02/07/2013 | Yazar: Kaos GL

Mersin LGBT Topluluğu 7 Renk, ‘Hikâyeni Anlat’ yarışmasının ödül töreni ve Harvey Milk filminin gösterimini, Akdeniz Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi.

Mersinli LGBT’ler Açılıyor Güçleniyor! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Mersin LGBT Topluluğu 7 Renk, “Hikâyeni Anlat” yarışmasının ödül töreni ve Harvey Milk filminin gösterimini, Akdeniz Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi.
LGBT mücadelesinin, eşcinsellerin daha fazla görünür olmasıyla ivme kazanacağı gerçeğinden yola çıkarak, LGBT bireyleri açılmaya teşvik etmek amacıyla düzenlenen yarışmanın ödül törenine, yaklaşık 100 LGBT ile çeşitli siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
 
Ödül töreninin ardından ise LGBT’lerin örgütlenmesinin önemine vurgu yapmak için, “Harvey Milk” filminin gösterimi yapıldı.
Etkinlikte (30 Haziran) ilk sözü 7 Renk Yönetim Meclisi Üyesi Gizem Ondokuz alarak, katılımcılara etkinlik ve 7 Renk hakkında bilgi verdi. Ondokuz, etkinliği düzenleme amaçlarıyla ilgili şöyle konuştu:
 
“Hikâyeni anlat özgüvenin artsın”
“Açılmalıyız. Dik ve onurlu bir şekilde kimliğimizi savunma iradesi göstermeliyiz. Pek çoğumuz için belki kolay olmayacak ancak sanırım buradaki insanlar hayatları boyunca kimliğini bulamamış bir pısırık olarak yaşamaktansa, onurlu bir karakter sergilemeyi tercih edecek kişilerdir diye düşünüyorum. Hikâyeni anlat yarışmasını da bu sebeple düzenledik. LGBT bireylerin kendilerinden, kendi yaşadıkları ve hissettiklerinden bahsetmelerini sağlayarak özgüvenlerini artırmak, açılmalarını sağlamak istedik. Unutmamalıyız ki LGBT mücadelesi eşcinsellerin daha çok görünür olmaları ve toplumun her kesiminde, her meslek dalında kendilerini insanların gözüne gözüne sokmaları ile daha da kolaylaşacaktır."
“Mersin kamuoyunun homofobisiyle mücadele edeceğiz”
7 Renk’in Mersin’de yaşayan LGBT’lerin sesini duyurmak amacıyla yerel bir örgütlenme olarak ortaya çıktığını ifade eden Gizem Ondokuz,  topluluğun tanıtımını yaptığı konuşmasında şunları kaydetti:
 
“Misyonumuz; eşit yurttaşlık ve insanca yaşam taleplerimizi hayata geçirmek adına, ortak hareket ilkesiyle, LGBT haklarını Mersin kamuoyunda yüksek sesle savunmaktır. Vizyonumuzu ise şu ilkeler çizmektedir: LGBT bireylerin kapalı kapılar ardından çıkarak,  toplumsal yaşamın içinde onurlu bir şekilde kimlikleriyle var olmaları için mücadeleye sevk etmek. Mersin kamuoyundan başlamak üzere, toplumda egemen olan heteroseksist anlayış ve bu anlayışın ürünü olan homofobiyle mücadele etmek. Eşcinselliğin bir hastalık veya sapkınlık olmadığı; heteroseksüellik gibi doğal bir cinsel yönelim olduğu gerçeğini öğretmek. Toplumda eşcinseller ve eşcinsel haklarıyla ilgili farkındalık yaratmak. LGBT bireylerin eşit yaşam hakkını elde etmesi için uygun toplumsal ve yasal ortamın temin edilmesine azami düzeyde gayret göstermek."
 
“Tek cinsel yönelim heteroseksüellik değildir”
Katılımcılar arasında ve bazı LGBT’ler arasında bile halen bazı kavramlara yabancılık çekildiğini belirten Ondokuz konuşmasının devamında heteroseksizm ve homofobi hakkında bilgi verdi.
 
“Heteroseksist anlayış, heteroseksüelliği yüceltip, onu biricik cinsel yönelim sayıp, eşcinselliği dışlayan, aşağılayan, küçük ve kötü gören ve gösteren anlayıştır. Heteroseksizmin ürünü olan homofobi ise eşcinsellere ya da eşcinselliğe karşı duyulan nefret, korku, hoşnutsuzluk ve ayrımcılıktır." dedi.
 
“Ne yanlışız, ne hastayız, ne sapığız”
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin 1973 yılında eşcinselliği "Akıl Hastalıkları Teşhis ve İstatistikleri Klavuzu"ndan çıkardığının altını çizen Ondokuz, 1 Ocak 1993’te de Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinselliği  "Uluslararası Hastalıklar Sınıflandırması"ndan çıkardığını ifade etti.
 
Ondokuz şöyle devam etti: "Biz buyuz ve bu gerçekleri anlatmak için yola çıktık. Yani ne yanlışız, ne hastayız, ne sapığız, ne deliyiz. Bir erkek nasıl bir kadından hoşlanıyorsa, bir kadın nasıl bir erkekten hoşlanıyorsa ve bunlar normalse, normal kabul ediliyorsa; bir erkek bir erkekten, bir kadın bir kadından da hoşlanabilir ve bu da aynı heteroseksüellik gibi normaldir ve normal kabul edilmek zorundadır. İfadelerim biraz sivri gelebilir ancak gerçekleri ne kadar açık ve yüksek sesle ifade edersek, o kadar etkili olacağımız kanaatindeyim. ’Aman alttan alalım, aman onlar çok biz azız; eğilelim bükülelim’ ile olmuyor, olmaz. Evet tekrar ediyorum, herkes heteroseksüelliği nasıl normal kabul ediyorsa bizi de normal kabul edecek, etmek zorundadır. Aksi halde heteroseksizmin bu faşizan tutumu, eşcinselleri de kendi eksenlerinde faşist olmaya doğru itiyor.
 
Nasıl yani diyecek olursanız, bildiğiniz gibi faşizmin kaynağı basit  milliyetçilik, yani kendi niteliklerine sahip olanları sahiplenme, kendi grubu dışında gördüklerini ise ötekileştirme, ezme esasına dayalı sakat, savaşçı, gayri insani bir anlayışı ifade eder. Bazı arkadaşlarım bu düşüncelerim yüzünden adımı ’heterofobik’e çıkardılar! Bu işin şakası ancak verilmek istenen mesaj belli; onu alırsak yeter.”
“Devlet, cinsel haklara saygılı olmak ve bu hakları çiğnememek zorundadır”
“Ayrıca Allah aşkına kendinden emin, onurlu hangi insan baskıya, karşı atak geliştirmez ki? İşin aslı, yani eşcinselliğin bir hastalık veya sapkınlık olmadığı ile ilgili gerçekler böyle. İşin bu kısmını da geçtim ve Sayın Başbakan gibi ’Velev ki tercih; ben böyle istiyorum,  bu benim hayatım ve istediğim gibi yaşarım’ da diyorum. Çünkü demokratik toplumlarda, o topluma vatandaşlık bağı ile bağlı olan her bireyin; yaşam hakkı, konut hakkı, çalışma hakkı, eğitim hakkı gibi temel hakları varsa cinsel hakları da vardır. Bu hakların temel dayanağı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’dir. Daha sonra cinsel hakları garanti altına alan çeşitli metinler de ortaya çıkmıştır ve Türkiye bu metinlerin altına imza atmıştır. Buna göre devlet, cinsel haklara saygılı olmak ve bu hakları çiğnememek zorundadır. Bu hakları korumak ve çiğnetmemek için çalışmak zorundadır. Yasal ve adli düzenlemelerle cinsel hakların, tam olarak yaşama geçmesini sağlamak zorundadır.”
“Kimi seveceğimiz devleti ilgilendirmez”
“Cinsel haklar bu kadar önemlidir çünkü cinsellik her insanın kişiliğinin ve kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Cinselliğin tam gelişimi ve özgürce yaşanması bireysel ve toplumsal mutluluk için temel gerçeklerden biridir.
 
Kısacası bir insanın ve o insanın tabi olduğu toplumun mutlu olabilmesi için nasıl ki karnını doyurması, ev-araba alması, çalışması, eğitim görmesi vs ne kadar önemli ve gerekli ise cinselliğini yaşaması da o kadar önemli ve gereklidir.
 
Devletler cinsel hakları garanti altına alırken, yurttaşlarının cinsel yönelimleri arasında ayrım yapamazlar. Kimi seveceğimiz veya kiminle sevişeceğimiz başkalarını, hele hele devleti hiç ilgilendirmez. Devlet bizim haklarımızı garanti altına almak zorundadır.”
 
“Tek bilmiş AKP mi?”
“Peki bunca gerçek, bilimsel ve uluslararası nitelikte metinlerle kayıt altına alınmışken, bizim devletimiz ve özellikle Hormonlu Domates ödüllü iktidar partimiz AKP ve onun mensupları, dünyanın çok ve tek bilmişi mi ki bizi tanımamakta halen ısrar ediyor? Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin anayasaya eklenmemesi için kustukları homofobiyi hepiniz biliyorsunuz!”
 
“Özgür yaşam hakkı sadece heteroseksüellere tanınmış bir ayrıcalık değildir”
“Arkadaşlar önce biz birbirimizi bilgilendirmek, cesaretlendirmek zorundayız. Ailemizden başlamak üzere, heteroseksist anlayışı yıkmak zorundayız. Bunu da en güzel örgütlü mücadele ile sağlarız. Bu inançla, bu beklentiyle yola çıktık. Çünkü özgür yaşam hakkı, sadece heteroseksüellere tanınmış bir ayrıcalık değildir. Hiç bir hak kimsenin tekelinde değildir.”
 
“Transların yaşadıkları sıkıntılara karşı anayasal güvence”
Etkinlik 7 Renk üyelerinin konuşmalarıyla devam etti. Söz alan trans kadın Tuna Şahin, konuşmasında yeni anayasada eşitlik ilkesine, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin eklenerek ayrımcılığa karşı anayasal güvence istediklerini vurguladı ve transların yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
 
Bir başka trans kadın olan Yağmur da konuşmasında 7 Renk’e yeni katıldığını ve Mersin’de böyle bir örgütlenmeye gidilmesinden son derece memnun olduğunu söyledi. Yağmur, umutlu konuşarak "Son dönemde Ankara ve İstanbul’da sürekli alanlardaydım ve gençler büyükleri gibi en azından onlar kadar homofobik değiller. Meydanlarda bizlere büyük bir destek var. Biz de bir an önce daha fazla eylemsellik sergilemeliyiz" diye konuştu.
 
Siyasi partilerden Mersinli LGBT’lere destek
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Mersin İl Başkanı da bir konuşma yaparak örgütlü mücadelenin önemine değindi ve 7 Renk üyelerine başarılar diledi.
 
Kadın Emeği Kolektifi’nden Sonay Doğan da konuşmasında ataerkil yapının öğretilerinin, kadınlar ve LGBT’lerin yaşamlarındaki olumsuz etkilerinden söz etti.
 
Etkinliğe Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin yanı sıra Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) ve Kadın Emeği Kolektifi temsilcileri katıldı.
“Hikâyeni Anlat”ın ilk 5’i
Konuşmaların ardından “Hikâyeni Anlat” yarışmasında dereceye giren ilk 5 hikâye açıklanarak hikâyeler okundu ve sahipleri ödüllendirildi.
 
Yarışmada ilk 5, 7 Renk Yönetimi tarafından şu şekilde sıralandı: Sonay B., Gizem Ondokuz, Serkan Buğa, Akın Köse.
 
Birinci olan Sonay, ödülünü annesinin elinden alırken her ikisi de gözyaşlarını tutamadı. Yaşanan duygusal anlardan salondaki herkes nasibini aldı ve tüm misafirlerin gözleri doldu.
 
Ardından Harvey Milk filminin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından etkinlik sona erdi.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’den 7 Renk üyelerine destek
7 Renk üyeleri daha sonra, LGBT Onur Haftası nedeniyle bir yürüyüş gerçekleştirmek üzere FORUM AVM önünde toplanan Gezi Direnişçileri ile bir araya geldiler. Ancak polisin yürüyüşe izin vermemesi üzerine, AVM önünde pankart ve dövizlerini açarak gökkuşağı bayrakları altında sloganlar eşliğinde direnişe katıldılar. 7 Renk Yönetim Meclisi Üyesi alanda yaptığı konuşmada, eşcinsel haklarına vurgu yaparak, ezilenlerin kurtuluşunun hep beraber mümkün olacağını vurguladı. 7 Renk üyelerine BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de yaptığı konuşma ile destek verdi. LGBT’ler direnişin ortak sloganlarının yanı sıra "Homofobik hükümet yıkılacak elbet, AKP ne ayol, Faşizme karşı bacak omuza, Zıpla zıpla zıplamayan homofobik, Susma haykır eşcinseller vardır" sloganları attılar.

Etiketler: yaşam
İstihdam