‘Eşcinsel karşıtı suçlarla mücadele için sadece kelimelere değil eyleme ihtiyaç var’

 

Uluslararası Af Örgütü 28 Haziran’da yayımladığı brifing’de sık sık lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyleri hedef alan nefret suçlarının gereken şekilde soruşturulması ve kovuşturulması için Bulgar yasalarında acil bir revizyon yapılması tavsiyesinde bulundu.

 

Onlarca LGBT birey gerçek ya da algılanan cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle dövüldü, tecavüze uğradı ve hatta bir vakada öldürüldü. Uluslararası Af Örgütü cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği uzmanı Emily Gray bu suçların birçoğunun gerektiği gibi soruşturulmadığını ve cezasız kaldığını söyledi.

 

Bulgar yetkililer sadece işlenen suçlardaki homofobik ve transfobik nedenleri ortaya çıkarmakta başarısız olmuyor, ayrıca failleri adalete teslim etmekte de başarısızlar.

 

Uluslararası Af Örgütü’nün “Yasaları değiştirmek, fikirleri değiştirmek: Bulgaristan’da homofobik ve transfobik nefret suçlarıyla mücadele etmek” adlı brifingi, polis ve savcıların LGBT’lere yönelik kapsamlı ve geniş çaptaki ayrımcı yaklaşımlardan kaynaklanan nefret suçlarının ortaya çıkarılmasında başarısız olmasına odaklanıyor.

 

Emily Gray “Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde nefret suçlarıyla ilgili mevzuatın mevcut olmaması nedeniyle saikler nadiren aranmakta ve açığa çıkarılmakta. Eğer polis bu tür suçları azaltmak ve engellemek için etkili stratejiler geliştirmek istiyorsa faili suça iten sebepleri ortaya çıkarmaları oldukça önemli” dedi.

 

25 yaşındaki tıp öğrencisi Mihail Stoyanov, 30 Eylül 2008’de Sofya’da bir parkta öldüresiye dövüldü. 2010 da iki genç adam şüpheli olarak tutuklandı. İkili “serseri saiklerle adam öldürmek”le suçlandı ve iki yıl ev hapsine mahkum edildi. Bu süre boyunca Savcı’nın herhangi bir suçlama yöneltmemesi sonucu serbest bırakıldılar.

 

Geçen yılın Mart ayında Sofya’da düzenlenen Onur Yürüyüşü’nden sonra Ivelina, Kaloyan, Mitko, Kristina ve Svetlio bir grup genç adam tarafından saldırıya uğradı. Üçü yumruklandı ve tekmelenerek yere düşürüldü. Saldırıya uğrayan beş kişi, olayı rapor ettiğinde polis onlara olayı kışkırtıp kışkırtmadıklarını sordu.

 

Aradan bir yıl geçmişken polis hala suçu işleyenlerin kimliklerini belirleyemedi ve vakanın kendileri için öncelik taşımadığını söyledi. Ivelina, Uluslararası Af Örgütü’ne “Bu davanın çözüldüğünü görmek istiyorum. Bu önemli çünkü yetkililerin bunu önemsediği ve sorunları çözebilecekleri mesajını verecek” açıklamasında bulundu.

 

Trans bireyler, lezbiyen gey ve biseksüel bireylerden daha fazla ayrımcılığa ve saldırıya uğruyor. Bazı vakalarda polisin trans bireylere karşı gösterilen şiddeti araştırmayı reddettikleri iddia edildi. Ayrımcı yaklaşımlar sık sık trans bireylerin iş bulmasını engelliyor ve birçoğu hayatta kalmak için seks işçiliği yapmak zorunda kalıyor.

 

Bulgar yetkililer LGBT bireylerin eşitliği yönünde bazı adımlar attı. Eşcinsel ilişkiyi suç saymaktan çıkardı ve 2002 yılında reşitlik yaşını eşitledi, 2004 yılında kabul edilen Ayrımcılığa Karşı Korunma Yasası uyarınca cinsel yönelim temelli ayrımcılığı yasakladı.

 

Mart 2012’de polis memurları Sofya’da nefret suçlarıyla mücadele konusunda eğitim toplantılarına katıldı. Nisan 2012’de cinsel yönelim temelli nefret suçlarını da içeren yeni bir Ceza Kanunu taslağı istişareye sunuldu. Fakat daha fazlasının yapılması gerekiyor.

 

Emily Gray, “Toplum içinde yaygın olan homofobi ve transfobi ile önyargılı yaklaşımlara karşı acil önlem alınması gerekiyor. Gerçek ya da algılanan cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliklerine karşı yapılan saldırıları nefret suçu kabul etmek ve bunları kapsayacak kanunların çıkarılıp uygulanması önemli bir ilk adım. Bulgar yetkililer gey, lezbiyen, biseksüel ve trans bireyler ya da bu şekilde algılananlara yönelik saldırıların hoş görülemeyeceğini açıkça belirtmeli. Yetkililer ayrıca bu tarz saldırıların derinlemesine soruşturulacağını ve sorumluların kovuşturmaya maruz kalacağını dile getirmeli” dedi.