MSF: Birlikte Özgürleşmek İçin Birlikte Mücadele

2. Mezopotamya Sosyal Forumu (MSF), Sosyal Hareketler Asamblesi sonuç bildirgesi taslağının okunmasının ardından dün sona erdi.

Birlikte mücadele ile birlikte özgürleşmek için ezilenlerin koalisyonunun hedeflenmesi gerektiğini söyleyen Kaos GL temsilcisi Ali Erol, farklı alanlardan biraraya gelerek yüzlerini birbirine dönen kesimlerin özgürlük mücadeleleri arasında hiyerarşinin MSF’nin varlık gerekçesine uymayacağını belirtti.

 

21-25 Eylül tarihleri arasında “Wê Azadî Bı Serkeve” (Özgürlük kazanacak) sloganıyla Diyarbakır’da Sümerpark’ta gerçekleştirilen MSF’ye, 250 kurum, inisiyatif ve oluşum ve yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Ortadoğu ayağının yoğun olduğu Forumda 5 gün boyunca 12 belgesel gösterimi, 3 atölye, 3 tiyatro ve 13 oturum düzenlendi. Ayrıca açılışta Bandista, Ermenistan’dan Van Project ve Mezopotamya Halklarının Melodisi de bir konser verdi. 5 gün boyunca ayrıca çeşitli sanat gösterileri de yapıldı.

 

MSF Sosyal Hareketler Asamblesi sonuç bildirgesinin taslağına ilişkin Tigris Salonu’nda katılımcıların yer aldığı tartışmalar yürütüldü. Tartışmalardan önce 5 gün süren etkinliklerden derlenen sinevizyon gösterimi sunuldu. Gösterimin ardından Gençlik, Ekoloji, Dil, Kadın çadırları ile Dünya Çapında Halkların Kollektif Hakları Ağı ayrı ayrı hazırladıkları sonuç bildirgelerini okudu.

 

Ortadoğu’da halkların başkaldırısı statükocu yönetimleri devirse de küresel kapitalizmin ve emperyalist güçlerin müdahaleleri halkların haklarını kazanmalarını engellemektedir denilen taslakda, “Ortadoğu halklarının başkaldırısını bir tesadüf olarak görmüyoruz. Bu başkaldırılar emek hareketleri başta olmak üzere toplumsal hareketlerin yıllardır yürütmekte olduğu mücadelelerin bir sonucu olarak görüyoruz” denildi.

 

MSF’de “LGBT” oturumuna katılan Kaos GL temsilcisi Ali Erol, Forumun kapanış toplantısı olan Sosyal Hareketler Asamblesinde söz alarak, LGBT realitesi için “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” kaydı hatırlattı ve taslakta yer alması gerektiğini söyledi.

 

Birlikte mücadele ile birlikte özgürleşmek için ezilenlerin koalisyonunun hedeflenmesi gerektiğini söyleyen Erol, farklı alanlardan biraraya gelerek yüzlerini birbirine dönen kesimlerin özgürlük mücadeleleri arasında hiyerarşinin MSF’nin varlık gerekçesine uymayacağını belirtti.

 

Sosyal Hareketler Asamblesinde, Ekoloji Çadırı sonuç bildirgesi, "Maddi ve manevi kültür olarak toplumun tüm alanlarında endüstrileşme, ulus-devletleşme ve kapitalistleşmenin ekoloji duvarına çarpması, sadece özgür-demokratik toplumun inşasına değil, yaşamın kendisine de bir çağrıdır. Bu çerçevede tüm ekolojistleri birlikte ve daha güçlü mücadele yürütmeye çağırıyoruz" diye kaydedildi. 

 

Anadil eğitiminin temel insani bir hak olduğuna vurgu yapılan bildirgede, "Her anadilin eğitim sürecinin bütün aşamalarında ve kamusal işlemlerde kullanılması garanti altına alınmalıdır" değerlendirmesi yapıldı. 

Dünya Çapında Halkların Kolektif Hakları Ağı sonuç bildirgesinde ise, Kürt halkının mücadelesiyle dayanışma içinde olunacağı belirtilerek, amaçlarını doğrudan bağlantılı bir coğrafya ve sosyo-politik bağlam içinde gerçekleştirmenin kendilerini mutlu ettiği belirtildi.

Kadın sonuç bildirgesinde de, kadınların ortaklaşabileceğinin bir kez daha ortaya çıktığına vurgu yapılarak, yapılan tartışmalarda varılan sonuçlar şu şekilde aktarıldı: "Kadın kırımına karşı çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yürüten kadın çevrelerine destek vermek. BM ’Soykırım’ tanımına kadın kırımının da bir insanlık suçu olduğu ibaresi eklenerek Jinosid, Feminisid, Femili gendersid kavramlarının kullanımı için gerekli tüm girişimler başlatılmalı" denildi.

 

Sosyal Hareketler Asamblesi sonuç bildirgesi, MSF katılımcısı kurumların imzasına açıldıktan sonra kamuoyuna sonuç bildirgesi olarak deklare edilecek.