27/07/2012 | Yazar: Kaos GL

Sahnede alkışlanıp sokakta küfredilen bir hayatın içinde üçüncü tekil şahıslar. Aralarında çok afili meslekleri icra ettiğinden kendini saklayanlar da var.

‘Şimdi müşteriler rahatsız olur. Paket yap gideyim’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Hepimiz gibi sevdikleri için en kıymetliler. Sevinçleri ve hüzünleri var. Aynı yeryüzünün misafiriyiz, aynı damak tadına sahibiz.
Tuttuğumuz takımlar, dinlediğimiz müzikler, okuduğumuz kitaplar, hatta küfürlerimiz bile aynı.
 
Kadının “Bizden değil”; erkeğin “Bizden hiç değil” diyerek yok saydığı ama “Biz de buradayız” tavrıyla var olduklarını kabul ettirmeye çalışıyorlar.
 
Sahnede alkışlanıp sokakta küfredilen bir hayatın içinde üçüncü tekil şahıslar. Aralarında çok afili meslekleri icra ettiğinden kendini saklayanlar da var.
 
Birçoğumuz gibi şiddetin her türlüsüne (duygusal, cinsel, ekonomik ve fiziksel) maruz kalıyorlar.
 
Geçen yıl İzmir’de bir eşcinsel cinayeti işlendi. Kurbanın ismi ve öldürülüş şeklini hatırlatıp, yarayı deşmek değil niyetim. Gazetedeki fotoğraf, o eşcinselin son yolculuğuna sadece din görevlisi ve mezarlıktaki görevliler eşliğinde uğurlandığını anlatıyordu. Belki de ölüm şeklindeki korkunçluktu, yalnız bırakılışının nedeni...
 
Üniversiteden sınıf arkadaşım Burcu Purtul’un Vatan Gazetesi’nde yayınlanan “Travesti Polis” haberi gündeme oturunca nedense bir yıl önceye ait o fotoğrafı anımsadım. Eğer Burcu’nun başarılı haberine konu olan eşcinsel polis, yargıya taşınan bir suç işlemeseydi, yani haber değeri taşıyan bir hikaye yesahip olmasaydı yine de “eşcinsel” kimliğiyle mesleğini icra edebilir miydi?
 
Ve son bir olay daha. Geçenlerde arkadaşımla yemek yediğimiz lokantaya bir eşcinsel geldi. Garsonu kapıya çağırıp “Bize de yemek veriyor musunuz?” diye sordu. Garson şaşkınlıkla, “Nasıl yani?” dedi.
 
Bu kez eşcinsel, “Yani biz de parasını ödeyip yemek alabiliyor muyuz? Bazı yerler vermiyor da” deyiverdi.
 
Garson bayağı şaşırmıştı. Önce, “Yok abla, ay pardon abi!...” sonra “Yani şey diyecektim. Öyle şey mi olur? Hepimiz insan değil miyiz?” dedi ve ekledi: “Buyurun salonumuz klimalıdır.”
 
Eşcinsel ise, “Şimdi müşteriler rahatsız olur. Paket yap gideyim” demekle yetindi. Kendi gibi olmayana yaşam hakkı tanımayanları, dört kitaptan hangisi “insan” olarak tanımlar sizce? Farklı kahramanları olan bu üç eşcinsel hikayesine nereden baktığımız önemli gerçekten. Birbirimize hangi arada bu kadar yabancılaştığımızı düşünmekte...
 
Yargılamak yerine anlamayı seçmek, sözde değil özde aydın olmanın ilk şartı bence.
 
İyi insan olmak, en büyük erdemimiz değilse, cinsiyetimizi atalım çöpe. (Nuray Kaya/haberturk.com)
 

Etiketler: yaşam
İstihdam