07/01/2013 | Yazar: Umut Güner

Ayrımcılık‘araya mesafe koymak ile başladığını söyleyen Melek Göregenli’nin sunumundan notlar

‘Ayrımcılık Araya Mesafe Koymakla Başlar’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Homofobi Karşıtı Buluşma Yerel Etkinlikleri Programı kapsamında Melek Göregenli, Eskişehir’de Rehber öğretmenlerle bir araya geldi. Kaos GL Danışma Kurulu Başkanı Melek Göregenli, ayrımcılık ve homofobi üzerine bir sunum yaptı. Ayrımcılığın “araya mesafe koymakla" başladığını söyleyen Göregenli’nin sunumundan notları aktarıyoruz:   
 
Türkiye’de Türk, Orta sınıf, Erkek, Müslüman, Üniversiteli, Kentli, Genç, Sağlıklı, heteroseksüel “mutlu azınlık” dışında herkesin ayrımcılığa uğradığının altını çizdi. Göregenli, “Türkiye’de etnik kimlik olarak Türkler dışında herkes sorun yaşıyor. Lazların bir sorunu yok yada Çerkezler ilgili bir sorun yok gibi düşünüyoruz ama örneğin Lazlara yönelik örtük bir ayrımcılık var. Fıkralarda hep Lazlar biraz "aptal" olarak algılanır ve sunulur. O kadar aptaldırlar ki tuhaf cinsel birliktelikleri hep onlar yapar. Temel ve Dursun grup seks yapar, eşcinsel ilişkiye girer ama hiç Ahmet ile Mahmut ile sevişmez?” diye sözlerine devam etti.
 
Cinsiyetçi ve cinsel yönelim/cinsiyet kimliğine yönelik ayrımcılıklar evrenseldir
Cinsiyetçi ve cinsel yönelim/cinsiyet kimliğine yönelik ayrımcılıklar evrenseldir. Bunun dışındaki ayrımcılık alanlar “ülkeye özgü” ayrımcılıklardır. Engellilere yönelik ayrımcılıkta evrenseldir. Dünyanın neresine giderseniz gidin engellilere yönelik ayrımcı uygulamalara karşılaşırsınız.
 
"Ayrımcılığa uğrayan herkesin farkındayız" diye sözlerine devam eden Göregenli, “Makbul vatandaş, türk, suni, Müslüman, erkek ve heteroseksüel bir vatandaş tanımı yapılıyor. Şehirli, sağlıklı, orta sınıf, genç, sınıfa aitseniz ayrımcılık yaşama ihtimaliniz azalıyor. Kime sorarsanız soruyum, şu tablo hiç değişmiyor.  Hepimiz ayrımcılığa uğrayan grupların farkındayız ve bu ülkenin “asıl sahipleri olarak tariflenen toplumsal kesimi de hepimiz tarifleyebiliyoruz. Bunun hepimiz farkındayız ama neden değişmiyor.” Dedi.
 
İktidarlar örtük ve açık şiddetle bu sistemi devam ettirmek için çaba gösterdiğinin söyleyen Göregenli, Ayrımcılığı meşrulaştırılıyoruz ve kanıksıyoruz. Eğer üç beş özellik açısından egemen grubun içinde doğmuş iseniz fabrika ayarlanız bozuk bir şekilde dünyaya gelmiş oluyorsunuz. Türk, sunnii orta sınıf, erkek, heteroseksüel ve müslümansanız ciddi ayar bozukluklarınız var ve bunları düzeltmeniz lazım” dedi.
 
Dünya sermayenin ve erkekliğin korunması üzerine kurulu
Egemen iktidarın bir parçası olmakla övünülmez. İyi Türk olmak için ne yaptınız? Hiçbir şey yapmıyorsunuz. İyi öğretmen olmak için çalışabilirsiniz ve iyi öğretmen olabilirsiniz.
Kadınlık biyolojik olarak getirilen bir şey ama “kadın olmayı” öğreniyoruz.
Dünya sermayenin ve erkekliğin korunması üzerine kurulu. Kadınlar ve eşcinsel, biseksüel ve translar erkekliğe tehdit oluyor. Farkın kendisi ayrımcılığı doğurmaz. Ayrımcılık kendiliğinden ortaya çıkmaz. Farklılıkları törpülemek ayrımcılığı ortadan kaldırmaz.
 
İktidar hep tehdit yaratır ve yarattığı tehdit ile ayrımcılığı meşrulaştırılır
Ait olunan grup çok heterojendir ama azınlık grubu hep homojendir. İktidar hep tehdit yaratır ve yarattığı tehdit ile ayrımcılığı meşrulaştırılır. Örneğin baş örtülü kadın öğrencilerin sınıfa alınmama durumunda “bunlar şeriat getirecekler” diye sahte bir tehdit yaratıyorlarken, kürt sorununda ise “onlar ülkeyi bölmek istiyorlar” diyorlar.
 
Cinsiyetçi heteroseksist ideolojiyi okulda öğreniyoruz
"Eşcinsel deyince aklımıza ilk gelen, “sapık”. Toplumun ahlaki normlarına karşıdır. Hastalık deniyor. Sapıktan kast ettikleri, cinsel olarak ne yapacağı belli olmadığı kast ediliyor. Eşcinsellerin sürekli sekse ve eğlenceye düzgün olduğu söylenir."
 
Önyargılar kötüdür, hiçbir rasyonel bilgiye dayanmaz. Bu da ayrımcılığı zihinsel olarak meşrulaştırılır. Bu hiyararşik yapıyı, hukuksal sistem, medya, kültür(şakalar, fıkralar), eğitim besliyor. Cinsiyetçi heteroseksist ideolojiyi okulda öğreniyoruz.
 
Ne kadar eşcinsel erkeklere karşı acımasız ve sert olursanız sizin erkekliğiniz o kadar sert ve güçlü kuruluyor. Ergenlik sürecinde gençler, erkekliğini birinci olarak eşcinseller ikinci üzerinden kadınlar üzerinden inşa ediliyor.
 
Ayrımcılığın en basit örneği, araya mesafe koymakla başlar
Heteroseksüel olmayan insanlara yönelik ayrımcılığın genel adı homofobidir. Heteoseksüelliğin, daha doğal daha kabul edilebilir ve norm olarak kabul edilebilir olarak sunan, bunun dışından bütün cinsel varoluşları, hastalıklı, doğal olmayan, günah, sapkın olarak görme halidir.
 
Doğal değil derken aynı zamanda insanlıktan çıkartıyorsunuz ve insanlıktan çıkartırken de her türlü insanlık dışı muameleyi yapabileceğiniz hale getirirsiniz.
 
Sekse düşkün olmak, heteroseksüel erkekler için iyi bir şey ise, eşcinseller ve kadınlar için neden kötü bir şey oluyor?
 
Ayrımcılığın en önemli göstergelerinden biri “uzak duruyorlar”. Araya mesafe koruyorlar. Bu en basit ayrımcılık göstergesidir. Genel de bir yaklaşımız “benden uzak dursunlar, hoşlanmıyorum onlardan” gibi bir algımız olabiliyor.
 
Sembolik ayrımcılıklara örnekler, “dört duvar arasında neler yapıyorlarsa yapsınlar kim karışıyor”, “aslında ayrımcılığa uğramıyorlar, medyada her yerdeler!”, “kırıtmasınlar, doğru düzgün yürüsünler”, sembolik ayrımcılık nefret söyleminin arka planını oluşturur: ya olduğun gibi görünme! Yada gözüme görünme!” mesajı veriyor. Bunu yapmazsan seni şiddetle bastırırım tehditi oluşturuyor.

Nefret suçları arasında iki taraf arasında gerçek bir ilişki vardır. Ama nefret suçlarında “o gruba ait olunma” üzerinden şekilleniyor.Türkiye’de birinci olarak nefret sucu gündeme geliyor. Nefret suçlarında birinci sırada LGBT’ler söz konusu olduğu halde bu konunun hiç gündeme gelmemesinin nedeni, bu mağduriyeti meşrulaştırıyoruz. Dünyanın adil olduğuna inanmak istiyoruz, çünkü öbür türlü dünya tehditkâr bir yere dönüşüyor.  


Etiketler: yaşam
İstihdam