29/02/2012 | Yazar: Umut Güner

Nefret ve önyargıyla mücadelede tüm yaptıkları ve çeşitliliği müdafaa ettiği için Kaos GL, okuyucuları ve destekçilerine sevgimi ve en iyi dileklerimi sunuyorum.

‘Dinî değerler hiçbir hükümetin yapısına harmanlanmamalıdır.’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Avrupa Parlamentosu Üyesi, LGBT Intergroup eşbaşkanı Michael Cashman, Türkiye’nin insan hakları rotasını, son ekonomik sıkıntıları ve homofobi ve nefret ile elele ilerleyen yükselen milliyetçiliği Kaos GL Dergisi ve internet sitesi için değerlendirdi. Kaos GL Dergisi’nden Umut Güner aşağıdaki soruları hepimiz için Cashman’a yöneltti.
 
Türkiye’yi çok yakından takip ediyorsunuz ve sizi ilk defa 2003’te homofobi ve transfobi karşıtlarına konuşma yaparken izledik. Aradan 8 yıl geçti. O zamandan beri bu ülkede nelerin değiştiğini gözlemliyorsunuz?
 
LGBT’leri ayrımcılıktan koruyan yasaların ilerlemesi yavaş oluyor ve trans bireylerin tacize uğraması devam ediyor. Yine de, sivil toplum ve kamuoyunda olumlu yönde bir ilerleme yaşandı, ayrıca LGBT STK’larından yana mahkeme kararları çıktı. Ama hala yapılacak çok şey var ve değişimin devam edeceği konusunda iyimser ve olumlu kalmaya devam ediyorum. Türkiye kendini diğer İslamî ülkelere bir model olarak gösterecek.
 
2003’te AKP siyasi arenada bir zafer kazandı ve şu anda iktidardaki 3. dönemi.   Şimdilerde ülkenin gün be gün daha muhafazakârlaştığı görüşü oldukça yaygın. Avrupa Parlamentosu açısından bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Muhafazakâr değerler yükselişe geçse bile bu değerler kimseye dayatılmamalı. İnsan hakları ve azınlıklara saygı temeline kurulmuş modern demokrasinin özü budur, yasalar ve anayasa da bunu yansıtmalıdır. Ayrıca Türkiye anayasasının seküler doğasının devamını sağlamalı ve ona saygı göstermeliyiz. Dinî değerler hiçbir hükümetin yapısına harmanlanmamalıdır. Dinî değerler o değerlere inananlar tarafından saygıyla anılır ve paylaşılır: bu tür değerlere hepimiz saygı göstermeliyiz; fakat bunları paylaşmayan kişilere asla dayatma yapılmamalıdır. Din ve inanç bir tercih meselesidir ve siyasetten ayrı tutulmalıdır.
 
Özellikle 11 Eylül’ün ardından Avrupa Birliği ülkelerindeki yapı göç ve seyahat politikalarında ciddi kısıtlamalar getiriyor. Buna paralel olarak yükselen İslamofobi ve yabancı düşmanlığı ile birlikte milliyetçiliğin de yükseldiğine inanılıyor. Acaba muhafazakârlaşan yalnızca Türkiye değil de tüm Avrupa kıtası mı?
Yalnızca 11 Eylül 2001’den sonra değil, ekonomik gerilemenin ardından çoğu ülke endişe yaratacak türden dar bir milliyetçiliğe doğru geri çekildi. Türkiye bunu yapmadı çünkü ekonosi diğerlerinden hızlı ilerliyor ve işsizlik tarihi bir şekilde düşük. Sıklıkla korku önyargıyı doğuruyor ve tüm önyargılar açık fikirlilik ve eğitimle aşılabilir. İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve diğer tüm önyargı, ayrımcılık ve stereotipleştirmelerden nefret ederim. Aşırı gruplardan ve eylemlerinden nefret etmeliyiz ve ardından insanların aşırı görüşlere bağlanma sebeplerini ortadan kaldırmalıyız. Önyargı ve korku sıradan saygın erkekleri ve kadınları temsil ediyormuş gibi gözüken stereotipleri zorlamadığımız sürece sürmeye devam edecek.
 
Son sorum olarak... Kaos GL Dergisi ve Kaos GL internet sitesi okuyucularına bir mesaj verebilir misiniz?
Nefret ve önyargıyla mücadelede tüm yaptıkları ve çeşitliliği müdafaa ettiği için Kaos GL, okuyucuları ve destekçilerine sevgimi ve en iyi dileklerimi sunuyorum. LGBT bireyler için eşitlik gelecek çünkü Eşitlik tarafsızlık, iyilik ve adaletin alamet-i farikasıdır. (Umut Güner/Kaos GL)

Etiketler: yaşam
İstihdam