25/02/2016 | Yazar: Kaos GL

Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği’nin 2006 yılında nefret cinayeti sonucu yaşamını yitiren gazeteci-yazar Baki Koşar anısına düzenlediği "Baki Koşar Etkinlikleri", bu yıl derneğin aldığı kararla kültür-sanat festivaline dönüştürüldü.

Nefrete karşı gullüm bir mücadele: 8. Baki Koşar Kültür ve Sanat Festivali Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği'nin 2006 yılında nefret cinayeti sonucu yaşamını yitiren gazeteci-yazar Baki Koşar anısına düzenlediği "Baki Koşar Etkinlikleri", bu yıl derneğin aldığı kararla kültür-sanat festivaline dönüştürüldü.

Özgü Özütök'ün haberi

Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği'nin 8. Baki Koşar Kültür ve Sanat Festivali 'Ses' temasıyla 20-28 Şubat tarihleri arasında İzmirlilerle buluşuyor. Serginin küratörü Yavuz Cingöz, "LGBTİ'ler sürekli 'gullüm' dediğimiz mizahi bakış üzerinden iktidara gülmekle beraber mücadele etmiş bir kitledir. Bu yüzden gülme eylemini biz de iktidara karşı kazanılmış bir zafer olarak düşündüğümüz için bu kolektif gülmeyi örgütlemek istedik" diyerek nefrete karşı ortak ses çıkarmaya çağırıyor.

Siyah Pembe Üçgen Derneği'nin her yıl 2006 yılında nefret cinayeti sonucu yaşamını yitiren gazeteci-yazar Baki Koşar anısına düzenlediği "Baki Koşar Etkinlikleri", bu yıl derneğin aldığı kararla kültür-sanat festivaline dönüştürüldü. Festival kapsamında "Baki Koşar Haftası", 20-28 Şubat tarihleri arasında yapılıyor.

Hem Baki Koşar'ın ölüm yıldönümüne hem de Siyah Pembe Üçgen'in kuruluşuna denk gelen 20 Şubat'ta başlayan 8. Baki Koşar Kültür ve Sanat Festivali'nin bu yılki teması "Ses." İsveç Ulusal Kalkınma ve İşbirliği Kurumu (SIDA) ve Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı tarafından desteklenen festival kapsamında film gösterimleri, tiyatro oyunları, atölyeler ve sergilere yer veriliyor. K2 Güncel Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen 'Devrim Benim Çiçekli Gömleğimdir' isimli sergi açılışında, Kara Pembe Karşı Sanat Kolektifi'nden serginin küratörü Yavuz Cingöz ve Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği'nden Erdem Gürsu ile festivali konuştuk.

"Gülme eylemi iktidara karşı kazanılmış bir zafer"

Yavuz Cingöz, Baki Koşar Nefret Suçlarıyla Mücadele Haftası olarak 2009 yılında başlattıkları etkinliği neden festivale dönüştürdüklerini şöyle anlattı: "Nefret suçu olarak öldürülen gazeteci-yazar Baki Koşar anısına düzenlediğimiz bir haftaydı. Nefret suçları ve söylemlerine dikkat çekiyorduk, fakat bunu 6 yıl boyunca sürdürdükten sonra 7. yıldan itibaren bunu kültür-sanat festivaline dönüştürme kararı verdik. Bu yılda 8.'sini düzenliyoruz. Nefret, suç ve mücadele gibi kelimelerin olumlu bir özelliği olmamasından dolayı insanların gelirken tereddüt etmesine sebep oluyordu. Sadece belli bir gruba hitap ediyor olmamız bizim kaygılarımızdandı."

"LGBTİ'ler iktidara karşı gülerek mücadele eder"

"Ayrıca LGBTİ'ler sürekli 'gullüm' dediğimiz mizahi bakış üzerinden iktidara gülmekle beraber mücadele etmiş bir kitledir. Bu yüzden gülme eylemini biz de iktidara karşı kazanılmış bir zafer olarak düşündüğümüz için bu kolektif gülmeyi örgütlemek istedik" diyen Yavuz, bu nedenle nefret, suç ve mücadele kelimeleri yerine kültür-sanat festivali dediklerini ve yılki temayı da 'Ses' üzerinden yaptıklarını belirtti. "Ortak ses çıkarmak, iç sesimiz, genel olarak ses kavramının ne olduğunu ve bireysel ses çıkarma ya da sloganlara kadar ses çıkarmakla ilgili aklınıza ne geliyorsa her şeyi incelemek ve ele almak istedik."

"Aktivizme karnavalist bir yerden yaklaşıyoruz"

Kara Pembe Karşı Sanat KolLektifi üstlendiği ayrıca Cüneyt Cansever, Cem Doğan ve kendisinin küratörlüğünü yaptığı sergi için Yavuz, "Karşı sanat kavramı üzerinden kamusal alanda sanat; yani kamusal alanları sanat alanlarına dönüştürmek gibi bir tersinleme okumalar yapmaya çalışan organizasyonuz. Kolektifimiz sürekli değişen bireylerden oluşuyor. 2013 yılında 'Ana Akıma Kapılmamak' isimli bir illüstrasyon sergisi organize etmiştik. Bu yıl da K2 Güncel Sanat Merkezi'ni bir sinema salonuna dönüştürmeye karar verdik. Bu illüstrasyon ve video-art çalışması geçen yıl aramızdan ayrılan Zeliş Deniz ve Boysan Yakar anısına yaptığımız bir çalışmadır. Zeliş ve Boysan da, Baki Koşar gibi ve kolektifimiz gibi kültür-sanat festivaline dönüşmesini istememizdeki sebep onlar da aktivizme karnavalist bir yerden yaklaşmalarıdır. Aktivizmi sloganlar atarak, eylemlerde bulunarak değil de kültür-sanat araçlarını kullanarak ve doğrudan eylemi, bu araçları kullanarak yapan arkadaşlardı. Onların aramızdan vakitsiz bir şekilde ayrılmaları bu çalışmayı yapmamızda etkendir. "Devrim benim çiçekli gömleğimdir" isimli sergi de bu zamana kadar Zeliş ve Boysan'ın yaptığı kültür sanat işlerinin ya da doğrudan eylemlerinin karmasından oluşuyor. Burada onların filmlerini, ses kayıtlarını, fotoğraflarını, beden performanslarını bir sergi salonunu kamusal alana dönüştürerek onların çalışmalarını var etmek istedik" diyerek sergiyi ve festivali anlattı.

"Gullümü çıkış noktası kabul ettik"

Siyah Pembe Üçgen Derneği'nden Erdem Gürsu ise, "Bizim gullüm dediğimiz bir kelime var ve bu da acıdan bile bir neşe çıkarmak olarak adlandırıyoruz. Gezi döneminde LGBTİ'ler gaz da yese mizahi söylemler oluşturmuştu. O dönemde bu, tekrar ayakta durabilmeyi ve direnişi devam ettirebilmeyi sağlıyordu. LGBTİ'lerle durum komedisi çıkararak bir direnişi gösterebilmeyi daha önceden sokakta, her yerde şiddete maruz kaldıkları için ve diğer politik alanlarda da gördük. Biz de bunu çıkış noktası kabul ederek bir kültür-sanat festivali olarak yolumuza devam ediyoruz" dedi.

Kaynak: Jinha


Etiketler: yaşam
2024