28/02/2011 | Yazar: Kaos GL

Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Yürüyüşü’nün üçüncüsü İzmir’de yapıldı.

Nefret Suçları ile Mücadele Yürüyüşü İzmir’de Yapıldı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Yürüyüşü’nün üçüncüsü İzmir’de yapıldı. Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneğinin organize ettiği III. Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Haftası kapsamında 26 Şubat Cumartesi günü yapılan yürüyüşe 50’yi aşkın kişi katıldı.
 
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Yürüyüşü, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde, Sevinç Pastanesi önünde yapılan basın açıklaması ile başladı. Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği adına basın açıklamasını okuyan Deniz San, “Bizler hak savunucusu örgütler olarak, Ayrımcılıkla Mücadele Kanun Tasarı'sına 'cinsel yönelim ve cinsel kimlikleri' ifadesinin yeniden eklenerek, bir an önce Meclis gündemine getirilmesini istiyoruz" diye konuştu.

Deniz San, “Bizim haklarımızı ve kimliğimizi koruyacak olan taslak, İçişleri Bakanlığı’ndan tırpanlanmış olarak çıktı. 'Eşitlik ilkesi, ayrımcılık yasağı, yasak kapsamındıki ayrımcılık türleri' başlıklı maddede 'cinsel kimlik' ibaresi de taslaktan çıkarıldı. İçişleri Bakanlığı bürokratları, daha önce, 2004’te, TCK sürecinde yapıldığı gibi, bir kez daha LGBT bireylerin temel insan haklarının, yasal güvenceye alınmasına set çekti. Kimi bakanların eşcinsellere yönelik nefret söylemini, bizzat ürettikleri gerçeği de göz önüne almak lazım. İçişleri Bakanlığı’nın bu tutumu ne yazık ki bizi yine şaşırtmadı. Nefret suçlarının hazırlayıcısı olan nefret söylemleri, medyada, tüm yurttaşlar karşısında eşit mesafede durması gereken kamu kurumlarında, hatta akademide üretiliyor. Eşcinselliğin hastalık olduğunu söyleyen bakan, dekolte giyen kadınların tecavüzü hak ettiğin söyleyen ilahiyatçı profesör, antik şehirleri bir iki kırık taştan ibaret gören bürokrat, barınakları gereksiz, köpek cinsinin kıyımı için uygun zemin sayan belediye başkanı; aynı ayrımcı, katılaşmış nefret zihniyetinin uyguluyacalarıdır” dedi.

Üst düzey yetkililerinin bu tutumunun yukarıdan aşağıya yansıdığını, şiddete en fazla transseksüellerin maruz kaldığını belirten Deniz San, “Bizler hak savunucusu örgütler olarak, Ayrımcılıkla Mücadele Kanun Tasarı'sına 'cinsel yönelim ve cinsel kimlikleri' ifadesinin yeniden eklenerek, bir an önce Meclis gündemine getirilmesini istiyoruz. Bu taleplerimiz gerçekleşene kadar, eşitlik ve özgürlük mücadelemiz sürecektir” diye konuştu.
 
 
Basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçen grup, Kıbrıs Şehitleri Caddesinde “Sokak Sanatçıları”nın konserinin ardından Bornova Sokaktan geçip Alsancak Garına vardılar. Yürüyüş boyunca, “Nefret Suçları Politiktir”, “Eşcinseliz/Travestiyiz! Buradayız! Alışın Alışın Gitmiyoruz!”, “Aşk Aşk Hürriyet, Uzak Olsun Nefret” sloganları atıldı. Yürüyüşe İstanbul ve Ankara’dan LGBT örgütlerden ve kampus topluluklarından temsilciler de katıldı.
Basın Açıklamasının Tam Metni
 
Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Haftası Etkinliklerinin üçüncüsü, 19-27 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilmekte… Bilindiği gibi, Türkiye’de son yıllarda, İnsan Hakları Savunucusu örgütlerin gündeminden düşmeyen “Nefret Söylemi ve Nefret Suçları”na dair taleplerin bir kısmı, “Ayrımcılıkla Mücadele Taslağıyla” ilk kez hukuki düzenlemeye kavuşturulacaktı. Hazırlanış sürecinde, Adalet Bakanlığı’nın; akademisyenlerden, barolara, içinde Lgbt derneklerin de yer aldığı Sivil Toplum Örgütleri’ne kadar geniş ve demokratik bir çerçevede görüş sorduğu ve İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) tarafından hazırlanan taslak, İçişleri Bakanlığı’ndan tırpanlanmış olarak çıktı. "Eşitlik ilkesi, ayrımcılık yasağı, yasak kapsamındaki ayrımcılık türleri" başlıklı maddedeki "cinsel kimlik" ibaresi, taslaktan çıkartıldı. Belli ki, kendilerini eşitlik, özgürlük taleplerinin karar verici merci olarak konumlandıran İçişleri Bakanlığı bürokratları, daha önce, 2004’te, TCK sürecinde yapıldığı gibi, bir kez daha, Lgbt bireylerin temel insan haklarının, yasal güvenceye alınmasına set çektiler. Öte yandan, kimi bakanların eşcinsellere yönelik nefret söylemini bizzat ürettikleri gerçeği de göz önüne alınırsa, İçişleri Bakanlığı’nın bu tutumu, ne yazık ki, bizi yine şaşırtmadı. Nefret suçlarının hazırlayıcısı olan nefret söylemleri; medyada, tüm yurttaşlar karşısında eşit mesafede durması gereken kamu kurumlarında, hatta akademide üretiliyor. Nasıl muhafazakar iktidar, küçük derelere kondurduğu hidroelektriksantraller ile biyoçeşitliliğe zarar vermekte, insanlığın ortak değeri olan binlerce antik alanı baraj suları altında bırakıp yok etmekteyse; ayrımcı söylemlerle de kültürel çeşitliliğe, sosyal dokuya zarar vermekte, onu kendi suretinde katılaştırmak istemektedir. Eşcinselliğin hastalık olduğunu söyleyen bakan, dekolte giyinen kadınların tecavüzü hak ettiklerini söyleyen ilahiyatçı profesör, antik şehirleri bir iki kırık taştan ibaret gören bürokrat, barınakları gereksiz köpek cinsinin kıyımı için uygun bir zemin sayan belediye başkanı aynı ayrımcı, katılaşmış nefret zihniyetinin uygulayıcılarıdır. Üst düzey yetkililerinin bu tutumu, yukarıdan aşağıya yansımakta ve nefret suçlarına en fazla maruz kalan trans bireyler de;  tıpkı daha geçen hafta olduğu gibi, transfobik polis şiddetinin mağdurları olmaktalar. 
 
Bizler hak savunucusu örgütler olarak; “Ayrımcılıkla Mücadele Kanun Tasarı”sına “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimlikleri” ifadesinin yeniden eklenerek, bir an önce meclis gündemine getirilmesini; egemen kimliğin baskısı altında bunaltılan tüm kimliklerin özgürlük alanlarının yasal güvenceye kavuşturulmasını; etnik, dinsel, mezhepçi, cinsiyetçi, homofobik, transfobik nefret söylemlerinin ifade özgürlüğü sayılmayarak, suç kapsamına alınmasını talep etmekteyiz. Ve bu taleplerimiz gerçekleşene kadar, eşitlik ve özgürlük mücadelemiz sürecektir. Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Haftası etkinliklerine katılan, destek sunan tüm kurum ve dostlara teşekkür eder, gelecek sene daha özgür bir ortamda buluşmayı umut ederiz.
 
Siyah Pembe Üçgen İzmir LGBTT Derneği

T: +90-232-4644459
e-mail: dernek@siyahpembe.org
website: www.siyahpembe.org

Kıbrıs Şehitleri Cad. 1447 Sok. No: 4/6
ALSANCAK/İZMİR

Fotoğraflar: İsmail Alacaoğlu

Etiketler: yaşam
İstihdam