02/09/2014 | Yazar: Kaos GL
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Ankara’daki LGBTİ’ler Kuğulu Park’ta barış çadırı kurdu.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Ankara’daki LGBTİ’ler (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) Kuğulu Park’ta barış çadırı kurdu. LGBTİ’leri yok sayan bir barış anlayışının eksik kalacağını belirten katılımcılar “söyleyecek sözümüz, barışı kuracak gücümüz var” dedi.
Barış çadırı etkinliğinde yer alan Trans Danışma Merkezi Derneği’nden Barış Sulu’yla barışın LGBTİ’ler için ne anlama geldiğini konuştuk.
Dünya Barış Günü’nde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına dikkat çeken bir barış çadırı kurma fikri nasıl oluştu?
Barıştan bahsederken cinsel yönelimler, cinsiyet kimlikleri pek dillendirilmiyor. Sadece var olan savaşlardan bahsediliyor ama toplum da bizi sürekli dışlıyor, dışarıya itiyor ve bizimle barışmak istemiyor aslında.
Toplumun LGBTİ’lerle de barışması gerekiyor. Sadece etnik kimlik ve din üzerinden değil, cinsel kimlik üzerinden de insanların birbiriyle barışması gerekiyor. Buna dikkat çekmek için LGBTİ’ler olarak bir çadır kurma gereksinimi hissettik.
LGBTİ’lerin barıştan beklentisi nedir?
Son dönemde yalnızlaşma, intiharlar, nefret söylemi ve suçları çok fazla artmış durumda. Böyle büyük bir kavramsal çerçeve üzerinden bakmak gerekiyor olaya. LGBTİ’lerin beklentisi toplumun bizi başka bir gezegenden gelmiş gibi değil, bizim de gayet onların içinden geldiğimizi görmesi. Sokakta yürürken de birlikte yürüdüğümüzü, otobüse binerken de o otobüste LGBTİ’lerin olduğunu fark etmeleri...
Toplumun her alanında, her çeşit yerinde varız biz. Hiçbir şekilde dinimiz, dilimiz, ırkımız üzerinden ayırmaya gerek yok. Her çeşit dinin içinde, her çeşit ırkın içinde, her yerde olabiliyoruz. O yüzden toplumun bütün kimliklerle barışıyor olması lazım. Toplumun LGBTİ’leri güçlendiriyor olması gerekiyor. Devletin her kademesinde ayrımcılığa uğruyoruz, toplumun bir an önce bizimle barışması lazım.
Etiketler: yaşam
