02/07/2008 | Yazar: Barış Sulu

LGBTT Hakları Platformu Türkiye’de lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel bireylere yönelik şiddetin katlanarak artmasıyla ilgili olarak ‘Nefret Suçlarına Son’ adı altında bir basın açıklaması yayınladı, ‘Eşcinsel, travesti ve transeksüellere yönelik işlenen suçlarda "ağır tahrik indirimi" ile insanlar suça teşvik edilmektedir’ dedi ve İzmir ve Ankara’da devam eden davaları izlemeye çağırdı.



LGBTT Hakları Platformu Türkiye’de lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel bireylere yönelik şiddetin katlanarak artmasıyla ilgili olarak ‘Nefret Suçlarına Son’ adı altında bir basın açıklaması yayınladı, ‘Eşcinsel, travesti ve transeksüellere yönelik işlenen suçlarda "ağır tahrik indirimi" ile insanlar suça teşvik edilmektedir’ dedi ve İzmir ve Ankara’da devam eden davaları izlemeye çağırdı.

KAOS GL - 02/07/2008

Şiddet giderek artıyor!

Türkiye’de lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel bireylere yönelik şiddet gün geçtikçe katlanarak artmaktadır. Sırf cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle öldürülen LGBTT bireylere yönelik işlenen suçlar "adi" suçlar kapsamında ele alınmaktadır.

Eşcinsel, travesti ve transeksüellere yönelik işlenen suçlarda "ağır tahrik indirimi" ile insanlar suça teşvik edilmektedir. Nefret suçları birçok ülkede ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilirken, ülkemizde bu konuda hiçbir düzenleme olmadığından nefret duygusu ile işlenen suçlar adeta cezasız kalmaktadır. LGBTT bireylere yönelik işlenen suçlar, "Nefret Suçu’dur. LGBTT Hakları Platformu olarak, ‘Nefret Suçu’nun yasalarca tanımlanmasını ve bu kapsamda cezalandırılmasını talep ediyoruz!

Devlet vatandaşlarını korumakla yükümlüdür!

7-12 Nisan 2006 tarihleri arasında Ankara’nın Eryaman semtinde yaşayan travesti ve transeksüellere yönelik sistemli saldılar nefret suçu değil de nedir?

2006 yılı Nisan ayında Eryaman ağırlıklı olarak 3. ve 4. Etapta seks işçiliği yapmak zorunda kalan transeksüel kadınlar, 25-30 kişilik Eryaman bölgesinde yaşayan bir grup tarafından sopa-sallama-döner bıçağı gibi aletlerle yollarda darp edildi, ateşli silahla yaralandılar. Bu olayların hiç biri soruşturulmadı… Gidecek yerleri olmadığı için evlerine kapanan transeksüellerin evleri aynı şahıslarca basıldı, herkes Eryaman’dan göç etmeye zorlandı, failler yine de bulunamadı… Aynı örgütlü saldırganlar Ankara merkezde operasyon başlattı; transeksüel bireyler sokaklarda, kuaförlerde saldırıya uğradı, telefonla tehdit aldılar. Saldırganlardan ikisi nihayet yakalanıp tutuklandı ve yargı süreci başladı.

Peki Eryaman Çetesi Davası ne konumda?

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yaklaşık 1.5 yıldır devam eden yargılama 8 Temmuzda nihayete eriyor. Savcı mütalaasını verdi: Örgütlü bir suç yoktur, münferit basit yaralama vardır…

Soruyoruz nedir basit yaralama değdiniz? Sopayla döner bıçaklarıyla gerçekleştirilen saldırılar, silahla yaralama nasıl olur da basit bir yaralama olarak tanımlanabilir! 25 kişi bir örgüt değil de nedir? Sistemli bir şekilde evlerinin basılması, göçe zorlanma, tehditler örgütlü bir suç değil de nedir?

Verilecek böylesi hukuk dışı kararlar travesti ve transeksüel bireylere yönelik şiddeti meşru kılmaktadır.

Polisin görevi şiddet uygulamak değildir!

Yargının bu tutumu kolluk kuvvetlerinin usulsüz davranmasının önünü de açmaktadır. Devlet ve yargı eliyle yok sayılan LGBTT bireyler, artan yetkileriyle bir de polisin şiddetine maruz kalmaktadır. Bunun örneği geçtiğimiz günlerde gerçekleşmiştir;

Esmeray, 5 Haziran gece yarısı evine dönerken yolunun üzerinde bulunan Beyoğlu Emniyet Amirliği (Tarlabaşı) önündeki polisler tarafından durdurulup travestilerin karakolun önünden geçmelerinin yasak olduğu gerekçesiyle yumruklandı, tekmelendi ve ağır hakarete uğradı.

"Melissa'nın Polis Tarafından Vurulması Davası" da polis şiddetini gösteren bir örnektir.
06.12.2007 tarihinde, İzmir'de, Melissa’nın erkek arkadaşının kullandığı araç "dur" ihtarına uymadığı gerekçesi ile polis ekipleri tarafından durduruldu. Melissa polis memurlarının kendisinden yere yatmasını istedikleri esnada, tam da yere yatmak amacıyla diz üzeri çömelmiş, bir yandan da "travestiyim ben, durmasını söyledim ama dinletemedim" şeklinde meramını anlatmaya çalışırken, yaklaşan diğer bir polis memuru tarafından "sus lan" denilerek göğsünden vurulmuştur. Melissa, polisin talimatlarına uygun davranıyorken, polis memurunun buna rağmen Melissa’yı vurmasını sağlayan öfke, nefret suçunun temelini oluşturmaktadır.

Devlet-yargı-polis üçgeni içinde her türlü ayrımcılığa ve şiddete maruz kalan lgbtt bireylerin uğradıkları insan hakları ihlalleri artık son bulsun! Biz LGBTT Hakları Platformu olarak, İnsan hakları duyarlı herkesi Melisa ve Eryaman Davalarını izlemeye çağırıyoruz!

LGBTT Bireylere yönelik nefrete sessiz kalmayın!

LGBTT bireylere uygulanan şiddet son bulsun! LGBTT bireylere şiddet uygulayanlara hak ettikleri ceza verilsin! LGBTT bir birey mağdur olduğunda yargı ayrımcılık yapıp faili korumasın! Adaletin sağlanması için bu iki davayı gelin hep beraber izleyelim!

"Melissa'nın Polis Tarafından Vurulması Davası"

İzmir Bayraklı Adliyesi, 7. Asliye Ceza Mahkemesi, 7 Temmuz Pazartesi, 11:15

"Eryaman Çetesi Davası"

Ankara Adliyesi, 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Temmuz Salı, 11:10

LGBTT Bireylerin maruz kaldığı ayrımcılık ve insan hakları ihlallerini kayıt altına almak, hukuki ve sosyal destek sunmak amacıyla kurulan LGBTT Hakları Platformu bileşenleri;

İzmir Travesti ve Transeksüel İnisiyatifi,

Kaos GL Derneği,

Kaos GL İzmir Oluşumu,

Lambdaistanbul LGBTT Derneği,

MorEL LGBTT Oluşumu,

Pembe Hayat LGBTT Derneği,

Piramid LGBTT Diyarbakır Oluşumu.

Konuyla ilgili haberler:

[["Çete" davası tekrar görüldü]]

[[İzmirli travesti ve transeksüellerden protesto]]


Etiketler: yaşam
nefret