistematik olarak maruz bırakılan, içinde yaşadığı toplumda her türlü temel insan hakkı gasp edilen, kamusal destek mekanizmalarından açıkça yoksun bırakılan ve hatta toplumsal hayattan dışlanan transların maruz bırakıldığı nefret saldırıları ve cinayetlere transfobik, heteroseksist, mizojenik erk-ek iktidarlar, tüm kişi ve kurumlar ortaktır.
Buradan bir kere daha sesleniyoruz: Trans cinayetleri ve nefret suçları önlenebilirdir! Devleti uluslararası sözleşme ve anayasal yükümlülüklerinden doğan her türlü ayrımcılık ve nefret suçunu önlemek ve cezalandırmak için görevini yapmaya; içinden geçtiğimiz ve yoğunluğu giderek artan nefret ve şiddet ikliminde, tüm kamuoyunu açık ve örtük şekilde translara yönelik gerçekleştirilen her türlü nefret saldırısına karşı ses çıkarmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz! Şiddet ve ayrımcılık politikalarına karşı translarla eşitlenmeyi ve insan haklarını savunmaya; ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi, etkin soruşturulması ve cezalandırılmasını talep etmeye devam edeceğiz!
Trans hayatlarımız değerlidir! Vardık, varız, var olacağız! Nefrete inat yaşasın hayat!
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları