18/11/2024 | Yazar: Kaos GL
Derneklerin raporunda Türkiye’de LGBTİ+’ların karşılaştığı sistematik ayrımcılık, şiddet ve yoksulluğa ilişkin veriler BM’ye sunuldu.
Fotoğraf: Ateş Alpar
Murat Çekiç Derneği’nin liderliğinde Kaos GL ve 17 Mayıs Dernekleri, Birleşmiş Milletler Evrensel Periyodik İnceleme (EPİ) öncesi rapor sundu.
Türkiye hakkında dördüncü Evrensel Periyodik İnceleme, 2025 yılında yapılacak. Türkiye, diğer 13 devletle birlikte incelemeye tabi tutulacak.
TIKLAYIN - Türkiye’de yasakçı BM’de inkarcı!
Sistematik ayrımcılık, şiddet ve yoksulluk
Üç dernek, EPİ öncesi BM’ye sundukları raporda LGBTİ+'ların Türkiye'de karşılaştıkları sistematik ayrımcılık ve şiddeti hatırlattı. Raporda, 2020'den bu yana Covid-19 salgınının şiddetlendirdiği otoriterliğin yükselişiyle birlikte, LGBTİ+'ların artan düzeyde yoksulluk, işsizlik ve ayrımcılığa kaldığı vurgulandı.
Aşırı sağ popülizmin ve toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerin artan etkisi, LGBTİ+ karşıtı söylemleri yoğunlaştırarak Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi ve uluslararası yükümlülüklerin ihlal edilmesiyle sonuçlandığını hatırlatan raporda, devletin LGBTİ+ karşıtı söyleminin çoğu zaman cezasızlıkla karşılanan nefret suçlarını körüklediğine dikkat çekildi.
Raporda ayrıca LGBTİ+’ların başta ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü ve şiddetten korunma olmak üzere temel hak ve özgürlüklere erişimden sıklıkla mahrum bırakıldığı vurgulandı.
Rapor; translar, interseksler mülteci LGBTİ+'lar, seks işçisi toplulukları ve HIV ile yaşayan LGBTİ+'lara özel olarak odaklanarak bu grupların sağlık, barınma ve istihdam gibi çeşitli sektörlerde karşılaştıkları kesişimsel ayrımcılığa ilişkin veriler sundu.
Tavsiyeler
Raporda ayrıca 17 tavsiye yer aldı:
- Bir yıl içinde Türk Ceza Kanununun 122. maddesinde sayılan nefret motivasyonlarına cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini ekleyin;
- Bir yıl içinde TİHEK kuruluş kanununun “Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı” başlıklı üçüncü maddesini LGBTİ+’lar tarafından yapılan ayrımcılık konulu başvuruların da incelenmesini sağlayacak şekilde değiştirin,
- TİHEK kuruluş kanununda değişiklik yaparak üyelerinin bağımsızlığını ve kurumun tarafsızlığını güvence altına alın,
- Transların geçiş süreçlerinde bedensel ve hormonal müdahaleyi zorunlu tutan Türk Medeni Kanununun 40. maddesini değiştirin ve bedenlerine müdahaleyi kabul etmeyen transların cinsiyetinin hukuken tanınmasını sağlayın,
- Intersekslere tıbbi zorunluluk dışında doğum sonrasındaki müdahaleleri yasaklayın ve bu tip müdahaleler nedeniyle doğan zararlara karşı tazminat yolu sağlayın. Bu çocukların dava hakkının 18 yaşını tamamlamalarının ardından kullanabilmelerinin yasal zeminini hazırlayarak failler için koruyucu bir zırha dönüşen zamanaşımı kurallarının uygulanmamasını sağlayın,
- Sözde onarım pratiklerini yasaklayın,
- Nefret söylemi yayan medya kuruluşlarına Basın İlan Kurumu aracılığıyla kamusal fon aktarımını sonlandırın,
- Radyo Televizyon Üst Kurulunun kuruluş kanununda değişiklik yaparak bu kurumun LGBTİ+’lara dönük nefret yayınını teşvik eden yapısını değiştirin ve nefret söylemi üreten radyo ve televizyonlara yaptırım uygulaması için somut kurallar koyun,
- LGBTİ+’ların barışçıl ifade özgürlüğü önündeki engelleri kaldırın ve trans yürüyüşleri, onur yürüyüşleri, 17 Mayıs yürüyüşleri gibi toplantıların ve LGBTİ+ örgütler tarafından düzenlenen etkinliklerin Valilik ve Kaymakamlıklar tarafından sistematik olarak yasaklanması uygulamasına son vererek bu konuda kanuni düzenleme yapın,
- Yardımcı üreme tekniklerini yalnızca heteroseksüel çiftlere tanıyan düzenlemeleri değiştirin,
- Bir yıl içinde, sığınmacıların LGBTİ+ oldukları için hayatlarının ya da özgürlüklerinin tehdit altında olacağı herhangi bir ülkeye geri gönderilmemelerini sağlamak için yönetmelikler ve güvenlik protokolleri gibi yasal ve politik önlemler alınmalıdır;
- İnsan hakları savunucularına yönelik keyfi gözaltı, kötü muamele ve medyada karalama kampanyaları gibi tüm keyfi davranışları ortadan kaldırın ve gözdağı, tehdit ve şiddete karşı yeterli şekilde korunmalarını sağlayın.
- AİHM'in zorunlu askerlik hizmeti ve vicdani ret ile ilgili kararlarını uygulamak ve değiştirmek, sivil hizmet alternatiflerini sağlamak ve GBTI+ kişiler için askerlik hizmetinden muafiyet gerekçesini tanımlarken DSÖ ICD 11'i bir sonraki döngüde uygulayın.
- LGBTİ+ öğrencilere yönelik zorbalık, taciz, damgalama, sosyal dışlama ve şiddetin önlenmesi amacıyla ilk ve orta öğretimde okul müfredatında her yönüyle kapsayıcı insan hakları derslerinin uygulanması için Yogyakarta İlkeleri ile uyumlu tedbirleri bir sonraki döngü içerisinde alın.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na, bir sonraki döngü içerisinde, istihdam süreçlerinde ve iş yerlerinde cinsiyet temelli ayrımcı uygulamaların kovuşturulması ve yaptırıma tabi tutulması için özel bir yetki verin.
- Türk Ceza Kanunu'nun 225, 226 ve 227. maddelerindeki damgalayıcı ve ayrımcı mevzuatı değiştirerek seks işçiliğini suç olmaktan çıkarın ve bir yıl içinde seks işçilerinin sosyal güvenlik haklarını ve iş güvenliğini garanti altına alın.
- UNAIDS 95-95-95 stratejisine uygun olarak sivil toplumdan kilit nüfus temsilcileriyle işbirliği içinde Ulusal AIDS Planını yürürlüğe koyun ve PreP ve PeP'i bir sonraki döngü içinde ücretsiz ve kolay erişilebilir hale getirin.
Bir önceki EPİ döngüsünde neler olmuştu?
2020’de dönemin Türkiye Hükümeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı Birleşmiş Milletler’de (BM) 16 devletin LGBTİ+ hakları ile ilgili tavsiye ve eleştirilerine yanıt verdi. Tavsiyeler, Türkiye'nin Evrensel Periyodik İnceleme toplantısında yöneltildi.
Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı; Ankara’da iki yılı aşkın bir süredir süresiz LGBTİ+ etkinlik yasağı, İstanbul’da Onur Yürüyüşü’nün 2015 yılından beri yasaklanması, Mersin, İzmir ve Antalya’da Onur haftalarının yasaklanması, İstanbul’da Queer Olympix spor etkinliğinin yasaklanmasına rağmen Türkiye’de LGBTİ+’ların toplantı ve gösteri özgürlüğü olduğunu iddia etti. Kaymakçı, “Toplantı ve gösteri özgürlüğü ile ilgili olarak, 2017 yılında LGBTİ’ler 97 faaliyet yaptı. Bunlara 20 bin kişi katıldı. 119 kişi şiddet nedeniyle gözaltına alındı. Sistematik bir yasaklama yok” dedi.
Kaymakçı, yasalarda LGBTİ+ haklarının açıkça korunmamasını ise şu ifadelerle savundu: “Anayasamızın 10. Maddesine “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Buradaki “ve benzeri” ibaresi cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini kapsıyor. Dolayısıyla cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin diğer yasalarda geçmesine gerek yok.”
Öte yandan BM, AK, AB ve pek çok insan hakları örgütü anayasa ve yasalarda cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet özelliklerinin açıkça yer almasının insan haklarının kullanılabilmesi için öneminin ve gereğinin altını çiziyor.
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, kültür sanat, mülteci, nefret suçları, çalışma hayatı, eğitim, kent hakkı, barınma, aile, sağlık, siyaset, hiv, yaşlılık, dijital şiddet, onur yürüyüşü, ekonomi, dava, özel haber, araştırma, inceleme