14/08/2012 | Yazar: Kaos GL

‘Kriz bahanesiyle bireysel özgürlükleri çiğnenebilir, vazgeçilebilir gören düşünce akımlarına karşı duyarlı bir tepki göstermek sadece İtalyan LGBT derneklerinin değil, bütün sivil toplumunun zarurî görevidir.’

‘LGBT Hareketi Kriz Döneminde Daha da Yükseliyor’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Kriz bahanesiyle bireysel özgürlükleri çiğnenebilir, vazgeçilebilir gören düşünce akımlarına karşı duyarlı bir tepki göstermek sadece İtalyan LGBT derneklerinin değil, bütün sivil toplumunun zarurî görevidir.”

Francesco Boraldo / Kaos GL

Torino’daki “Maurice” derneğinde gönüllü olarak çalışan Patrizia Ottone, 50 yaşında. Felsefe ve ilahiyat mezunu olan Ottone, Torino’da yaşıyor ve kütüphaneci olarak çalışıyor.

KaosGL.Org okurları için İtalya’da yaşanan ekonomik krizin LGBT toplumunu nasıl etkilediğini soruşturduğumuz mini dizimizde Maurizio Nicolazzo’nın ardından Patrizia Ottone ile görüştük. 

Patrizia Ottone’den ekonomik zorluğun gündelik yaşamını nasıl etkilediğini kaosgl.org’a anlattı.

“Kriz ortak hayat projemizi elimizden aldı”

“Krizin en büyük etkisini özel hayatımda yaşıyorum. Şu an eşim Torino’da iş bulamıyor, o yüzden şehre taşınamıyor, beraber oturamıyoruz. Birkaç yıl önce kısa bir süre için tek bir maaşla beraber oturmak mümkün olabilirdi… ama şimdi böyle bir düzen çok riskli görünüyor. Sonuç olarak ortak hayat projemizi durdurmak zorunda kaldık.”

“50 yaşında yeniden işe başlamak zorunda kalmak kâbus gibi”

“Ne de olsa, işten atılma riski var. 50 yaşındayken yeniden başlamak zorunda kalmak kâbus gibi: iş dünyasında genç rakipleri geçmek çok zor, en az 15 yıl güvenilmez ve kısa vadeli sözleşmelere imza atmak zorunda kalabilirim. Bu yetmezmiş gibi, yaşlandıkça sağlık masrafları artıyor.

“Gelecekte bir tür karşılıklı yardımlaşma derneği ortaya çıkabilir”

“Bu duruma iki şekilde tepkiliyim: bir taraftan var olan politik, kolektif ve dayanışma ağlarımı güçlendirmeye, onlarla ilgilenmeye çalışıyorum. Yani gelecekte bir tür karşılıklı yardım derneği ortaya çıkabilir, ne bileyim. Diğer taraftan da bilgilerimi artırmak ve yeteneklerimi geliştirmek amacıyla meslekî eğitim kurslarına gidiyorum: böylece yeni bir iş bulmaya mecbur kalırsam, daha donanımlı olmuş olacağım. İtiraf etmeliyim ki hem düzenli hem de hiç hesapta yokken ortaya çıkan harcamalarıma çok daha fazla dikkat ediyorum.”  

“Her kriz döneminde olduğu gibi İtalya’da da medeni haklardan bahsetmenin bir lüks olduğu düşüncesi gelişiyor”

Medeni hakların tanınmasını bir yana, Ottone’ye İtalya’da geçmişten beri süregelen tartışmanın kesintiye uğrayıp uğramadığını soruyoruz.

İtalya’da yaşanan ekonomik bunalım, politik durağanlığa yol açacak kadar ciddi boyutta mı? Eğer o kadar ciddiyse, bu durumun tartışmalı medeni haklara olumsuz bir etkisi olması kaçınılmaz gibi mi görünüyor?

“Bence İtalya’da medeni haklar üzerine ciddi bir tartışma hiç başlamamıştı ki durmasından bahsedilebilsin. Buna karşın evet, geçmişe göre bu tartışmalar çok daha taraflı ve körü körüne bir şekilde devam ediyor, sanırım. Örneğin: ayrımcılık konusunda şimdiye kadar iyi çalışmış olan UNAR’ın [Irkçı Ayrımcılığa Karşı Millî Kurum] bütçesinde, gider revizyonundan dolayı büyük bir kesinti olacak. Ondan sonra her kriz döneminde olduğu gibi İtalya’da da medeni haklardan bahsetmenin bir lüks olduğu düşüncesi ortaya çıkmakta. Krizi bireysel özgürlükleri çiğnenebilir, ara verilebilir olarak gören düşünce akımlarına karşı duyarlı bir tepki göstermek sadece LGBT derneklerinin değil, bütün sivil toplumunun zarurî görevidir.”

“LGBT meselelerinde köklü ve derin bir politika çok daha etkileyici olur”

İtalya’da görevde olan teknokrat bir hükümet böylesi önemli meselelerde etkili bir rol oynayabilir mi? Kısmen de olsa yasal bir düzenleme hazırlayabilir mi? Bu konuda Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Elsa Fornero’nun katolik gazete Avvenire’ye yaptığı açıklamaları hatırlatmak faydalı olabilir. Sana göre o kadar büyük bir sorumluluk politik bir hükümette mi ait olmalı?

“İtalya’da, LGBT bireylerin medeni hakları konusunda kayda değer bir gelişme elde etmek için iç politikaya güvenmek pek işe yaramayacak gibi bir izlenim var. LGBT meselelerine karşı mevcut zihniyet ve politik engel, bu iç politikayla temelleniyor. Bence, köklü ve derin bir politika çok daha etkileyici olur. Yerel yönetimler düzeyinde başarılı yöntemleri örnek alarak, hem eşcinsel çiftlerinin haklarına saygı gösteren, hem de ayrımcılığa karşı olan, yönetime önemli etkilerde bulunacak bir kitle yaratılabilir. Sonuç olarak bu kitle, Meclis, Senato ve hükümetten oluşan merkezi kurumları, onların kararlarını ve yasalarını değiştirmeye zorlayacak.”

“LGBT-dostu şirketlerin hedeflediği ideal müşteriler; erkek, gey, genç, İtalyan ve üst-orta gelir grubuna ait”

Patrizia Ottone’ye LGBT tüketicilere yönelik bazı pazarlama bölümlerinin krizden etkilenmediğini yazan medya organlarını hatırlattık. Son olarak yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen açıkça LGBT-dostu şirketlerin LGBT müşterileri nasıl elde tuttuklarını sorduk.

“Genellikle LGBT-dostu şirketlerinin hedeflediği ideal müşteriler; erkek, gey, genç, İtalyan ve üst-orta gelir grubuna ait oldukları için kendimi tam anlamıyla LGBT tüketici olarak görmüyorum. İtalya’da LGBT-dostu büyük şirketler çok uluslu oldukları için yaygınlar. Halk onları dost canlısı olarak görüyor mu bilmiyorum… çünkü İtalyan kamuoyu, LGBT’ler ile ilgili konulara ilgi göstermiyor açıkçası. Bu yüzden, sahibi LGBT olan küçük ölçekli şirketler Onur Yürüyüşü’ne katılmaya başladı. Onların görünürlüğü, sahibinin politik bir kararıdır. Küçük ölçekli olsalar da taşıdıkları önem çok büyük: kriz döneminde LGBT şirket sahibi olarak kendini finansal tehlikeye atmak cesaret ister. Mesela lezbiyen bir şirket sahibi, Torino Onur Yürüyüşü’ne çalışanlarıyla beraber katıldı.”

“LGBT hareketi kriz döneminde daha da yükseliyor”

Torino’daki yürüyüşlerin politik bir gösteri olarak geliştiğini anlatan Patrizia Ottone, LGBT hareketin kriz döneminde daha da yükseldiğini belirtti.

“İtalya’da düzenlenen Onur Yürüyüşlerini “geniş çaplı etkinlik” olarak tanımlayıp tanımlayamayacağımı bilmiyorum. Belki Roma’da düzenlenen yürüyüş, kimilerine göre “geniş çaplı etkinlik”tir. Şehrim olan Torino’ya ya da daha doğrusu şehrin eşcinsel ortamının beni temsil edebilen kısmına göre Onur Yürüyüşü, sadece hakların gündeme taşındığı politik bir gösteridir. Yürüyüşün amacına ulaşabilmesi, yapılan ekonomik yatırımların değil, kriz döneminde daha da yükselen LGBT hareketinin ve aktivistlerinin katılımları sayesindedir.”

İlgili haber:

“21. Yüzyılın İlk Dönemi “Malî Terör” Yılları Olarak Hatırlanacak”

http://kaosgl.org/sayfa.php?id=12087 


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam