Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması Kitabı Çıktı

22–28 Kasım 2010 tarihleri arasında Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği tarafından organize edilen "Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması" kapsamında gerçekleştirilen söyleşilerden oluşan etkinliğin kitabı çıktı.
 

Türkiye’de trans bireylere yönelik nefret söylemine karşı "Bize Bir Yasa Lazım" sloganı ile gerçekleştirilen etkinlik kitabında; "HIV AIDS ve Transfobik nefret", "Nefret Suçlarını Yaratan Dinamikler", "Transfobik Nefrete Sivil Toplum Ne Diyor" gibi bölümler ve etkinliğe katılan sanatçılarla röportajlar da yer alıyor.

Kitabın giriş yazısı, "Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması"nın açılış konuşmasını yapan Pembe Hayat Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Kuzucan tarafından kaleme alınmış:
 

"Değerli Katılımcılar,

Bu hafta  "Nefret Suçu Mağduru Trans Bireyleri Anma Haftası". 12 yıl önce bugün ABD'de aslında hiç yabancısı olmadığımız bir olay meydana geldi. Bir transkadın, Rita Hester, San Francisco'daki evinde bıçaklanmış bir şekilde ölü bulundu. Rita Hester'in ardından "Ölümümüzü Hatırlamak" adıyla başlatılan mumlu nöbet tutma eylemi sonrasında transfobik nefret ve önyargıdan dolayı şiddet gören ve öldürülen trans bireylerin onuruna ve trans görünürlüğünün artırabilmesi amacıyla 20 Kasım Haftasının anma haftası olması için dünyanın dört bir yanına çağrılar yapılmaya başlandı. 
 

Pembe Hayat Lezbiyen Gey Biseksüel Travesti ve Transeksüel Dayanışma Derneği olarak biz de son 3 yıldır Ankara’da 20 Kasım Haftasında Nefret Suçlarına ve Nefret Cinayetlerine dikkat çekmek için etkinlikler düzenliyoruz. İlk defa bu sene, bu kadar uzun soluklu ve çok ayaklı bir buluşma düzenliyoruz. Bundan sonraki süreçte, Türkiye’deki ve yurtdışındaki başta trans örgütlenmeleri ve bireyler olmak üzere, cinsiyet kimliği ve ifadesi temelli nefret suçlarına karşı mücadele eden bütün toplumsal kesimlerle işbirliği içerisinde buluşmalarımızı devam ettirmeyi planlıyoruz.
 

Buraya gelmeden önce 22-23 Kasım tarihlerinde, Türkiye’nin çeşitli illerinden trans bireyler olarak ilk defa, kendi sorunlarımızı, çözüm önerilerimizi ve önümüzdeki süreçte nasıl hareket edeceğimizi netleştirmek amacıyla bir araya geldik. Buradan ifade etmekten gurur duyuyorum: iki günlük trans ağı toplantısı, Türkiyeli trans örgütlenmeleri ve bireyler olarak ayrımcılık, şiddet, nefret suçları ve söylemi gibi konularda ortak hareket etmek noktasında net ve kesin bir iradeye sahip olduğumuzu göstermiştir.
 

Trans bireyler olarak nefret cinayetlerine maruz kalıyoruz. Medyada transfobik nefret söylemi aynı yoğunluğu ile devam ediyor. Kolluk kuvvetleri, trans bireylere yönelik transfobik şiddetine devam ediyor. Adli birimler, katillerimizi ceza indirimleri ile ödüllendiriyor.

Yasa yapıcı ve karar vericiler, trans bireyleri görmezden geliyor, demokratik taleplerimizi dikkate almıyorlar. Eğitim, istihdam, sağlık, hizmetlere erişim gibi alanlarda transfobik nefret ve ayrımcılık kol geziyor. Seyahat özgürlüğümüz engelleniyor, ifade özgürlüğümüz kısıtlanıyor, toplumsal baskı, dışlanma ve şiddet ile karşılaşıyoruz. Kısacası, trans olduğumuz için, sırf varoluşumuzdan dolayı "nefret" ediliyoruz !..

 

Buluşmamız kapsamında, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, seks işçiliği, nefret söylemi ve yetersiz mevzuat, transfobik nefrete karşı feminist dayanışma, ailede nefret, medya, sivil toplum ve transfobiye karşı stratejiler, politika, Uluslararası Trans Kimlikler Hastalık Değildir Kampanyası ve uluslararası trans hakları aktivizmi gibi konuları insan hakları savunucuları, hukukçu ve akademisyenler, politikacılar, yabancı misyon temsilcileri, uluslararası aktivistler, sanatçı ve gazeteciler ile konuşma fırsatına sahip olacağız.

 

Ayrıca, bugün saat 18.30’da Çankaya Belediyesi Galeri Kara’da açılışını gerçekleştireceğimiz, uluslararası sanatçılar Gabrielle Le Roux ve Diana Blok’un sergilerini ve film gösterimleri ile tiyatro oyunları da buluşma kapsamına dahil ederek, cinsel kimlik farklılıkları konusuna görünürlük kazandırmak amacındayız.

 

28 Kasım Pazar günü saat 15.30’da gerçekleştirmeyi planladığımız büyük yürüyüş ile bitecek olan Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması, biliyoruz ki, transbireylere yönelik nefret suçları konusunda belli bir süredir trans örgütleri ve bireyler olarak yürüttüğümüz insan hakları mücadelemizin önemli bir adımını oluşturmakta. Bu mücadelemizin, bundan sonraki süreç içerisinde katkı sunmak isteyen bütün trans bireyler ve mücadele arkadaşlarımızdan gelecek katkılarla daha da zenginleşeceğinin farkındayız.

Konuşmamı bitirmeden önce, Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması’na maddi katkı sunan Hollanda Kraliyeti Ankara Büyükelçiliği’ne, TACSO Sivil Toplum Kuruluşları İçin Teknik Destek Projesi’ne, Sivil Toplumu Geliştirme Merkezi’ne; Diana Blok ve Gabrielle Le Roux sergilerini gerçekleştirebilmemiz için önemli katkı sunan Çankaya Belediyesi ve Uluslararası Af Örgütü’ne; etkinliklerimiz için mekan desteğini esirgemeyen Ekin Sanat Tiyatrosu’na; uluslararası LGBT örgütleri ILGA-Avrupa, Transgender-Avrupa, Uluslararası LGBTQ Gençlik ve Öğrenci Örgütü ve Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu’na; buluşmanın organizasyon sürecinde emek harcayan bütün Pembe Hayat Derneği aktivistlerine; ve her şeyden önce, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden katılım gösteren ve en önemli desteği sunan transbireyler ve örgütlerine şükranlarımızı sunmak istiyorum.

 

Biliyorum ki, nefret suçları ile mücadelede en önemli aracımız, trans bireylerin örgütlü mücadelesidir. Daha güçlü bir trans hakları hareketi için dayanışmayla ...