‘Herkes Dernek Kurarsa Anarşi Çıkar’

İlk üyesini geçen yıl nefret cinayeti ile kaybeden Siyah Pembe Üçgen Derneği, İzmir’deki LGBT örgütlülüğünü geliştirmek için gökkuşağı bayrağını kara ve mor bayraklarla birlikte dalgalandırdı.

 

Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği, 2010 yılını değerlendirdi.
 

 Geçtiğimiz sene, Siyah Pembe Üçgen İzmir'in gündemindeki en önemli olay, kuşkusuz, İzmir Valiliği’nin derneğimizi kapatma talebiyle açtığı davaydı. 17 Ekim 2009 tarihinde açılan davaya karşı Ocak ayına girer girmez, insan hakları savunucusu kişi ve gruplardan oluşan bir İnisiyatif kurduk ve kapatma davasıyla ilgili eylemlerimize başladık.

 

Siyah Pembe Üçgen İzmir Kapatılamaz İnisiyatifi, davayı protesto etmek amacıyla hazırladığı eylem serisine, 9 Ocak’ta gerçekleştirdiği “SESSİZ EYLEM” ile başladı. Yaklaşık 20 kişiden oluşan inisiyatif gönüllüsü, ellerinde, harflerden oluşan dövizlerle sloganlar yazdı. Diğer bir grup da, manifesto ve broşürleri dağıttı. Eylem, günün çeşitli saatlerinde, İzmir’in farklı mekânlarında tekrarlandı.
 

İzmirlilerin yoğun ilgisi ile karşılaşan inisiyatif, duruşma gününe kadar her hafta, farklı eylemlerle “Örgütlenme Özgürlüğü” kampanyasını sürdürdü.

 

İnisiyatif, 16 Ocak Cumartesi günü, Alsancak’ta açtığı stant ile bilgilendirme yaparken; diğer yandan da “Genel Ahlaksız Hatırası” ile, genel ahlaka ve ailenin korunmasına aykırı bulunduğu için açılan davayı protesto etti.
 

Herkes Dernek Kurarsa Anarşi Çıkar

İzmir Valiliği'nin "Genel Ahlak"a ve "Türk aile yapısı”na aykırı olduğu iddiasıyla Siyah Pembe Üçgen hakkında açtığı davanın ilk duruşması 9 Şubat 2010 tarihinde İzmir Adliyesi'nde görüldü. Başsavcı Sami Dündar, derneğin itirazlarına "siyasi partilerin bile kapatıldığı bu ülkede bu davaya da itiraz edilmemelidir" şeklinde karşılık verdi ve ekledi: “Herkes Dernek Kurarsa Anarşi Çıkar”

 

6 Şubat’ta, Siyah Pembe Üçgen hakkında açılan kapatma davasına atfen “Derneğimle Uğraşma Katilleri Yakala” yürüyüşüyle başlayan “Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Günleri”nin ikincisi, 20 Şubat Cumartesi günü sona erdi. Bu kapsamda çeşitli atölye, panel, forum ve söyleşilerle nefret suçları ile ilgili bir dizi eylem gerçekleştirildi. Öldürülen gazeteci Baki Koşar'ın adına düzenlenen Nefret Suçları ile Mücadele Günleri'nde “Nefret Suçlarıyla Mücadele Ödülleri”nin ikincisini, medya alanında Gazeteci Bawer Çakır, hukuk alanında ise Avukat Senem Doğanoğlu aldı. Sanatçıların da destek verdiği Nefret Suçları ile Mücadele Günleri'nde Güncel Sanatçı/Ressam Serpil Odabaşı “Kat(i)li Mübah” sergisiyle ve Tiyatro Oyun Deposu da “Çirkin İnsan Yavrusu” adlı oyunlarıyla yer aldılar

Derneğimizin İlk Üyesi Öldürüldü

Nisan ayı sonu Siyah Pembe Üçgen İzmir için çok üzücü bir haberle sona erdi. Derneğimizin ilk üyesi, arkadaşımız Azra'yı bir Nefret Cinayeti sonucu 27 Nisan tarihinde kaybettik. Bu olaydan birkaç gün sonra, 30 Nisan tarihinde görülen Siyah Pembe Üçgen İzmir'in kapatılması istemiyle açılan davanın üçüncü celsesinde yargı, derneğimizin kapatılmaması yönünde, lehimize karar verdi. Buruk bir sevinç yaşadık.

 

Azra'nın ölüm haberinden birkaç gün sonra çıkan mahkemenin bu kararını, Azra ve cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri yüzünden ayrımcılığa uğrayan, yaşamlarını yitiren diğer tüm LGBTT bireylerin hatırasına ithaf ettik. Bu kararın hemen ertesi günü, coşkuyla alanlardaydık. Tarih 1 Mayıs'tı ve biz gökkuşağı bayraklarımızı kara bayraklar ve mor bayraklarla birlikte dalgalandırdık.

 

Derken Yaz ayları geldi ve Rock-A zamanı gelip çattı. Dördüncüsü düzenlenecek Rock-A festivali için hazırlıklar tamamlandı. Festival alanının (İzmir Özdere Rainbow Köyü) kapıları 15 Temmuz Perşembe günü saat 12.00′da tüm katılımcılara açıldı. Dayanışmanın ve karşı çıkışın festivali Rock-A dördüncü yılında İzmir-Özdere'deydi.
 

Her ne kadar Rock-A’da bu sene tema olarak “ekoloji” vurgulanmış olsa da 2009′daki “Ayrımcılığa Rock-A!” sloganı ile başlayan süreç meyvelerini vermiş olmalı ki 2010′da ayrımcılığa uğrayan kesimlerin festivalde kendilerini daha rahat ifade ettikleri gözle görülür bir şekilde fark ediliyordu. Beraber halaylar çekildi; kara bayraklar ve gökkuşağı bayrakları birlikte dalgalandı; yoldaşlık kültürü kendini her alanda hissettirdi. İzmir’de Siyah Pembe Üçgen İzmir'in de desteklediği, yeni örgütlenmeye başlayan “Anarko-Queer İnisiyatifi” de cinsel ayrımcılığa, homofobiye ve transfobiye karşı duruşun festivaldeki sesi oldu.

İzmir'de 25-27 Nisan tarihlerinde Esra, Ayşe Selen ve Azra'nın ölümüyle sonuçlanan Nefret Cinayetleri'nde bir kez daha gördük ki, erkek egemen nefret söylemi, kadınların şiddete uğramasına ve hatta yaşamlarını kaybetmelerine gerekçe olarak gösterilmek istenmektedir. Bu bahanelerin son bulması ve kadınlara yönelik nefret cinayetlerinin önlenmesi talebiyle, Amargi İzmir Oluşumu ve Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği bir araya gelerek "Nefrete Bahane Çok İnisiyatifi"ni kurdu. İnisiyatif eylemlerine ilk olarak 5 Kasım tarihinde Alsancak'ta başladı. Ardından 3 Aralık'ta Bornova'da ve 4 Aralık'ta da Karşıyaka'da eylemliliklerine devam etti. Halen de aktif olarak çalışmaya devam etmektedir.

2010 yılı, Siyah Pembe Üçgen İzmir için -biraz klasik olacak ama- hüzün ve sevincin bir arada yaşandığı bir yıl oldu. Yine pek çok LGBT birey, tüm Türkiye'de olduğu gibi, İzmir'de de ayrımcılığa uğradı; kolluk kuvvetleri tarafından kötü muameleye maruz kaldı ve ne yazık ki bir kısmı da nefret cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi. Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra, Siyah Pembe Üçgen İzmir, dernek olarak yoluna devam ediyor ve artık daha geniş; kültür merkezi olarak da kullanılabilen bir mekanı var. LGBT bireylere hukuk, sağlık gibi alanlarda destek sunabiliyor ve gün geçtikçe, çalışma alanlarına yenilerini ekleyerek; İzmir’deki LGBT örgütlülüğünü geliştirmek için emek vermeye devam ediyor.