09/07/2014 | Yazar: Kaos GL

Queer Müslümanların yanı sıra ana akım İslam tarafından ötekileştirilen diğer insanların deneyimlerini anlatan bir proje New York’ta sahneleniyor.

Müslüman Olarak Açılma: Aşkın Radikal Eylemleri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çoğu seküler LGBTQIA çevrelerinde, inançlı bir insan olmak çok daha fazla yükle birlikte gelebilir. Ramazan aynının başlamasıyla beraber, hem queer hem de Müslüman olmanın, sevme, cinsiyetinize sahip çıkma ve ibadet etme haklarınızın üzerine çok sayıda fobiyi çektiğini kabul etmemek zor bir hale geldi. Müslüman Olarak Açılma: Aşkın Radikal Eylemleri, 8-9 Temmuz’da New York şehrindeki Fresh Fruit (Taze Meyve) Festivali’nin bir parçası olarak sunulacak. İslam’ın içinde kökleri olan queer bir aktivist olarak, rol arkadaşları olan Wazina ve Terna’yı kendileri, şu anki projeleri ve New York’ta yaşayan insanların bu gösteriden neler bekleyebilecekleri hakkındaki paylaşımları için davet etmekten daha fazla gurur duyamazdım!

 

J Mase III: Müslüman Olarak Açılma nasıl ortaya çıktı? Bize kendi rolünüzden ve başka kimlerin dâhil olduğundan bahsedebilir misiniz?

 

Terna: Müslüman Olarak Açılma, Wazina ve benim İslamofobiyi Durdurmak adını verdiğimiz bir projeden gelişerek ortaya çıktı. Bu proje, New York şehrindeki gençlik çalışanlarının, çalışmaları sırasında İslamofobiyle baş edebilmelerini kolaylaştırmak amacıyla düzenlediğimiz yedi haftalık oturum serilerinden oluşuyordu. Wazina da ben de sosyal adalete derinden bağlı queer Müslümanlar olarak, queer Müslümanların yanı sıra ana akım İslam tarafından ötekileştirilen diğer insanların deneyimlerini de dâhil etmenin zorunlu olduğunu hissettik. Katılımcılarımızdan biri, tiyatro yapımcısı ve her alanda son derece başarılı bir kadın olan Laura Marie, kendi Müslüman eserleriyle birlikte destekçilerimizden gelen birkaç eserin de yer aldığı görsel bir galeri oluşturmak üzere bizi davet etti. Ben hayatım boyunca bir yazardım ve birkaç yıldır da tiyatroyla yakından ilgileniyordum. Her ne kadar galeri mekânlarını ve girişimlerini son derece sevsem de, hiçbir zaman kendim bir tane meydana getirme yükümlülüğü altına girmemiştim. Wazina için de bu durumun aynı olduğunu düşünüyorum ama gene de kabul ettik.

 

Haziran 2011’de, New York şehri Onur ayı boyunca, gerçekten güzel olduğu ortaya çıkan gösterimizin açılışını yaptık. Sevgili Patrick Mulcahy tarafından yapılan ve dünyanın çeşitli yerlerinden Müslümanların ifadelerini içeren güzel bir fotoğraf serimiz vardı (Patrick Mulcahy queer Müslümanların portrelerini çekmeye devam ediyor). Beklediğimizden daha fazla insan geldi ve her şeyiyle gerçekten güzel bir deneyimdi. Bundan sonra, sevgi dolu ve etkili bir şekilde son derece ikna edici olan Laura Marie, Wazina’ya ve bana bir gösteri düzenlemek ister miyiz diye sordu ve bunu, Wazina ve ben yazarken, gösteriyi ortaya çıkararak ve daha pek çok şeyi mümkün kılarak bizim için oldukça kolay bir hale getirdi. Başlangıçta küçük bir tiyatroda üç gece ile yola çıktık. Neredeyse üç yıl sonra işte buradayız! Şimdi eşsiz Alsarah’ın yaptığı mükemmel bir ses sistemimiz de var. O da yapabildiği zamanlarda bizimle gösteriye çıkıyor.

 

J Mase: Hedef izleyici kitleniz kim? Bu çalışmanın amacının ne olduğunu düşünüyorsunuz?

 

Terna: Bu “Sadece kendimin böyle olduğunu düşünüyordum”, “Daha önce hiç başka bir queer Müslümanla tanışmamıştım” ya da “İslam’ı queer olduğum için terk ettim” diyen herkes için. Ben kişisel olarak, gösteri yaptığımız zaman özellikle aynı zamanda queer ve inançlı olmayı başaramadığını hisseden insanları hedefliyorum. Gösteriyi sahnelediğimiz her zaman, gösteriden önce böyle bir durumu ihtimal dâhilinde görmeyen insanlarla tanışıyoruz. Gösteriden sonra, aynı anda ikisini de olabilmek daha mümkün olmaya başlıyor. Bence gösterinin amacı ayrıca “Tanrının yarattıkları arasında hepimize yer var” mesajının iletilmesi için aracı olmak.

 

Wazina: Bence gösteri, sohbetler ve her bölümün arkasındaki mesaj/niyet LGBTQIA şemsiyesinin altında toplanan, özellikle beyaz / farklı etnik kökene sahip olmayan insanlar için. Queer olarak açılmak kişisel olarak benim için asla çok zor olmadı; ancak halka açık ve ortak kullanılan alanlarda beyaz insanlarla birlikte queer çevrelerin içinde olduğumda, Müslüman ve Afgan bir kadın olarak açılmak daha karmaşık bir hale geldi, bu bazen zordu ve her zaman insanların kaşlarının kalkmasına ya da bir dizi meraklı soruya sebep oluyordu. Genelde bana sorular sorulduğunda ve onları cevapladığımda kendimi özel ve hatta önemli hissederdim; ancak gittikçe, bu konuşmaların altında yatan İslamofobi, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının üstü kapalı (ve bazen hiç de üstü kapalı olmayan) rolünü fark ettim. Bu işin amacı tüm insanların algılanan ya da gerçekten var olan bütün farklılıklarıyla var oluşlarını onaylamak!

 

J Mase: “Müslüman Olarak Açılma”yı özellikle mi Ramazan süresince sahneliyorsunuz? Bunun yaptığınız işin nasıl algılandığını değiştireceğini düşünüyor musunuz?

 

Terna: Biliyorsunuz, bu Ramazan boyunca performansımızı sergilediğimiz ikinci yıl. Oturup “Haydi Ramazan boyunca gösteriler düzenleyelim” demedik; ancak gene de bunun fırsatların ortaya çıktığı bir dönem olması açısından özellikle böyle olduğuna kesinlikle inanıyorum. Bu bize başka türlü aynı odada olamayabilecek insanları bir araya getirme şansı veriyor. Bu açıdan bakınca da, bu ayın ruhuyla son derece uyumlu. Başkalarının Ramazan boyunca gösteri yapmamızı bu ay için uygunsuz olarak yorumlayabileceğini düşünüyorum ama bize göre öyle değil. Ayrıca benim de daha önce bilmediğim ve Sudan’da bulunan Laura Marie’den duyduğum kadarıyla, iftardan sonra gösteri düzenlemek oldukça yaygın. Wazina ve ben ay boyunca çeşitli şekillerde oruç tutuyoruz ve bu yıl da gene Ramazan blogu geleneğimizi devam ettireceğiz.

 

Wazina: Ramazan derinlemesine düşünmekle ilgili. Annem bana her zaman Ramazan’ın sadece ağzımı tutmaktan (ve yememekten) ibaret olmadığını ve gösteriyi halka ve kendi topluluğumuza açmam gerektiğini hatırlattı. Ben de her bir gösteriden ortaya çıkacak dersler üzerine düşünebilmek için sabırsızlanıyorum. Ayrıca, durup gösterinin üçüncü bir yıla uzayabilecek olduğunu düşünmekten ve Ramazan’ın kendi yolunu bizlerinkiyle nasıl kesiştirdiğine gülümsemekten kendimi alamıyorum.

 

J Mase: Sizin kişisel olarak LGBTQIA topluluğundaki İslam fobisiyle baş etme yönteminiz nedir?

 

Terna: Araya girmek, araya girmek, araya girmek! Genelde insanlar benim olduğum ortamlarda İslamofobik şeyler söylediklerinde, yaptığım ilk şey Müslüman olduğumu bilmelerini sağlamak olur. İnsanların belli bir kimliğin çevrelerinde olmadığını düşündüklerinde söyledikleri şeyler hayret verici. Ben de oraya giriyorum ve sevgi dolu bir şekilde, insanların daha önce farkında olmadığı, perspektiflerinin dışında bırakılmış önemli bakış açılarından haberdar olmalarını sağlıyorum. Tabi ki bazen de sinirleniyorum ve insanların onları durdurma mesajını eğer gerçekten duyabilecekleri şekilde iletilmemişse algılayamadıklarını görüyorum. Sonra ırkçılığın tüm türleri, beyazların ayrıcalığı, tek ve tutarlı “Amerikan kültürü” miti de ağa takılıyor. Bazen kendi varlığını tekrar tekrar vurgulamak sıkıcı olabiliyor; ancak bunun yapılması gerekiyor. Ben bu işi sadece kendimiz için yaptığımız bir dünyada olmadığımıza inanıyorum, biz bunu varlıklarını güvenle ortaya koyamayan tüm insanlar için yapıyoruz. Bu da benim her yapabildiğimde sesimi yükseltmemi gerektiriyor. Son zamanlarda baskı karşıtlığı yerine baskıya karşı gelmek teriminin kullanıldığını duydum. Bunu beğendim. İnşallah ben de LGBTQIA topluluklarında ve ötesinde baskıya karşı gelmek için mücadele edeceğim.

 

Wazina: LGBTQIA topluluğunda İslamofobiye karşı gelmek benim için durmadan gelişiyor. Aynı Terna gibi, ben de tekrar tekrar Müslüman olarak açılıyorum. Sinirleniyorum, alaycı olmaya çalışıyorum, susuyorum ve yokluğumun kendisi için konuşmasına izin veriyorum. Bundan ayrı olarak, dostlarımın ve Müslüman olmayan yoldaşlarımın İslamofobiye karşı çıkmaya verdikleri desteğe güveniyorum. İslamofobiyi Durdurmak isimli çalışma grubumuza ilk başladığımız zamanlarda, amaç 11 Eylül’ün onuncu yıl dönümünün ötesine geçebilmek ve eğitimcilerin kendileri için İslam’ı ve Müslüman gençler ile ailelerinin deneyimlerinin zengin ve karmaşık yapısını anlayabilmeleri için gerekli donanıma sahip olmalarını sağlamaktı. Bana göre, birisiyle bir hikâyeyi paylaşmak ve kişisel bir bağ kurmak bakış açılarını değiştirmemizin ve dönüştürmemizin özü. Bu ayrıca gösterimizde hikâyeler anlatmayı seçmemizin de sebebi.

 

J Mase: Diğer queer Müslümanların bu gösteriden ne almalarını istiyorsunuz? Ya Müslüman olmayan queerlerin?

 

Terna: Ben diğer queer Müslümanlar’ın da Müslüman Olarak Açılma sayesinde onaylanmış, değer verilmiş ve takdir edilmiş hissetmelerini istiyorum. Ayrıca kendilerini daha büyük bir toplumsallık duygusuna bağlı hissetmelerini ve “Müslüman” sıfatı altında hepimize yer olduğunu bilmelerini istiyorum. Bu gösterinin katkıda bulunduğu şeylerden en gurur duyduğum, queer Müslümanların birbirine bağlı hissetmesini sağlaması. Müslüman olmayan ancak inançlı queerler için de, her ne kadar inançlarımızın kimi ayrıntıları farklı olabilse de, buradan kendilerini bağlanmış hissederek ve kendilerinin de ifade edildiğini görmüş olarak ayrılmalarını arzu ediyorum.

Kendini inançlı olarak tanımlamayan ve Müslüman olmayan queerlerinse, bizim var olduğumuz ve bazılarımızın inanmayı seçtiği gerçeği konusunda daha rahat olmalarını umuyorum. Ayrıca gösterinin, Müslüman olmayan queerlerin, Wazina ve benim de deneyimlediğimiz, inanç konusuna düşüncesizce ya da oldukça bilgisiz bir şekilde davranılan ve ilişkilerde çatlaklara yol açan bazı küçük çaplı saldırganlıklara yönelik bilinç geliştirmelerine yardımcı olmasını istiyorum.

Gösteri aslında oldukça eğlenceli ve aile, aşk ve kültürümüzü yönlendirdiğimiz karmaşık yollar gibi evrensel konuları ele alıyor. Herkesin buradan son derece insancıl olan hikâyelerimizden etkilenmiş olarak ayrılmasını istiyorum.

 

Wazina: Terna’ya daha fazla katılamazdım! Her gün genç insanlarla çalışan bir eğitimci olarak, cinsel yönelimiyle ve cinsiyet kimliğiyle/ifadesiyle sorunu olmaması için mücadele eden queer, inançlı ve queer ya da queer olmayan inançlı gençlerle tanışıyorum; ancak onlar için sorunları olmamasından daha fazlasını istiyorum: Onların ve hepimizin toplumumuzda, sınıflarımızda ve evlerimizde uygun şartlar altında gelişmemizi istiyorum.

 

Ayrıca bu işin, süreç içinde kendimizi hatalarımız için affedebilmek, kendimize iyi davranabilmek (Terna’nın her zaman bana söylediği gibi!) ve anlayış için şefkat ve empati getirmesini de istiyorum- bu konuda bilgisiz olan ve bazen bizi inciten insanlara karşı şefkat, kendimiz ve yaşadığımız süreçler için şefkat, kişinin kendisi ve kat ettiği ilerleme için şefkat. Her şeyden önemlisi, queer Müslümanların, Müslüman olmayan queerlerin ve diğer herkesin, yaşamlarımız için, hayal bile edilemeyecek radikal imkânlara alternatif alanlar yaratmasını istiyorum.

 

J Mase: İnsanlar “Müslüman Olarak Açılma” hakkında başka ne bilmeliler? Sizi başka nerde bulabiliriz?

 

Terna: Davet edildiğimiz her yere gidiyoruz! Gösterinin parçası olarak çoğu zaman insanlara cevap veriyoruz ve/veya çeşitli konular hakkında atölye çalışmaları düzenliyoruz. Gösteriyi ve onunla birlikte gelen sohbetleri her yere götürmek istiyoruz. Bizi her zaman comingoutmuslim.com’da bulabilirsiniz.

 

Wazina: New York’ta yaşayan ya da buraya seyahat eden herkes bizi 8 Temmuz Salı ve 9 Temmuz Çarşamba günlerinde, akşam 9’da, East Village Wild Project’teki Taze Meyve Festivali’nde bulabilir. Biletler burada satın alınabiliyor!

 

“Müslüman Olarak Açılma”nın fragmanı için aşağıdaki videoya göz atabilirsiniz!

 

Kaynak: Huffington Post

 

İlgili haberler:

 

MARHABA’nın eşcinsel imamı: Allah adına insanları dışlamaktan vazgeçin!

Malavili imamdan eşcinsel haklarına destek

Arap, Müslüman, HIV+ ve eşcinselim, sırada ne var?!

Müslümanlar eşcinsel evliliklere neden destek vermeli?

“Kuran eşcinselliğe karşı değil”  


Video Haber İkon  İlgili Video:


Etiketler: yaşam, din/inanç
İstihdam